THE WALKING DEAD’İN YARATICISINDAN YENİ SÜPER KAHRAMAN
The Walking Dead’in yaratıcısı Robert Kirkman’ın yeni çalışması “Invincible 1 – Aile Meseleleri”, okuru yeni bir süper kahramanın doğuş sancılarına ortak ederken geleceğin süper kahramanını da huzurlarımıza getiriyor.
YAZI: BURAK SOYER
İlk gösterimi 31 Ekim 2010 yılında yapılan The Walking Dead dizisi, 20 Kasım 2022’de de ekranlara veda etmişti. Dizinin dumanı hâlâ tüterken serinin yaratıcısı Robert Kirkman yeni bir işe imza attı: “Invincible 1 – Aile Meseleleri”. Çizgi romanlar fantastik boyuta geçtiğinden beri pek çok süper kahramanla karşılaştık, karşılaşmaya devam ediyoruz ve edeceğiz gibi de görünüyor. Bu bollukta yeni bir süper kahraman yaratma işi de haliyle epey zor olabiliyor. Zira bu insan üstü “varlıklar”a eklenecek yeni bir şey pek kalmadı. Ancak yapan yapıyor. Tıpkı Kirkman’ın “Invincible”daki süper kahramanı Mark Grayson gibi. İlk kez 2021 yılında Amazon Prime’de gösterilmeye başlanan ve hâlâ en çok izlenen seriler arasında yer alan “Invincible”ın ana karakteri Mark Grayson’ın süper güçleri “dışarıdan” gelmiyor, doğuştan uçan biri değil. Mark’ın tüm süper güçleri genetik. Babadan yadigâr. Fakat Mark henüz 17 yaşında bir delikanlı ve o yaştaki birisi için “yenilmez” olmak, o kadar da kolay baş edilebilecek bir durum değil. Robert Kirkman ve Cory Walker’ın yarattığı, Athica Books’tan Emre Yavuz çevirisiyle yayımlanan “Invincible – Aile Meseleleri”, okuru, yeni bir süper kahramanın doğuş sancılarına ortak ederken geleceğin süper kahramanını da huzurlarımıza getiriyor.
Süper kahramanın ezik oğlu!
Mark Grayson 17 yaşında, sivilcelerini sıkmasına ramak kalmış, çizgi roman hastası genç bir adam. Annesi ve babasıyla yaşıyor. Okuldan arta kalan zamanlarında bir hamburgercide çalışıyor. Kızların peşinden koşuyor ama onları yakalamayı beceremiyor. “Saf” tarafıyla öne çıkan bir karakter Mark. Okulda herhangi bir popülerliği yok. Arkadaşlarıyla iki çift laf etmekten imtina ediyor. Tek derdi çizgi romanlar ve çizgi filmler. Fakat Mark’ın yaşıtlarıyla olan tezatlığı sadece onun asosyalliğinden gelmiyor. Zira Mark’ın babası kağıt üzerinde bir yazar olarak görünse de esasında bir süper kahraman. Üstelik işinin ehli. Takriben 30 saniyede bir yangını söndürüp hayatına kaldığı yerden devam edebiliyor. Mark’ın ev kadını annesi ise bütün gününü kocasının eve sağ salim gelmesini beklemekle geçiriyor.
Ufak tefek süper kahramanlıklar
Mark, gayet sıradan ve sıkıcı bir iş gününün sonunda çöpleri boşaltırken babasındaki süper güçleri devralma vaktinin geldiğini fark ediyor. Durumu akşam yemeğinde ailesine açıklıyor ve babası engin tecrübelerinden ufak bir kesit sunup hakkında hayırlısı olması dileğiyle Mark’a süper kahramanlığının başlangıcında yardımcı oluyor. Ve ergenliğinin tam ortasında olan oğluyla o konuda da erkek erkeğe bir konuşma gerçekleştiriyor. Artık durumunun farkında olan Mark, birkaç ufak işi hallederek süper kahramanlığa başlıyor. O arada da kentte kendisi gibi süper güçleri olup insanlık namına çalışan Atom Eve, Robot, Rex Splode ve Duplı Kate ile tanışıyor. Ve böylece Mark ilk ekibiyle birlikte kör topal süper kahramanlık macerasına başlamış oluyor…
“Süper kahraman olmayı seven bir süper kahraman kitabı”
“Invincible 1 – Aile Meseleleri” bir “tanışma” kitabı. Robert Kirkman, bize yeni bir süper kahramanın ilk adımlarını atışını gayet doğal ve sade bir anlatımla okutmayı başarıyor. Bir yanda ergenlik dertleriyle uğraşan Mark, diğer yanda babasıyla havada uçarak devriye gezerken süper kahramanlığın püf noktalarını öğrenmeye çalışıyor. Kitabın önsözünü yazan Kurt Busiek, “Invincible eğlenceli, yeni ve enerjik. Süper kahramanları sevdiğimi kabul etmek istemeyen, hikâyeye güya farklı yönden yaklaşıp hiçbir şeyin rahatsız edici bir karışımı olarak sonuçlanan süper kahraman çizgi romanlarından biri değil. Hayır. Invincible kendi türüyle barışık. Süper kahraman olmayı seven bir süper kahraman kitabı…” derken ona hak vermemek elde değil. Zira “Invincible”, eli yüksekten açmıyor. Aşırıya kaçmıyor. Bir anda “gerçek” bir süper kahraman ortaya çıkarmaya çalışmıyor. Kirkman’ın Mark ile ilgili planları olduğunu anlıyoruz. Okuru da “Invincible” ile hafif hafif buna alıştırıyor ve bekleyip görmesini salık veriyor. Bize de şimdilik onun kafasından geçenleri beklemekten başka bir şey kalmıyor…