Advertisement Advertisement

ŞAİR ŞÜKRÜ ERBAŞ, 6. BANDIRMA KİTAP GÜNLERİ’NDE: “ŞİİR YAZDIKTAN SONRA BİR YILA YAKIN ŞİİRE DOKUNMAM, DÜZYAZIYLA İDARE EDERİM”


Usta şair Şükrü Erbaş, Bandırma’da kitapseverlerle buluştu. “Yazmak ve sanatsal yaratıcılık ne demektir? Bu bize ne sunar ve biz bununla ne yaparız?” sorularına cevap vermeye çalışan Erbaş, yazma sürecinin nasıl işlediğinden de bahsetti. Yeni şiir dosyasından bir eseri de ilk defa 6. Bandırma Kitap Günleri’nde okudu.

Sanat denilen şeyin “düzeni bozma işi” olduğunu vurgulayan Şükrü Erbaş, “Yetindiğiniz düzene karşı cümle kuramaz, resim, tiyatro ve müzik yapamazsınız. Otoriteyi kayıtsız şartsız kabul etmek öldürücüdür. Sizin tüm maharetiniz alır, ortaya bir posa bırakır,” diye belirtti. Devletlerin de kendi otoritesini sarsacak tüm yazarları da anlamak değil, cezalandırma yolunu seçtiğini söyledi.

İnsanı ayakta tutanın belkemiği olduğunu, bunun da kendisinde şiir olarak tezahür ettiğini belirten Erbaş, elli yıldır yazdığını, insanlara kendi gerçekleri ve duygu dünyaları da dahil olmak üzere başka bir dünyanın var olabileceğine işaret etmeye çalıştığını ifade etti.

Ulus Baker’in, “Bu dünyayı eylem değiştirir,” sözüne atıfta bulunan Erbaş, şöyle devam etti: “İstediğiniz kadar yazın veya şiir okuyun, eyleme dönüşmediyse yapılacak çok fazla bir şey yoktur. Duyarlılığınız oluşmuşsa bile bunun bir tutuma ve eyleme dönüşmesi, toplumda bir karşılığının olması lazım.”

“Bu dünyada her insan, olup biten her şeyden herkese karşı sorumludur”

Erbaş, Dostoyevski’nin, “Bu dünyada her insan, olup biten her şeyden herkese karşı sorumludur,” sözlerine atfen, ideolojik ve etik değerlerinin kendisine böyle bir sorumluluk yüklediğini, masalların ve halk hikâyelerinin de katkılarıyla çok erken yaşta ‘mazlumun kimse onun yanında yer almayı’ öğrendiğini söyledi.

Bizi kuşatan ve boğan dış gerçekliği hedef alan, ölümün ve sevginin verdiği acıya, yalnızlığa, insanın biricikliğine, özgürlüğe ve hayata dair şiirlerini okuyan Erbaş, yazma sürecini ise şöyle anlattı:

“Ben şiir yazdıktan sonra beş altı ay ve hatta bir yıla yakın o şiire dokunmam. Düzyazıyla idare ederim. Çünkü o toplamın duygusundan ve ağırlığından kurtulmam gerekir. Sonra usul usul yazmaya başlarım. Birkaç şiirden sonra dosya yavaş yavaş kendi doğrultusunu göstermeye başlar. O süreçte yukarıya baka baka konuşurum, ‘benim şiirimi benden başka kimse tamamlayamaz, ne olur bana dokunma, şunu bir bitireyim. Ne olur şunu bitireyim…’ Sonrasında dosya biter, kitabı kurtarırım. Aradan altı ay, bir sene geçer sonra o süreç yeniden başlar. Şu sıralar yine ‘bana dokunma şunu bir bitireyim’ aşamasındayım.”

Yeni şiir dosyasının da tamamlanmak üzere olduğunu söyleyen Erbaş, buradan bir şiirini halkın karşısında ilk defa 6. Bandırma Kitap Günleri’nde okudu. Daha sonrasında ise konuştuğumuz dilin kurucusunun ve “dört büyüğünün” Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Karac’oğlan ve Nâzım Hikmet olduğunu söyleyerek, Nâzım’ın “Hatunumun Gözleri Eladır Da” şiirini okudu.

6. Bandırma Kitap Günleri, birbirinden değerli konukları ve kültür sanat etkinlikleriyle 29 Eylül’e kadar devam edecek.

YORUM YAP

You don't have permission to register
Follow us on Social Media