“ON NUMARA BEŞ YILDIZ APARTMANI”NIN KAPISINI ÇALDIM TAK TAK!
Apartman sakinlerini konu alan filmleri, kitapları hep çok sevmişimdir. Apartmanın biricik kahramanlarıdır çünkü onlar. Aynı binayı paylaşan, farklı katlarında ışıkları yanan hayatlardır. O yüzden Ece Erdoğuş Levi’nin, Timaş Çocuk’tan bu ay çıkan yeni kitabı “On Numara Beş Yıldız Apartmanı”, hemen ilgimi çekti ve samimi hikayesiyle on numara beş yıldızla bu yazıyı hak etti!
YAZI: NİLÜFER TÜRKOĞLU
nilufer@ajandakolik.com
Bu kitabı okuyunca anladım ki daha çok mahalleyi ve komşuculuğu anlatan çocuk kitaplarına ihtiyacımız var! Giderek yalnızlaşan hayatlarımızda komşu olmanın güzelliğinden dem vuran hikayeler günümüzde artık iyice azaldı. E bunun da nedeni mahalle kültürünün, komşu komşunun külüne muhtaçtır deyiminin gerçek anlamında anlamını yitirmiş olması, hiç kuşkusuz.
Daha önce Timaş Çocuk’ta “Başıma Gelen Acayip Şeyler” ve “Benim Adım Şeyy” kitapları yayımlanan Ece Erdoğuş Levi’nin son kitabı ise işte tam da artık yok olmaya yüz tutmuş komşu olma halini hem mizah yönü yüksek hem de duygusal ve duyarlı bir hikayeyle okura sunuyor. Yıldız Apartmanı’nın kapısını çalıyoruz, ön yargıların yanlışlığından girip yardımlaşmanın güzelliğinden, ekip ruhundan, komşu olmanın değerinden ve teknolojinin yararlı ve doğru kullanımından çıkıyoruz. Evet evet, hepsinin bir arada olduğu bir kitap ve bir apartman burası! O zaman hadi buyurun, birlikte içeri girelim…
TACETTİN AMCA’NIN HİKAYESİ
Yıldız Apartmanı’nın karşısındaki parkta oynayan çocuklar, ne zaman biraz gürültü etse apartmanın en üst katındaki Tacettin Amca pencereye çıkar ve hatta onca kilosuna rağmen aşağı iner, top oynuyorlarsa toplarını alır, kızların iplerini çeker, tebeşirle çizilen seksek oyunun üzerine su bile döker, çocukları uyarır! Varın düşünün Tacettin Amca’yı ve çocukların o halini! Ama bir gün, o bir gün her şey değişir. Tacettin Amca, tüm bu gürültülere aldırış etmeden sadece perdenin tülünü çeker. Ne aşağı iner ne sinirlenir ne söylenir… Çocuklar şaşırır ve meraklanır! Sonraki gün yine aynı şey olur! Gün gelmiş belediyeye bile şikayet etmiş bu adam, şimdi çocukların oyunlarına hiç karışmıyor, sadece bir görünüp bir kayboluyor. Üstelik fiziksel anlamda da değişime uğramış, sakalları uzamış, zayıflamış.
Bunun üzerine Kaan ve arkadaşları ne olduğunu anlamak için apartman sakinlerine tek tek uğramaya ve hakkında pek fazla bir şey bilmedikleri Tacettin Amca’nın gizemini bulmaya karar verir. Komşulara uğradıkça yaptıkları araştırma derinleşir, Tacettin Amca hakkında bilgiler çoğalırken merak ve onu tanıma istekleri daha da artar. Oysa çok hüzünlü bir hikayeyle karşılaşacaklarını bilmezler henüz. Tacettin Amca’nın soyadını da taşıyan “Barış Sevgi Parkı”nın isminin nereden geldiğini de böylece öğrenmiş olacaklardır.
KUŞAKLAR ARASI İLETİŞİMİN ÖNEMİ VE TEKNOLOJİNİN YERİNDE KULLANIMI
Apartman sakinlerinin çoğunun yaş ortalaması yüksek olduğu için Kaan ve arkadaşı Burcu’yu hep sıcacık karşılayan teyzeler amcalar, kitabın en tatlı yüzleri. Deniz Avcıer’in hikayenin yumuşacık kurgusuna eşlik eden sevimli resimleriyle her bir komşuyu tanıma şansı elde ederken onları hemen kendi komşusu gibi seviyor, benimsiyor insan. Açıkçası ben yine çocukluğuma doğru yol aldım, bu kitabı okurken. Gözlerimin önünden bir bir komşum olan amcalar teyzeler geçti desem yeri!
“On Numara Beş Yıldız Apartmanı”, kuşaklar arası iletişimin önemine yer vererek okuru çocukların yaşlılarla yaptığı diyaloglarla baş başa bırakıyor. Kaan ve Burcu’ya sunulan börekler, çikolatalar, çocukların heyecanını yansıtırken amcalar ve teyzelerin bir çift sitemli sözle, vefasız olduklarını hatırlatan, onlara sevgiyle kucak açmasını önümüze seriyor.
Kitapta ilginç olan asıl nokta ise teknolojinin aslında doğru ve yerinde kullanılırsa nasıl işe yaradığı. Genellikle çocuk kitaplarında rastladığımız olumsuz anlatının aksine burada cep telefonunun hayatı nasıl kolaylaştırabileceğinden bahsediliyor. Çok doğru bir hikayeyle bunu çocuklara anlatan Levi’yi sadece bu yüzden bile kutlamak gerek! Teknolojinin hakkını verdiği için değil yalnızca, bunu bir çocuk kitabına ustaca yedirebildiği için.
“On Numara Beş Yıldız Apartmanı”, hepimizin yaşadığı o apartmanlardan yalnızca biri. Ben kitabı çok severek okudum, dilerim çocuklar da bu apartmandan, pardon kitaptan içeri girer. İyi okumalar!