
HAYATIN ANLAMINA YA DA ANLAMSIZLIĞINA ŞÖLEN GİBİ BİR FİLM: “ANOTHER ROUND” (DRUK)
93. Akademi Ödülleri adaylarında “en iyi yabancı film” kategorisinde yarışan en iddialı yapımlarından biri “Another Round.” Danimarka Sineması denince akla gelen ilk aktör Mads Mikkelsen’in adeta hayatı kutlama filmi! Filmin perde arkasında pek çok kişinin bilmediği dramatik bir hikaye de var. Mikkelsen’in canlandırdığı Martin karakterinin iki oğlu yerine aslında bir oğlu ve bir kızı olacaktı. Ve kızını, filmin yönetmeni Thomas Vinterberg’in kızı Ida Maria Vinterberg oynayacaktı. Ancak Ida, filmin çekimlerine dört gün kala Belçika’da bir araba kazasında hayatını kaybetti. Film Ida Maria Vinterberg’e adandı.
YAZI: GİRAY YAVUZ
gyavuz71@gmail.com
Instagram adresi: @serendipity.sinefil
“Kusurlarını olduğunu kabullenmelisin, başkalarını ve hayatı sevebilmek için.”
Bir film hakkında yazmaya final sahnesini överek başlamak adetim değildir ama söz konusu olan filmin ruhunu tek başına temsil edebilecek bir sahne ise o zaman iş değişir. Mads Mikkelsen’in Another Round’un (Druk) finalindeki coşkulu dansı işte tam da böyle bir güce sahip. Fiziksel performansın şahaneliği bir tarafa, sahnenin izleyene kendini iyi hissettiren ve filmde o ana kadar olup bitmiş her şeyi anlamlı kılan bir büyüsü var.
BİR MOTİVASYON ARACI OLARAK ALKOL ÜZERİNE HAYATİ BİR FİLM
Her gün alınan eser miktarda alkol içimizde hapsolmuş yaratıcılığı, cesareti ve yaşam enerjisini serbest bırakacak olan anahtardır. Hatta bazı ünlü siyasi liderler “başarılarını” alkolün yarattığı bu motivasyona borçludur. Norveçli psikoloji profesörü Finn Skarderud’a ait bu ilginç teorinin orta yaş bunalımından muzdarip dört lise öğretmeni tarafından tatbik edilişine şahit olduğumuz filmde, önceleri her şey yolunda gibi görünse de şişede durduğu gibi durmayan alkolün etkisiyle adeta züccaciye dükkanındaki fillere dönüşen kafadarların kendilerine ve etraflarına zarar vermeye başladıklarını görürüz.

Filmin 40’lı yaşlarındaki dört erkek çevresinde dönen hikayesinde Mads Mikkelsen’e, Thomas Bo Larsen, Magnus Millang ve Lars Ranthe eşlik ediyor.
Sosyal devletin kusursuz çalıştığı, o tarafta dertlenecek fazlaca bir şey bulamayıp başka birtakım sebeplerle aşırı alkole “düşen” Danimarka vatandaşlarıyla empati kuramadığımdan olsa gerek, filmin bu “alkolün azı karar çoğu zarar” mealindeki kamu spotu mesajını pek umursamadım. Bu filmin benim için asıl değeri, insanın yaş aldıkça çeşitli sebeplerle zincirlediği benliğini “artık çok geç” demeden bir şekilde özgür bırakabileceğini ve böylelikle zamanla yitirdiği hatta belki de hiç sahip olamadığı neşeye kavuşabileceğini ikna edici bir sinema diliyle anlatıyor olmasında saklı. Filmi seviye atlatabilecek hamle ise Martin (Mads Mikkelsen) ve karısı Anika (Maria Bonnevie) arasındaki ilişkiyi biraz daha eşelemek olurdu. Ne yazık ki senaristler bu tarafa yeterince bakmayarak önemli bir fırsatı ıskalamışlar.
FİLMİN MÜZİKLERİ, MADS MIKKELSEN’İN GÖZLERİ…
Sinemayı süsten ve yapaylıktan kurtarıp adeta çırılçıplak soymaya niyetlenen “Dogma 95” manifestosunun Lars Von Trier ile birlikte ortak yaratıcısı olan Thomas Winterberg, filmini üzerlerine inşa ettiği dört arkadaşı canlandıran oyunculardan usta işi performanslar alıyor. 2012’de çektiği The Hunt ’tan sonra ikinci kez başrolü teslim ettiği Mads Mikkelsen’in tarih öğretmeni Martin’de sergilediği ise bu performansların en göz alıcı olanı hiç şüphesiz. Danimarkalı yönetmen, yaşayan en iyi oyunculardan biri olduğunu düşündüğüm Mikkelsen’in gözlerinden taşan anlamı takip etmek suretiyle son derece etkileyici bir gerçeklik yakalıyor.
“Dogma 95”, sinema hareketi için “artık mazi oldu” diyebiliriz dolayısıyla ortada Winterberg’in filmlerini müzikle süslemekten kaçınmasını gerektirecek bir durum da kalmadı. Bu anlamda “Another Round”ın başlıca süsleri ise Scarlet Pleasure grubunun seslendirdiği What A Life, Franz Schubert’in F Minör piano için Fantasia’sı ve birkaç yerel koro şarkısı. Özellikle final sahnesini alevlendiren What A Life’ın bir süre dilinize dolanmasına hazırlıklı olun.
Avrupa Film Akademisi tarafından Film, Yönetmen, Senaryo ve Erkek Oyuncu olmak üzere dört temel kategoride 2020’nin en iyisi seçilen, şu sıralar “yabancı dilde en iyi film” Oscar’ı için de adı geçen bu sıcacık filmin zamanla “başrolünde alkol olan en iyi filmler” listelerinin gediklisi olacağına hiç şüphem yok.
Filmin puanı : 7,5/10