KORAY CANDEMİR: “GİTARLARIN YANDIĞI ŞARKILAR DA YAPARIZ”
Türkiye’de rock müzik denince akla gelen ilk isimlerden biri, Koray Candemir. Pek çoğumuzun kalbinde Kargo’nun yakışıklı sesi olarak yer etse de o, çok uzun zamandır kendi şarkılarıyla yola devam ediyor. Ve şimdi geçtiğimiz hafta çıkardığı son single’ı “Kimileri” ile Koray Candemir özlemimize nihayet son veriyor.
Söyleşi: Nilüfer Türkoğlu
nilufer@ajandakolik.com
Bu yıl müzikte 25. yılını kutluyor. Çok şaşırtıcı ama öyle! Oysa daha dün hepimiz bas bas bağırıyorduk: “Renklerin içinde, düşlerin içinde, doğmak sessizce!” Sonbaharda yeni albümüne kavuşacağımız Koray Candemir ile yeni şarkısını bahane edip sohbet ettik. Kendi deyimiyle hayata ve işine daha olgun bakan bir adam var karşımda, bir 25 yıl sonrasını da merak ediyor insan…
Çok fazla söyleşi yapmadığını kabul edebiliriz sanırım. Çok konuşmayı sevmiyor musun yoksa müziğim konuşsun, ben susayım diyen “azınlık”tan mısın?
Geçmişte çok röportaj yapmış birisi olarak son senelerde azalttığımı itiraf etmeliyim ama döneme göre değişiyor.
Dinleyicilerin alıştığı bir görüntü, çok normal. Sonuçta hafızalara grupla yerleştim. Müzikle uğraşmayı çok seviyorum, kendimi çok kısıtlamıyorum. Bana iyi hissettiren neyse onu yaşıyorum. Solo olur, Maskott olur ya da farklı bir proje…
Her şeyden daha çok zevk aldığımız ve heyecanlandığımız zamanlardı. Hayatın kaosu azdı, bu da netlik getiriyordu. İşimize tamamen konsantre olabiliyorduk.
Serkan’la yaşadıklarımız çok özel. Bir nevi hayatı paylaştık Amerika’da. Maskott’u yaratıp, övündüğümüz bir albüm yaptık. Hala da paylaşmaya devam ediyoruz. Ekibin diğer üyeleriyle nadir temas ediyoruz ama saygıyla uzaktan takip ediyorum.
Çeyrek asırda metal yorgunluğu olmaz mı? (Gülüyor.) Hayata ve işime daha olgun baktığım yaşlar diyelim. Tahammül yerine göre değişkenlik gösteriyor, iş ilişkisi yıpranmalarına çok kafayı takmıyorum. Huzurlu olmayı tercih ediyorum. İlk cümleleri iltifat olarak alıp teşekkür ediyorum.
Müzikte yeni sound arayışları içine girdik. Yeni şarkılar bu çalışmaların ürünü. Zaman geçtikçe müziğe olan sevgim artıyor.
En son 2016’da “Son” isimli şarkımı paylaşmıştık. Son birkaç senedir şarkılar yapıp beni tatmin edecek hale getirmeye çalışıyoruz. Hâlâ devam ediyor.
Şirket önerdi, aramızda konuştuğumuz ihtimallerden biriydi. Biraz zaman aldı ama güzel sonuçlandı.
Kendinle barışık olmaya gönderme yapan bir yanı var esasında “Kimileri”nin. Ne kadar bu döneme yazılmış gibi dursa da pandemiden önce yazmıştım. Bu zor zamanları sakin ve soğukkanlı geçirmeye çalışıyorum ama çok dert olunca etkilenmemek pek mümkün değil.
Şarkıları tek tek paylaşmanın getirdiği sonuçlar olarak bakıyorum. Albüm olarak hepsini dinlediğimizde bir bütünlük oluşturuyorlar. Taze sound yaklaşımları deniyoruz, bunu yaparken türlerden uzaklaşıyoruz. Gitarların yandığı şarkılar da yaparız. (Gülüyor.)
Evet, hepsi albümde toplanacak. Şu ana kadar Cem Şahin,Cemre Kabaş,Serkan Çeliköz,Burak Gürpınar,Tarkan Gözübük,Güven Ersoysal,Evren Göknar prodüksiyonun çeşitli aşamalarında yer aldılar. Onlara kalpten teşekkür ediyorum.
Genellikle tür seçmeden sevdiğim albümleri dinlemeyi seviyorum. Döneme göre değişiyor. Şu an pikapta Tori Amos var.
Jeff Buckley, Fiona Apple, Pearl Jam, Elbow, Radiohead… Daha çok var saymayayım. (Gülüyor.)
Bir yandan da klişe tabiriyle “genç kızların sevgilisi” dedikleri “tür”den bir müzisyensin. Fazla yakışıklı bir müzisyen olmak nasıl bir şey?
En sonunda her şey hep işinizi nasıl yaptığınızla ilgili. Güzellik göreceli kalıyor.
Müzik kariyerinde 50. yılını tamamladığında Koray Candemir sence nerede, ne yapıyor olur?
Beklentilerden uzak durmaya çalışıyorum, önce 2022’yi görelim. (Gülüyor.)
Hiç aklımda olan bir şey değil ama hayat bu.
Bu ülkede bağımsız olarak sanat işiyle uğraşmak çok zor, çok meşakkatli ve engellerle dolu. Her şeyin düzeleceğine inanıyor musun?