Advertisement Advertisement

HİCABİ DEMİRCİ: “CUMHURİYET’İ KARİKATÜR YOLUYLA ANLATAN TEK KAYNAK ‘YAŞASIN CUMHURİYET'”


Ödüllü karikatürist Hicabi Demirci’nin kariyerinde kilometre taşı olarak nitelediği “Yaşasın Cumhuriyet” kitabı, geçtiğimiz günlerde Desen Yayınları etiketi ile okurla buluştu. Cumhuriyet’imizin 100. yılına bir övgü, bir armağan niteliğindeki “Yaşasın Cumhuriyet”, Demirci’nin başta Mustafa Kemal Atatürk ve onun önderliğinde emperyalizme karşı için mücadele etmiş olan kahramanlara büyük bir vefa borcu.

SÖYLEŞİ: NİLÜFER TÜRKOĞLU
nilufer@ajandakolik.com 

Diyor ki “Kitabım her yaştan okur için olsa da çocuklarımız için bugüne kadar görmedikleri bir yol haritası çiziyor.”
29 Ekim 2023’te Cumhuriyet’in 100. yılını kutlarken karikatürist Hicabi Demirci’nin “Yaşasın Cumhuriyet”i ile geçmişe bir yolculuk yapmaya ne dersiniz? Bugünlere kolay gelmediğimizi çizgiler yoluyla sunan ve Cumhuriyet’i karikatürler üzerinden anlatan tek kaynak olmasıyla da önemli olan kitabı Demirci ile konuştuk.

Neredeyse iki buçuk yıl sonra yeniden bir Ajandakolik söyleşisinde bir araya geldik sizinle.
O zaman “Çizgili Dünya” ve “Çizginin Çizgisi” kitaplarını konuşmuştuk. Şimdi yepyeni bir karikatür kitabıyla karşımızdasınız: Yaşasın Cumhuriyet. Kitabın yaratım sürecinden biraz bahsedelim mi? Tüm bunlar yeni çizimler mi?

Uzun bir süredir sosyal medyadaki hesaplarım üzerinden her yıl Cumhuriyetimizin önemli günleri ile ilgili çizimleri yayımlamaya başlamıştım. Son derece ilgi gören bu çizimler arşivlik özelliği de taşıyordu. Geriye dönüp baktığımda doğal bir birikimin olduğunu fark ettim. Cumhuriyetimizin 100.yılı da yaklaşmaktaydı. O zaman karar verdim bu çizimleri projelendirmeye. Böylelikle hiçbir yerde yayımlanmayan çizimlerde bu sürece dahil oldu.


Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılına da bir hediye gibi tüm bu çizimler…  Bir yandan Milli Mücadele dönemini, Atatürk’ün düşünce dünyasını ve devrimleri ele alıyorsunuz “Yaşasın Cumhuriyet”te. Bu karikatürlerde mizahın ötesinde derin bir duygusallık var aslında. Neler söyleyeceksiniz?

Ben geriye baktığımda hüzünlü bir noktadayım. Şundan; Cumhuriyetinin 100 .yılı ile ilgili çok az projenin yapıldığını üzülerek görüyorum. Bizlerin bu toprakları emperyalizm bataklığından çekip alan Mustafa Kemal Atatürk‘e ve silah arkadaşlarına bir borcumuz var. Ne yapsak ödenmeyecek bir borç bu. Onların bu ülke için ne yaptıklarının farkında olduğumuzun bilinmesini istiyorum. Ekonomik kriz ve politik süreç ne yazık ki bu önemli yıldönümünün heyecanını ve çoşkusunu perdeledi.

Çizimlerinizde Atatürk’ün çocuk sevgisine de sık sık değiniyorsunuz. Bu kitap en çok da çocuklar için değil mi, ne dersiniz?

Dünyada hiçbir lideri salıncakta sallanırken göremezsiniz. Salıncak, çocukluktur, masumiyettir. Mustafa Kemal Atatürk‘ün gerek cephede gerekse devrimlerin gerçekleşmesi için verdiği mücadele ile elde edilen tüm kazanımları Türk gençlerine ve çocuklarına armağan ettiğini biliyoruz.

Bu durum tesadüf değildir. Çocukluk, saflık ve masumiyet ise gençlik, enerji ve umut demektir. Cumhuriyetin temel olarak bu kavramların üzerinde kurulması ve ilerlemesi Mustafa Kemal Atatürk‘ün bilinçli bir tercihidir. Kitabın çocuklarımıza Cumhuriyeti karikatürler üzerinden anlatan tek kaynak olmasıyla da önemli bir yere konumlandığını düşünüyorum.

