Advertisement Advertisement

İYİ Kİ DOĞDUN DORA GABE, “UFACIK” ÇOCUKLAR SENİNLE BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR!



Bugün Bulgar Yahudisi şair, çocuk kitapları yazarı, çevirmen ve aktivist Dora Gabe’nin doğum günü! Yapıtlarında, insana ve dünyaya yeni bir anlam vermeye çalışan Dora Gabe, eserleriyle büyüyen kuşakların “manevi annesi” olarak adlandırılıyor. 1888 yılında Bulgaristan’ın kuzey doğusunda bulunan Dabovik kasabasında dünyaya gelen Gabe, yüzyıllar geçse bile hâlâ okunan, güncelliğini koruyan bir yazar. Can Çocuk, ilk olarak 1982 yılında Özdemir İnce çevirisiyle yayımladığı “Ufacıktım” kitabını, geçtiğimiz aylarda yeni kapak tasarımıyla yeniden yayımlayarak yazarı, bugünün çocuklarıyla tanıştırıyor.

“Bir çığlıktan korktum ve yatağımdan düştüm. Gözlerimi açamam, yerimden kımıldayamam. Karşımdaki pencere kırmızı, duvarlar da kırmızı. Yataklar dört ayaklı canavarlar gibi dikilmiş. Küçük kız kardeşimin gözlerinde mumlar yanıyor.”  (Korkunç Bir Bayram / Ufacıktım) 

Nilüfer TÜRKOĞLU
nilufer@ajandakolik.com 

İlk şiirlerinden olan “Bahar” Bulgaristan’da ders kitabı olarak okutulan Dora Gabe, dünya edebiyatının önemi yeterince anlaşılamamış yazarlarından biri. 136 yıl sonra 16 Ağustos’ta onu doğum günüyle hem yeniden hatırlamak hem de bir çocuğun gözünden yazdığı dünyayı okumak için tam sırası!

Polonya göçmeni olan babası Pavel Gabe, Bulgar meclisine seçilen ilk Yahudi milletvekili idi. Seçilmesine rağmen meclise girmesine izin verilmeyince gazeteciliğe başlamıştı ve ülkede tanınan bir kişilikti. Dora Gabe, Varna’da lise öğrenimini tamamladıktan sonra Sofya Üniversitesi’nde Doğa Bilimleri alanında öğrenim gördü. Ardından Cenevre ve Grenoble’da Fransız Filolojisi okudu, Fransızca öğretmenliği yaptı. 1911-1912’de eşi Prof. Boyan Penev ile birlikte yurtdışında Polonya, Almanya, İsviçre, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Fransa, İngiltere’de yaşadı. Lehçe, Çekçe, Rusça, Fransızca ve Yunanca biliyordu. 1917’den itibaren hayatının sonuna kadar çeviriler yaptı. 1920’ler ve 1930’larda Bulgar edebiyatı le ilgili pek çok ders verdi. Polonyalı şairlerle ilgili antoloji çalışmasını 1921’de tamamladı.

1925’te Bulgaristan Kültür Bakanlığı tarafından gençler için hazırlanan bir kitap serisinin editörlüğünü üstlendi. Bulgaristan Pen Yazarlar Birliği’nin kurucuları arasında yer aldı ve uzun zaman başkanlığını yürüttü. Eserlerinin çoğunu 1920-1935 arasında verdi. Çocuklar ve yetişkinler için şiirin yanı sıra tiyatro ve edebiyat eleştirileri, siyasi yazılar, kısa hikâyeler yazdı. 1939-1941’de bir çocuk dergisinin editörlüğünü yaptı. 1947’den itibaren üç yıl Bulgaristan’ın Polonya büyükelçiliğinde kültür işleri danışmanlığı yaptı. 1983’te Sofya’da öldü.

