
YAZAR – ÇİZER MARK JANSSEN’İN FANTASTİK EVRENİNDE
Bence dünyanın en iyi illüstratörlerinden biri o! Türkçede Can Çocuk etiketiyle yayımlanan “Sıradan Bir Gün” ve “Ada” kitaplarıyla hem yarattığı hikayeler hem de sınırsız hayal gücüyle ortaya çıkardığı çizimlerle müthiş bir sanatçı. Yazar illüstratör Mark Janssen ile resimlerini yaptığı, kendisi gibi Hollandalı yazar Olaf Koens’in “Aydın – Bir Beyaz Balinanın Gerçek Öyküsü” kitabından yola çıkarak düş dünyasını ve sanatını konuştuk.
SÖYLEŞİ: NİLÜFER TÜRKOĞLU
nilufer@ajandakolik.com
İlk olarak “Ada”yı okuduğumda çarpıldım! Dev bir kaplumbağanın, bir baba-kız ve köpeklerine yuva / ada olacağı fikrinden yola çıkan hikaye hem görsel hem de metinsel anlamda çok vurucu ve özeldi. Mark Janssen ile ilk defa o zaman tanıştım sonra diğer kitaplarını takip ettim. Henüz Türkçede hem yazıp hem çizdiği iki kitabı olsa da resmettiği birkaç kitabın da okuru olabileceğinizi söyleyebilirim. Örneğin geçtiğimiz hafta yine Ajandakolik sayfalarında söyleşi yaptığım Olaf Koens’in “Aydın – Bir Beyaz Balinanın Gerçek Öyküsü” kitabı onlardan biri, bir diğeri ise “Bir Aslan İstiyorum.” Zaten artık onu, çizimlerinden çok iyi tanıyorum. Ve şimdi onunla sohbet ediyor olmak da benim için büyük mutluluk. Hanımlar beyler ve çok sevgili çocuklar, işte karşınızda benim çok sevdiğim yazar çizer Mark Janssen!
“Aydın – Bir Beyaz Balinanın Gerçek Öyküsü” kitabının resimlerini sen yaptın. Olaf gibi sen de Aydın’ı biliyor muydun? Yoksa onunla bu ilk karşılaşman mı?
Olaf ve yayımcım, kitabın resimlerini yapmamı teklif ettiklerinde hikayeyi hatırladım! Olaf gibi ben de konuyu 90’larda Hollanda televizyonunda gördüm. Yıllar içinde unutmuştum ama Jeugdjournaal’ın (Çocuklara Haberler) tüm resimlerini ve klibini tekrar görünce her şeyi anımsadım.
Bu gerçek bir hikaye. Senin üzerindeki etkisini bizimle paylaşır mısın?
Böylesine heybetli, adeta cennetten düşmüş bir hayvanının insanlarla dost olması, bir peri masalı gibi. Aydın, insanlara mesajlar getiren bir melek görünümünde ve sanki hepimize şöyle diyor: “Birbirinize iyi davranın, dost olun, bakın size ne kadar güveniyorum; benim gibi olun!” Ancak gerçek, Aydın’ın sadece Gerzelileri mutlu eden bir hayvan olmadığı yönünde. O, aynı zamanda yakalanan ve casusluk amacıyla eğitilen bir hayvan. Aydın’ın bu eşsiz hikâyesi hüzünle sonlanan bir hayat hikayesi. Hepimiz bu hayvanların duyguları olduğunu biliyoruz; korku ve üzüntü dönemleri geçirmiş olmalı. Yani benim için bu gerçek hikayenin iki yüzü var. Hepimiz hikayenin tatlı tarafını severiz ancak birçok durumda olduğu gibi bu hikayenin de acımasız bir tarafı var. Sadece iyi tarafa odaklanan çocuklara yönelik kitabımızla şimdi iç açıcı bir hikaye olmasına sevindim!
Hepimiz bu hayvanların duyguları olduğunu biliyoruz; korku ve üzüntü dönemleri geçirmiş olmalı. Yani benim için bu gerçek hikayenin iki yüzü var. Hepimiz hafif taraftan zevk almayı severiz, ancak birçok durumda olduğu gibi bunun da acımasız bir tarafı vardır. Sadece iyi tarafa odaklanan çocuklara yönelik kitabımızla şimdi iç açıcı bir hikaye olmasına sevindim!
