AjandaKolik Reklam

 

 

BELKİ ŞEHRE BİR “KUPA” GELİR



İrlandalı yazar Ronan Hession, “Panenka”da, ismiyle müsemma ana ve yan karakterleri ve olay örgüsüyle Ken Loach filmlerini aratmayan bir roman sunuyor.

YAZI: Burak SOYER

soyerbrk@gmail.com

Penaltı, bir futbol maçının en tuhaf ânıdır. Hatta her iki takım oyuncuları tarafından en tedirgin hâli. Zira penaltıyı kazanan takım için de penaltıyı yaptıran takım için de bulunmaz bir nimet ve bir o kadar da fazla sakat bir durumdur. Penaltıyı atacak oyuncunun golü atacağından kimsenin şüphesi olmaz. Kaleci ise topu kurtarırsa kral olur. Hiçbir futbolcu penaltı kaçırmak istemez. Her kaleci de penaltıyı kurtarmak ister. Net bir pozisyondur. İhtimaller yüzde 99 oranında bellidir. Hakem düdüğünü çalar. Topçu penaltıyı atacağı köşeye son kez ufak bir bakış atar. Gerilir. Kale arkasının en üst sırasında 50 kişi arasında duran seyirci bile topun ne tarafa atacağından emindir. Topçu topa ortadan hallice bir hızla yaklaşır, ayağının burnuyla dibine girer, topu kaleye yollar. O sırada sağa veya sola yatmış olan kaleci yavaş çekimle topun bir biçimde köşelerden değil tam ortadan kalesine süzülüşünü izler. İşte bu atışa futbolda “panenka” denir. Risk ister, akıl ister, yürek ister, icraat ister. Bu yüzden de, “Hayat fena halde futbola benzer.” Dilimize pelesenk olmuş bu sözü söylemekten bıkmayacağız çünkü aksini ispatlamanın yolu yok. Ancak hayat-futbol çizgisinden kesişen birçok yaşam var. İrlandalı yazar Ronan Hession’ın yazdığı, Ketebe Yayınları’ndan İrem Uzunhasanoğlu çevirisiyle yayınlanan “Panenka” kitabı da, bu çizgide kesişen yaşamlara odaklanarak “hayat stadının” içinde koşturan insanların öyküsünü anlatıyor.

Maalesef “rengi” yok

Kitabın ana karakteri Panenka nam Joseph, kızı Marie-Therese ve yedi yaşındaki torunuyla yaşayan, zamanında doğup büyüdüğü Crucible kasabasının futbol takımı Seneca FC’nin gözdelerinde olan eski bir topçu. Şimdilerde ise dandik bir işte çalışıp faturalarını ve kirasını kızıyla birlikte ödediği bir evde onu yiyip bitiren, doktorlar tarafından tam olarak tanımlanamayan ancak Panenka’nın, “Demir Maske” diye tarif ettiği, tüm suratını ve başını esir alan ağrılardan mustarip bir hayat sürüyor. İş çıkışlarında eski damadı Vincent’ın mekânında, en yakın arkadaşları Anthony ve BABA ile buluşup iki tek atmak dışında hayatına renk katan hiçbir şey yok. Aslında sadece onun değil, kasabadaki kimsenin böyle bir “rengi” yok.

“Ne geçmiş tükendi ne yarınlar…”

Her şeyin sıradanın da ötesine geçtiği bir hayat hüküm sürüyor bu topraklarda. İnsanlar, “depresyona girmeyip işlerine gidiyor”, ayak tırnağı kesere mesleğe başlayan berberler tüm müşterilerinin saç modelini ense tıraşına kadar biliyor. Kasaba halkını bu monotonluktan kurtaracak tek bir olay bekleniyor: Seneca FC’nin yirmi beş yıl aradan sonra tekrar birinci lige yükselme olasılığı. Bütün kasaba buna odaklanmış durumdayken Panenka’nın mahallesine bir de berber dükkânı açılıyor. Usta, Esther isminde bir kadın. Panenka, klasik futbolcu saçından bıkıp usandığı için tebdili mekân raconuna uyarak Esther’e tıraş olmaya gidiyor ve ikisi arasına daha sonradan arkadaş, kız arkadaş, sevgililiğin çok ötesine geçen bir ilişki başlıyor. Marie-Therese, müdürlük terfii aldığı süpermarkette oğlu Arthur için gelecek planları yapıyor. Vincent’a küsüp başka bir bara giden Anthony ve BABA, buzları eritip tekrar kürkçü dükkânına dönüyor. Bu arada Panenka, çok sağlam bir “Demir Maske” krizi geçirip ölümle burun buruna geliyor. Bu olaydan sonra, devamını okura bırakacağım, herkes geçmişiyle hesaplaşacağı defterlerini sandıktan çıkararak “tamiri mümkün” olan ve olmayan şeylerle bir muhasebeye girişiyor.

Ronan Hession, “Panenka”da, ismiyle müsemma ana ve yan karakterleri ve olay örgüsüyle Ken Loach filmlerini aratmayan bir roman sunuyor. En çok sıradan insanların dışarıdan basit gibi görünen ama içeriden onlar için hayat memat meselesi olan dertlerine çöken hayatın değişme ihtimalini bir futbol maçı üzerine doğru taktiklerle kurarak hatıraların, pişmanlıkların, yüzleşmelerin karşısına umutla çıkıyor.

YORUM YAP

You don't have permission to register
Follow us on Social Media