“Kitaplar ahlâksız yapmaz, ama ahlâksızları anlatır”
Türkiye Yayıncılar Birliği, Türkiye PEN ve Türkiye Yazarlar Sendikası, geçtiğimiz günlerde dağıtım ve satış yasağı çıkarılan Elisabeth Brami ve Estelle Billon’un “Erkek Çocuk Hakları Bildirgesi” ve “Kız Çocuk Hakları Bildirgesi” (Yapı Kredi Yayınları) hakkında yazılı bir açıklama yaptı.
Bundan birkaç hafta önce Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Kız Çocuk Hakları Bildirgesi kitabının müstehcen içeriklere sahip olduğunu ileri sürerek kitabın toplatılması ve sorumluları hakkında işlem yapılması için rapor hazırlayarak savcılığa sundu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı piyasadaki kitapları toplatırken, çevirmen Burcu Uğuz hakkında da dava açıldı.
Türkiye Yayıncılar Birliği, Türkiye PEN ve Türkiye Yazarlar Sendikası, geçtiğimiz günlerde dağıtım ve satış yasağı çıkarılan Elisabeth Brami ve Estelle Billon’un “Erkek Çocuk Hakları Bildirgesi” ve “Kız Çocuk Hakları Bildirgesi” (Yapı Kredi Yayınları) hakkındaki yazılı açıklaması aşağıdadır:
“Hatırlanacağı üzere 27 Eylül 2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu kararıyla Elisabeth Brami ve Estelle Billon’un “Erkek Çocuk Hakları Bildirgesi” ve “Kız Çocuk Hakları Bildirgesi” (Yapı Kredi Yayınları) kitapları muzır neşriyat ilan edilerek poşete sokulmuştu. “Kız Çocuk Hakları Bildirgesi” kitabı hakkında dağıtım ve satış yasağı kararı çıkarılmış ve kitabın yayımcısı ve çevirmeni hakkında “müstehcen sözleri yayınlamak ve yayınlanmasına aracılık etmek” suçlamasıyla dava açılmıştır.
Çalışma Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığının atadığı beş birim amirinden oluşan kurulca alınan muzır neşriyat kararları, kitaplara getirilen dağıtım ve satış yasakları, yazarlara, çevirmenlere ve yayıncılara açılan davalar neredeyse ülkemizde rutin, sıradan bir uygulama halini alarak kanıksanmakta ve anayasal bir hak olan ifade ve yayınlama özgürlüğü her geçen gün yıpranmaktadır. Yayıncılığımız bu davalar ve kararlarla sansür ve otosansürün kıskacına sokulmaktadır.
İfade özgürlüğü demokratik toplumun temelini oluşturan ana unsurlardan; toplumun ilerlemesi ve bireyin gelişmesi için gereken temel şartlardan biridir ve vazgeçilmezdir. Demokratik toplum ilkesi de ifade özgürlüğünün korunmasını, zedelenmemesini gerektirir. Ülkemizde gerçekleşen ve yayımlama özgürlüğü ile çelişen bu ve benzeri ihlalleri kaygıyla takipte olduğumuzu kamuoyunun dikkatine sunarız.”
BUKET UZUNER’İN 19 BASKI YAPMIŞ KİTABINA SANSÜR
Bu yazılı açıklamanın ardından aynı gün Buket Uzuner’in 19 baskı yapan kitabı “Ayın En Çıplak Günü” kitabına sansür geldi. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu, Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı Hazırlık Bürosu’nun 2018/20969 sayılı soruşturma dosyasına dayanarak, Buket Uzuner’in “Ayın En Çıplak Günü” adlı kitabının incelenmesi sonucunda, 18 yaşından küçüklerin maneviyatı üzerinde muzır tesir yapacak nitelikte olduğuna karar verdi. Kurul bu nedenlerle Ayın En Çıplak Günü adlı kitabın 1117 sayılı kanunun 3266 sayılı kanunla değişik 4’üncü maddesindeki sınırlamalara tabi olmasına oy birliği ile karar verdi.
Konuyla ilgili Türkiye Yayıncılar Birliği, Türkiye PEN’e yazdığını belirten Buket Uzuner ise Ajandakolik’e şu açıklamalarda bulundu: “Balkan ve Anadolu topraklarında 200 yıldır yazıya ve fikre konan sansürle yazar ve düşünürlerin mücadelesi hâlâ sürüyor. Hangi zihniyette hangi iktidarın, ya da padişahın yönetimi varsa ona uygun bir sansür türü bulunuyor. Pir Sultan’dan Tevfik Fikret’e, Nâzım’dan , Sabahattin Ali’ye Attila İlhan’dan Pınar Kür’e söze ve düşünceye yasak koymak, sonradan gelen kuşakların eski sansürlenmiş yazar ve şairlere sahip çıkmasıyla devam eden hazin bir sarmal. Oysa kitaplar ahlâksız yapmaz, ama ahlâksızları anlatır.”