Sen sadece bir çizer değil aynı zamanda yazarsın da. Ve yine Can Çocuk’tan çıkan çocuklar için pek çok kitabın var. (Hepsini okudum.) Hem yazıp hem çizmek çok özel olsa gerek. İşini nasıl tanımlarsın?
Çok teşekkür ederim! Bence çizim yapma veya hikaye yaratma yeteneği bir hediye. Bunun farkındayım ve bunu bana verdiği için Tanrı’ya veya evrene şükrediyorum.. Ancak yıllarca ve yıllarca eğitim alınması gerektiğini unutmayın. Tıpkı yetenekli bir futbolcu gibi. Eğer kendini işine adamazsa, sıkı çalışmazsa hiçbir zaman profesyonel düzeyde futbol oynayamaz. Koltuğuna uzanıp Mark Janssen’in çocuk kitaplarını okur hahaha! Bu yüzden bir meslek edinebildiğim için çok şanslıyım. Tüm resimli kitaplarımın dünyanın her yerindeki birçok çocuğa ve yetişkine ulaştığını görmek bana keyif veriyor. Ne zaman yeni bir konsept arayışına girsem, bunun bir değeri olması gerektiğini düşünüyorum. Öncelikle çocuklar için eğlenceli olmalı ama aynı zamanda konuşacak veya düşünecek daha derin bir katman da olmalı. Çevre hakkında, var olmanın güzelliği hakkında, dostluk hakkında ama aynı zamanda korku, kayıp ve üzüntü hakkında. İşimi nasıl tanımlarım? Aynı zamanda stüdyo olan evimde güne erken başlıyorum ve çoğu zaman akşama kadar çiziyor, boyuyor veya yazıyorum. Sıkıcı mı? Hayır, kendi dünyalarımda seyahat ediyorum…

Göz alıcı resimleriyle kalpleri ısıtan “Ada” kitabı da Can Çocuk etiketiyle çıkmıştı.
“Ada” kitabın beni çok etkilemişti. Özellikle resimleri gerçekten çok güçlü. Çizerken hangi teknikle resimlerini yapıyorsun?
Ada gerçekten benim için de çok önemli bir kitap. Çok geniş manzaralara yerleştirilmiş birçok karakter çizimi olsa da küçük bir kızın ve dev bir kaplumbağanın ilişkisini anlatan hikaye de çok samimi. Karakalem çizimlerin yanı sıra en çok kullandığım teknik, daha sonra dijital dokunuşlarla kağıt üzerine resim yapmak. Yani her çizim temelde sulu boya ve guaj boya ile elle boyandı. Ancak kağıt üzerinde işim bittiğinde tarama cihazımla bir tarama yapıyorum. Photoshopta pek çok ayrı parçayı bir araya getiriyorum. Doğru kompozisyonu yaratıyorum ve doğru dengeyi bulmaya çalışıyorum. Bazen bir illüstrasyonda 200 farklı dijital katman bulunur. Sonunda her zaman elle boyanmış bir illüstrasyonun doğal havasını korumaya çabalıyorum.
Çocukken çok kitap okuyan bir çocuk muydun? Kitap yazıp çizmeye ne zaman başladın?
Size bir sır vereyim mi? İyi bir okuyucu değildim! Ama yine de çocukken de kitaplar benim için çok önemliydi. Artık resimlerde “Düşünen” taraf olduğumu biliyorum. Benim “okuduğum” tüm kitaplar resimler veya çizimleri nedeniyle seçildi. Resimli kitaplar, ansiklopediler, kurgu olmayan hayvan ve çizgi romanlar… Küçüklüğümden beri çiziyorum ve o zamandan beri hiç durmadım. Bu sanki hayatımı doğru dengede tutmak gibi bir şey. Yaratmayı seviyorum ve gerçekten nefes almak gibi buna ihtiyacım var. Ama kariyerimin son yıllarından bu yana önceliklerimi seçmem gerektiğini biliyorum; enerjimi en güzel projeler için saklasam iyi olur. Nitelik, nicelikten önce gelir. 1997’de profesyonel kariyerime illüstratör olarak başladım ama neredeyse 18 yıl sonra (!) 2016’da ilk kendi resimli kitabım yayımlandı. “Sıradan Bir Gün” bir başarıya dönüştü ve artık hayattaki misyonumu bulduğumu biliyordum. (Gülüyor.)
