RUBY HAUNT: “HER ZAMAN MÜZİĞİN İÇİMİZDE ORTAYA ÇIKARDIĞI DUYGUYU ARIYORUZ”
Türkiye’de kaç kişi Ruby Haunt dinliyordur bilmiyorum. Fakat ben takıntılı bir şekilde, neredeyse herkesin yerine onları dinliyorum diyebilirim. Melankolik ve ritmik melodileri yazı yazmama eşlik ediyor, sokakta veya doğada yürüyorum; derin düşünmeme, odaklanmama vesile oluyor. Şimdi onlarla tanışmak, konuşmak güzel bir duygu. Ruby Haunt, Türkiye’de ilk defa Ajandakolik’te!
Söyleşi: BATUHAN SARICAN
batuhan@ajandakolik.com
Sevgili Victor ve Wyatt, son albümünüz Between Heavens hakkında konuşmak istiyorum. Özellikle Fallen Air ve Cold Front parçalarını çok beğendim. Geçen yıl çıkardığınız Cures for Opposites albümü de çok iyiydi. Tekrara düşmeden harika işler çıkarıyorsunuz. Albüm kayıtları öncesinde bir planınız oluyor mu? Stüdyo sürecinde neler yaşıyorsunuz?
Victor: Dürüst olmak gerekirse, bir albümün ses açısından nasıl olacağını veya nasıl görüneceğini/hissettireceğini önceden asla bilemiyoruz. Stüdyoya girip fikir üretmeye başlıyoruz. Bazen çok hızlı bir şekilde bir şeyler elde ediyoruz, bazen de hiçbir yere varamıyoruz. Baskı hissetmediğimiz güzel bir yaratım ritmine girdiğimizde parçalar oluşmaya başlıyor ve albümün başlangıç noktası da burası oluyor. Bu noktadan itibaren albüm organik bir şekilde şekilleniyor ve biz kayıt sürecinden keyif alıyoruz. İşin teknik yönünden çok hissiyatına odaklanıyoruz.
Nasıl bir araya gelip grubu kurdunuz?
Wyatt: Victor ve ben 14 yaşımızdan beri çok yakın arkadaşız. Her zaman müzikle ilgileniyorduk ve konserler için birlikte Los Angeles’a gidiyorduk. Victor, ona prodüksiyon yapmayı öğreten diğer müzisyenlerin yanına taşınana, yani 2015’e kadar birlikte müzik yapmaya başlamamıştık. Ben Oregon’da mimarlık okuluna giderken Victor bana bazı parçalar gönderdi ve ben de onların üzerine vokal yazmayı denedim. Çok iyi bir bağ oluştu diyebilirim ve Video Dreams şarkımız birlikte yazdığımız ikinci şarkıydı. O andan itibaren müzikal olarak birlikte gelişmek ve yazmaya devam etmek harika ve ödüllendirici bir deneyim oldu. Dürüst olmak gerekirse bunu bu kadar uzun süre boyunca yapmak veya insanların gerçekten dinleyeceği konusunda hiçbir beklentimiz yoktu.
Müziğinizde yarattığınız atmosfer, insanı sisli ve serin bir akşamda sokak lambasının altında yalnız hissettiriyor. Tekrarlayan ritimlerinizle melankolik bir coşku hali de yaşıyoruz yer yer. Kimi zaman da bir döngüye girip adeta hipnotize oluyoruz. Siz, eserlerinizi yaratırken nasıl bir ruh halinde oluyorsunuz?
Victor: Yaratırken tam olarak nasıl bir ruh halinde olduğumuzu söylemek zor ama biz her zaman müziğin içimizde ortaya çıkardığı duyguyu arıyoruz.
Bir söyleşinizde şunu söylüyorsunuz: “Los Angeles’ta etrafımız birçok müzisyenle çevrili. Ancak bize ilham veren burası olmadı. Müziğimizin daha karanlık veya daha karamsar bir ortam için daha uygun olduğunu düşünüyoruz.” O halde müziğinizi atmosfer olarak en iyi tamamlayanın hangi ülke/şehir olduğunu düşünüyorsunuz?