Gündemde olanlar, özellikle siyasi ve toplumsal olaylar çizimlerinize yön veriyor. Göçmen krizi, kız çocuklarının okullaşması ve toplumsal cinsiyet eşitliği, emekli maaşı zamları gibi konular, Hicabi Demirci’nin karikatürlerinde son bahsettiklerinden. Sanatçıların ölüm yıldönümlerini de atlamıyorsunuz ve çok yeni kaybettiğimiz Özkan Uğur, Suna Kan gibi çok önemli değerleri de… Bazen bunları çizmek üzerinizde bir görev gibi hissettiğiniz oluyor mu?

Mizah dergilerinin kapandığı, karikatürün gazete sayfalarından uzaklaştırıldığı bir dönemde çizerler seslerini sosyal ağlardan duyurmaya çalışıyor. İzleyiciyle interaktif bir temas kurmanın ön koşulu gündemi takip etmekten geçiyor. Sanatçıların ölüm yıl dönümlerine değinecek olursam bu topraklarda gerçekten sanata ve bilime gönül vermiş insanların hayatları hiç kolay olmadı, olmuyor. Cumhuriyetin ışığını güçlendirmek, ileriye taşımak, farkındalık yaratmak için idealist, fedakâr ve cesur olmanız gerekiyor. Aramızdan ayrılan yaratıcı insanların ülkemize kattıkları değerler için teşekkür niteliğinde çizdiklerim.

Kız çocuklarımızın geleceği, Cumhuriyetin geleceği ile özdeş bir durum taşıyor benim için. Söylediğiniz konuların hepsi ülkemin daha refah, huzurlu, geleceğe umutla bakmasını talep eden konular.

Son dönemde dünyada ve Türkiye’de sizi en çok etkileyen olaylar neler oldu?

Dünyanın giderek milliyetçi muhafazakar bir yola girdiğini düşünüyorum. Kaynakların azalması, düzensiz göçler, ekonomik sorunlar insanlığın geleceğini tehdit eden ve ayrışmayı derinleştiren konular. Bu durum savaşların devam etmesini de tetikliyor.

Dünyada beni en çok etkileyen olayların başında İranlı kadınların, Mahsa Amini için saçlarını keserek verdikleri özgürlük mücadelesi diyebilirim. Küresel iklim krizi ve gıdaya bağlı sorunların önümüzdeki yıllarda giderek artacağını düşünüyorum.

Türkiye’de ise yaşadığımız depremin yarattığı can kayıpları, sefalet ve çaresizliğin yarattığı büyük kaos, vicdanlı insanların hafızalarından asla silinmeyecek. Bilimin ve doğanın bizlere söylediklerini kulak arkası yapmanın faturası çok ağır oluyor.


Şimdiye kadar 100’den fazla ödülü olan bir çizer olarak ödüllerin sizin için özel bir anlamı var mı? Çizmek için bir motivasyon kaynağı olduklarını düşünüyor musunuz?

Bu sorunuzun yanıtı için farklı iki cevabım olabilir. Birincisi daha gençken bu ödüllerin benim için bir motivasyonu ve heyecanı vardı. Olgunlaştıkça daha az yarışmaya katıldığımı söyleyebilirim. Ödüller sayesinde birçok ülkeyi görme şansım oldu. Şimdilerde ise çizimlerimin kamuoyunda bir karşılık bulması ve ilgi görmesi en güzel ödül. Karikatürlerimin kitaplaşmasını çizgi yolculuğumun bütününün algılanmasında ve gelecek nesillerle buluşması adına son derece önemli buluyorum. İnternetin kendi algoritması sizin en iyi işlerinizi ve yaşam felsefenizi perdeleyebilir.

Dünyayı eleştirel bir gözle izlemek ve bunu sanatına yansıtmak kimi zaman çok da yorucu olsa gerek. Mesleğinizi tanımlamanız gerekse nasıl anlatırdınız?

Bizler de diğer bütün sanat dallarındaki gibi birer hikaye anlatıcısıyız. Hikayelerimizi nesneyi, insanı, doğayı bozarak ve yeniden kurgulayarak yapıyoruz. Mizahın etkisi ve iyileştirici gücü buradan geliyor. Karikatür düşüncenin damıtılmış halidir. Zamanı ve yeri iyi ayarlanmış mizah, gerilimi dağıtmada, sorunları çözmede en iyi ilaçlardan birisidir.

Karikatürlerinizin anlaşılmadığını düşündüğünüz hiç oldu mu?