“UFACIKTIM” YENİDEN CAN ÇOCUK’TA… 

Dora Gabe’nin Türkçede ilk olarak 1982 yılında Can Yayınları tarafından Özdemir İnce çevirisiyle okurla buluşan kitabı “Ufacıktım”, 42 yıl sonra yeni kapak çizimiyle Can Çocuk etiketiyle yeniden yayımlandı. Severek takip ettiğim çizerlerden yetenekli Mavisu Demirağ’ın resimlediği bu kapağın kitabın ruhuna hiç uygun olmaması ise beni fazlasıyla şaşırttı. Dora Gabe’in zarif ve incelikli küçük hikayelerine sızan karanlık ve hüzünlü atmosferin aksine Demirağ’ın çizimleri fazla aydınlık, umut verici ve çocuksu. Oysa 1982’deki kapak tasarımının Gabe’nin kitabındaki iç dünyayla parallelik gösterdiğini kolayca söylemek mümkün.

Kitap 14 öyküden oluşurken her birinin birbirinden bağımsız olduğunu söylemek güç, çünkü hepsi birbiriyle ilişkili, birbirinin devamı niteliğinde… Yazarın sözcükleri şiirsel bir armoni taşıyor. Şiirsel olduğu kadar bir masal havasında aynı zamanda. İnceliklerle dolu anlatımında oldukça duyarlı bir çocuğun, kocaman dünyanın, anlaşılmaz evrenin karmaşasını yüreğiyle anlamaya çalışması bir tutam karanlık bir atmosferle okura sunuluyor.  İsmini bilmediğimiz bu çocuk, kendi dünyasında her şeyin gerekliğini kavramaya çabalıyor. Tüm bunları uçsuz bucaksız bir düş dünyasının renkleriyle okuyoruz. Güneş, Ay, rüzgâr, çevredeki insanlar ve onların davranışları birer canlı kişilik gibi karşımıza çıkıyor. Çocuğun gözünde, insan, anne, baba, kardeş ve diğer insanlarla olan ilişkisi yepyeni bir gerçeklik kazanıyor. Yazar tüm bunları  yaparken de, büyük bir insanın katılaşmış, kalıplaşmış, acımasız mantığından değil, küçük bir çocuğun binlerce çiçek açan, binlerce kuş öten saf, tertemiz, sevgi dolu yüreğinden yararlanarak yapıyor.

Yapıtlarında, insana ve dünyaya yeni bir anlam vermeye çalışan Dora Gabe, eserleriyle büyüyen kuşakların “manevi annesi” olarak tanınıyor. Onun “Ufacıktım” kitabıyla beslenen, Gabe’i yazın hayatı için önemli bir yere koyan usta yazarlarımızdan Sevim Ak, bakın neler diyor?

“Ufacıktım kitabını 1982’de almışım. O yıllarda kendi dilimi bulmaya çalışırken okuduğum onlarca kitap arasından göz kırpmıştı bana. Çocuk edebiyatı nedir, çocuk ve yetişkin bakışları arasındaki farklar nelerdir, diye düşünürken somut, sıcacık örneklerle karşıma çıkmıştı. Kendi sesimi keşfetme yolculuğumda defalarca okuduğum kitabın bendeki anlamı çok ayrı ve derin. Bugün 2024 Baskısıyla yeniden hayata dönüşünü kutlarken, beni geçmişime nemli gözlerle götürmekle kalmadı, bugünün yeni yazarlarının göz ardı ettiği edebiyat kavramı hakkında da uzun uzun düşündürttü. Yaşasın Çocuk edebiyatı! Özlemişim…”

İyi ki doğdun Dora Gabe! “Ufacıktı” çocuklar, seninle büyüdü. Ve seninle büyümeye devam ediyor. Can Çocuk’a ve o ufacık çocuğu, çocuklarla tanıştıran çevirmen, yazar, gazeteci Özdemir İnce’ye de ayrıca teşekkürler…

YORUM YAP

You don't have permission to register
Follow us on Social Media