Bunu anlamış olmak ne güzel. Peki, sana kimin veya hangi kitabın ilham verdiğini sorsam…
Hollanda’da Maastricht kentinde sanat akademisinde öğrenciyken Avusturyalı illüstratör Lisbeth Zwerger’in çocuk kitabı illüstrasyonları beni büyülemişti. Sanat çalışmaları bana ilham kaynağı oldu ve suluboya resimlerini inceleyerek yavaş yavaş kendi tarzımı geliştirdim. “Alice Harikalar Diyarında”, İncil ve örneğin “Bir Noel Şarkısı” gibi güzel kitapları resimledi.
Kitapların içinde en sevdiklerin hangileri? Türkçeye henüz çevrilmemiş bir kitabın var mı?
Hepsi benim için özel. Hepsi benim düşüncelerimin, yazılarımın ve çizimlerimin ürünleri, yaratımları. Tamamen “ben”. Yani bir yanımın benim için başka bir yanımdan daha özel olduğunu söyleyemem… Umarım ne demek istediğimi anlamışsınızdır. Bunun yanı sıra, diğer insanlar Ada’dan harika bir kitap olarak bahsediyor, ancak aynı zamanda sevilen birinin kaybıyla nasıl başa çıkılacağı üzerine teselli mesajı veren “Always Nearby”ı da seviyorlar. “Stop! Monsters!” da hayal kurmanın gücüyle yazdığım “Dreamer” kadar başarılı oldu. Evet, Türkçe’ye çevrilmemiş daha çok resimli kitap var. Sanırım yaratma hızıma ayak uyduramıyorlar!
Gerçekten de öyle. Çabuk çevrilsin o kitaplar da dilerim. Bu arada şu an üzerinde çalıştığın yeni bir kitap var mı?
Eylül ayında Hollanda’da en yeni resimli kitabım “Home”u yayımlayacağız. Bence şimdiye kadar yaptığım en güzel şey. Bu kitap, gezegenimizin güzelliğine bir övgü niteliğinde. Hikayesi ise dünya dışı biriyle arkadaş olan küçük bir kız hakkında. Şu anda çizimlerin ince ayarını yapıyorum. Renklerde küçük ayarlamalar… Ada gibi bu kitap da sessiz kitap aslında. (sadece resme dayalı, metinsiz) Fakat benim Ada’da yaptığım gibi yabancı yayıncılar benim yazdığım bir metni kullanmayı seçebilirler veya kullanmayabilirler. Bu konuda oldukça heyecanlıyım ve çevremdeki insanların ilk eleştirileri çok iyi. Umarım siz de beğenirsiniz!
Beğeneceğime eminim şimdiden. Bu arada ben “Ada”nın sessiz kitap olduğunu bilmiyordum. Çünkü Türkçe yayınında metinli olarak yayımlandı. O zaman senin gibi rengarenk bir sanatçıya şunu sorayım: Hayal gücünü en çok besleyen şey ne?
Kafamın rahatlaması gerekiyor. Yazarlarla kitaplar veya projeler üzerinde çalışmakla meşgul olduğumda, zihnimde yeni hikayelere yer yok. Yani hayal gücü biraz da kapanmak, fişi çekmek demek. Dinlenmek ya da tatile çıkmak için zaman ayırdığımda zihnim hemen bir şeyler aramaya başlar. Yeni temalar, iyi olay örgüleri ya da yeni bir şeye başlamak için ne gerekiyorsa onu düşünmeye başlarım. Bazen sadece yeni bir şeyler ararken bile oluyor. Son kitabım “Home” için kitap fikrim radyodaki müziği duyarak geldi. Elton John’un ‘Rocketman’ıydı….
Biliyor musun ben de Ajandakolik için minik bir video çekmiştim, senin kitabını anlatan. Ama sonra kendime güvenemediğim için o videoya yer vermedim. Şimdi seninle söyleşi yapıyor olmak benim için gurur verici. Umarım bir gün yüz yüze de tanışırız. Kitaplarımı imzalamanı çok isterim.
İltifatların için çok teşekkür ederim. Bir gün kitaplarımı tanıtmak için Türkiye’yi ziyaret etmeyi umuyorum ve sonra kesin görüşeceğiz! Dankjewel!
Son olarak Aydın kitabına geri dönecek olursak bu kitabı okumuş ya da okuyacak olan çocuklara neler söylemek istersin?
Hikayenin tadını çıkarın! Yıllar önce yaşananlar ne güzeldi. Belki hayvanlarla olan ilişkimizi değiştirmek de önemlidir. Daha iyisi için değişmesine izin verin lütfen.