Bu sorunuzu şöyle algılamak istiyorum: Sanatçılar anlaşılmama korkusu ile yaratıcılıklarına sınır getirmeli mi? Yazısız karikatürlerdeki metaforlar dünyası anlaşılmayı zorlaştırabilir. Okullarda karikatürde görsel okuma etkinliklerinde çocuklarımızın hayal dünyasının ne kadar zengin ve etkili olduğunu görüyorum. Bu durum yaratıcılığıma sınır getirmeme konusunda bana umut veriyor. Sosyal medyada ise yetişkin izleyicilerin karikatürün nasıl algılandığı konusunda birbirlerine müdahale ederek bir tartışma ortamı yarattığını görüyorum. Farklı hayaller ve düşüncelerin oluşması karikatürün ne kadar güçlü, zengin olduğunu bize gösterir.

Çizdikleriniz nedeniyle kimi zaman tehdit de edildiniz. Cesaret, bu işin mayasında, kalemin ucunda var. Yaratım sürecinde eserlerinize otosansür uyguladığınız olmadı mı?

Siyasi figür çizmediğim için hukuki bir süreç yaşamadım şu ana kadar. Karikatürlerim de kişilerden çok kişilikleri ele almayı tercih ediyorum. Politikacıyı çizdiğinizde sadece onu çizmiş olursunuz, oysa onu var eden, meşrulaştıran ve birbirlerine benzeyen diğer bireylerin varlığı da karikatürün konusuna girer. Bunu ihmal etmek istemem. Kişilikler üzerinden insanoğlunun hep var olacak olan egosu, ahlakı, sevgisi, vicdanı gibi konularla ilgileniyorum. Böylelikle zamana dirençli karikatürlerin önü açılıyor.

Öte yandan çocuklarımıza yönelik taciz ve istismar konularında birtakım gruplardan tehditler aldım. Toplumun ve hukukun bu istismarı yapanlarla değil, bir daha olmaması için bu konulara ışık tutan, uyaranlar üzerinden hesaplaşması son derece acı ve dramatik bir durum.


Kitaba geri dönecek olursak Cumhuriyet’in temelini oluşturan pek çok tarihi olayı ve kavramı çizgilerin gücüyle anlatırken aslında bir bakıma geleceğe de yine çizgiler aracılığıyla bir belge bırakıyorsunuz. Cumhuriyet’in 100. yılı şerefine neler söylemek istersiniz?

Cumhuriyetin bugüne kadar şiir, resim, öykü gibi diğer bütün sanat dallarında ortaya konan eserler üzerinden bir karşılığı vardı. Artık karikatür üzerinden de bir karşılığı var. Bu kitapta ise en çok beğendim çizimlerden biri Fatih Sultan Mehmet ile Mustafa Kemal Atatürk‘ün karşılaşma anı. Bu karşılaşma İstanbul‘un fethi ile İstanbul‘un işgalden kurtulması arasındaki tarihi bağı gösteriyor.

Cümleyi tamamlayın. Yaşasın Cumhuriyet çünkü…

Yukarıdaki örnek üzerinden devam edersem, birçok dil bilen ve askeri görüş ve yeterliliği, zekası ile İstanbul‘u fetheden ve burayı bilim ve sanat merkezi haline getiren Fatih Sultan Mehmet, İstanbul‘u işgalci ve emperyalist güçlerin elinden alan Mustafa Kemal Atatürk‘ü kucaklar ve o da kendisi gibi bilimin ve sanatın ışığına takip eden Cumhuriyet için, Yaşasın Cumhuriyet derdim.

Şu an Türkiye’yi bir karikatürle anlatmanız gerekse nasıl çizerdiniz?

Labirentin içinde kaybolmuş ve kendini arayanların olduğu bir ülke çizerdim. Adaletin, hoşgörünün, umudun arandığı bir ülke.

Gençlerimizin ülke dışına gidiyor olmasına çok üzülüyorum ve onlara başka seçenek bırakmayan sürecin bir an önce değişmesini umut ediyorum.

Ajandakolik’te yeniden konuğum olduğunuz için çok teşekkür ederim. Umarım “Yaşasın Cumhuriyet” pek çok çocuğun yoluna ışık katar.  

Bende bu güzel sorularınız için teşekkür ediyorum. Sorularınızın bu ışığın bir parçası olduğunu düşünüyor ve  ben de “Yaşasın Cumhuriyet“ diyorum.

Comments
  • Fahrettin Şankaynağı

    “Yaşasın Cumhuriyet “

    Temmuz 31, 2023
YORUM YAP

You don't have permission to register
Follow us on Social Media