Wyatt: Yakın zamanda ilk Avrupa turumuzdan döndük ve muhteşem geçti. Paris ve Berlin’de çok sıcak karşılandık ve müziğimizin orada yankılandığını görmek çok güzeldi. Canlı atmosferiyle bilinen Los Angeles’la karşılaştırıldığında bu tarz şehirlerin müziğimize daha uygun olduğunu düşünüyorum. Ben eskiden ABD’nin Kuzeybatı Pasifik bölgesinde yaşıyordum ve burası da müziğimize mükemmel bir görsellikle eşlik ediyormuş gibi geliyor. Daha karamsar veya daha görkemli ortamlar bizim içe dönük müziğimize ilham veriyor gibi görünüyor.
Şarkılarınızı yaratırken size neler ilham veriyor?
Victor: Duygusal farkındalık ve atmosferler.
Sizinle tanıştığım şarkı “Breather” olmuştu. Bir hikâyesi var mı?
Wyatt: Breather, kendini bırakma anlarıyla ilgili. Bu şarkı, bas ve davulları ekleyen Victor’a bir miktar gecikmeli gitar döngüsü girmemle oluşmaya başladı. Daha sonra vokalleri yazdım ve üzerine distorsiyonlu gitar sesini ekledim. Her şey çok doğal bir şekilde bir araya geldi; konuyu çok basit tuttuk ve üzerine fazla düşünmemeye çalıştık. Distorsiyonlu gitar Sigur Ros’un Svefn-g-englar şarkısından ilham aldı. Bazı şarkıların yazılması ve bitirilmesi neredeyse çok kolay oluyor, bazıları ise gerçekten zor. Genellikle aklınızda belirli bir hedefin olduğu işleri bitirmek zordur. Çünkü bu durumda kulağa nasıl gelmesi gerektiğine dair birçok önyargınız oluyor. Breather’da ise akışına bıraktık ve bizi götürdüğü yere kadar takip ettik. Sonunda gerçekten çok güzel oldu.
Albüm kapaklarınız renk ve kompozisyon olarak müziğinizin ruhuyla bütünleşiyor. Özel seçimler mi oluyor yoksa rastgele çekimler mi?
Victor: Çok fazla arama yapıyoruz ve seçtiğimiz her albüm fotoğrafı bir maksat içeriyor. Fotoğrafçılara fotoğraflarını kullanmamıza izin verdikleri için çok minnettarız.
İlhamdan bahsetmişken, sizi en çok etkileyen gruplar hangileri?
Wyatt: Her albümde farklı etkilenmeler söz konusu oluyor ve sanırım bunu duyabiliyorsunuzdur. Synth pop’la çok iyi başladık ve sonra daha çok gitar odaklı müziğe geçtik. Etkilendiğimiz bazı grupları ise Bedhead, For against, Beach House, Bark Psychosis ve daha nicesi olarak sıralayabiliriz. Müziğimize ilham kaynağı olarak kullanabileceğimiz yeni parçalar ve anlar arıyoruz her zaman. Bu da bizi müzik dünyasıyla iç içe tutuyor.
Günlük hayatta neler yapıyorsunuz? Birlikte takılmayı mı seviyorsunuz yoksa ayrı ayrı farklı uğraşlarınız mı oluyor?
Victor: Şu anda farklı şehirlerde yaşasak da birlikte vakit geçirmeyi seviyoruz. Her birimizin kendi rutinleri var ama ikimiz de kişisel bakımla, köpeklerimizle, müzikle, biralarla, iyi yemeklerle ve sporla ilgileniyoruz.
Bir gün Türkiye’ye gelmeyi düşünüyor musunuz?
Wyatt: Türkiye’ye gelmeyi çok isteriz. Yirmili yaşlarımın başında İstanbul’da bir hafta geçirdim ve şimdiye kadar gördüğüm en havalı yerlerden biriydi. Geri dönüp daha fazlasını görmek isterim. Umarım dinleyici sayımız artmaya devam eder ve en kısa zamanda bunu başarabiliriz.
Cevabını bilsem de şu soruyla bitireyim: Gruba ismini veren Ruby’nin kim olduğunu bir gün öğrenebilecek miyiz?
Victor: Bu Wyatt’la ikimiz arasında, hiçbir zaman açığa çıkmayacak.
Batuhan Sarıcan’ın Ruby Haunt seçkisi
- Breather
- Darling
- Pyro
- Glider
- Desire
- Northern Rivers
- A Quiet Evening
- Arrow
- Diving Bell
- Sugar
- Cold Front
- Glory
- Crave