
CAN OFLAZ: “ŞİMDİ KENDİ HİKAYEMİ ANLATMAYA ODAKLANDIM”
Müzik kariyerinde farklı adımlar atmayı seven bir müzisyen Can Oflaz. Benzer işler yapmak pek ona göre değil. O yüzden kendini tekrarlamıyor ve hep yeni bir yüzle dinleyicinin karşısına çıkıyor. Bu yıl yayınlanacak yeni albümünün ilk şarkısı “YANAMAM” ile ilk defa tam anlamıyla kendi sularında yüzmeye başladı. Sözü, müziği ve düzenlemesi kendisine ait olan parça için klip de çoktan hazır. Oflaz’la giderek gelişen ve özgünleşen müziğini konuştuk.
Söyleşi: Nilüfer Türkoğlu
nilufer@ajandakolik.com
2019 yılında çıkardığın “Hayal” albümünden bu yana epey zaman geçti. Kaçıncı dalgaya girdik pandemide kim bilir… O albümde Sezen Aksu’dan Mehmet Güreli’ye, Duman’dan MFÖ’ye pek çok ünlü ismin şarkısını cover’lamıştın. Ama buna “loop cover” deniyor sanırım. Bizim duymaya pek alışık olmadığımız bir teknik bu. Tam olarak ne demek, biraz anlatır mısın?
Aslında loop tüm dünyada kullanılan, tek başına performans yapan müzisyenlerin kullandığı bir teknik. Ben bunu sadece performansıma değil, sound’uma da yansıtmaya çalıştım ve kendi tekniğimi geliştirdim. HAYAL albümümdeki tüm şarkıları loop düzenlemesine göre yaptım ve konserlerde de aynı şekilde tek başıma performans yapıyordum. Gitarım bazen davulum oluyor, sesim bazen başka bir renk katıyor. Epey emek harcadığım ve birkaç yılımı verdiğim bir teknik oldu bu. Hatta yolum yurtdışına kadar uzadı. Pandemiden hemen önce Berlin’de Radiohead’den High And Dry performansı yapmıştım yine loop tekniği ile… Youtube kanalımda bulabilirsiniz.
“HEPİMİZİN EVEREST’İ BAŞKA”
Geçtiğimiz yılın sonunda loop cover yapmadığın, sözü, müziği, düzenlemesi tamamen sana ait bir parçayla döndün: “Yanamam”. Bu yepyeni şarkı, aşk acısı çekmekten yorulmuş, yalnız kalmaya, kendiyle kalmaya ve karanlığa düşmeye korkan birisinin hikayesini anlatıyor. Peki bu kişi sen misin? “Yanamam”ın oluşum sürecini biraz anlatsana…
YANAMAM, aslında yeni yolculuğumun ilk göstergesi. Pandemiyle birlikte yazdığım şarkıları aynı zamanda düzenlemeye başladım, hatta tüm üretim sürecim değişti. Şarkıyı yazarken esinlendiğim şeyler ürettiğim sesler oldu. YANAMAM’ın hikayesi ya da ne anlattığı bence dinleyene göre çok değişiklik gösteriyor her şarkıda olduğu gibi. Hepimizin karanlığı, hepimizin Everest’i başka. Bu yüzden o an dinleyici şarkıyı dinlerken ne hissediyorsa bence ona dönüşüyor eser.
Bu parça, aynı zamanda bu yıl çıkaracağın yeni albümün de sinyali. Pandemi dönemi sanatsal yönden üretimlerine katkıda bulunmuş olmalı. Müzik kariyerinde bu albümle bir evrilme söz konusu olsa gerek. “Yanamam”da analog synthesizer ve ritmik elektronik davul elementleri öne çıkıyor. Müziğini nasıl tanımlarsın?
HAYAL albümündeki hedefim, sadece akustik gitar kullanarak bir albüm yapmaktı. Orada armoniyi kullanışım, mixe yaklaşımım çok başkaydı. Bu albümdeki amacım ise kendime bir enstrüman sınırı koymadan, ürettiğim anda kalbim beni nereye götürüyorsa, şarkıya ne hizmet ediyorsa oraya gitmek, korkusuzca… Bunu bir synthesizer ile de yapabilirim, sadece masada elimle çaldığım bir ritimle de. Ne anlatmak istediğimle doğru orantılı ilerliyor tüm bu süreç.
Tıpkı Radiohead’in “High and Dry” şarkısı gibi İngilizce loop cover’lar devam edecek mi? High and Dry’dan yola çıkarak çok ilgi göreceğine eminim. Ne dersin? Listede hangi şarkılar bizi bekliyor?
Kendimi bildim bileli İngilizce şarkılar söylüyorum, çalıyorum aynı zamanda yazıyorum da. Yakın zamanda bir cover gelmeyecek çünkü kendi hikayemi anlatmaya odaklanmış durumdayım. Ama üretim esnasında bazen hikayeler İngilizce geliyor, bunu sırf Türkçe bir albüm yapıyorum diye durdurmak istemiyorum. Bu albümde bir tane kendi yazdığım İngilizce şarkı olacağının müjdesini verebilirim.
Aslında “Hayal” albümündeki “Fikrimin İnce Gülü” gibi nostaljik parçaları cover’laman da bir yandan etkileyici. Yeni neslin bu şarkıları dinleyip öğrenmesine vesile olursun. Ne dersin? Senin gibi genç bir sesten eski zaman şarkılarını da daha fazla dinleyebilecek miyiz?
İleride tekrar neden olmasın? TSM’den türkülerden her zaman çok etkilenmişimdir. Bunları ben söylerken hep “Ben yapsam nasıl yapardım?” sorusuyla söyledim, oluşturdum. Bu albümden sonra sanırım bu tarz fikirlere daha açık olacağım. Şubat mart ayları gibi Merve Deniz’le Rüya şarkısı için yaptığımız düeti tüm platformlarda yayınlayacağız.
Önümüzde bir konser takvimi var mı? Planların neler?
Yıllar sonra ilk defa tekrar bir orkestra ile sahne aldım. Yanamam’ın canlı performansı da yeni yayınlandı ve çok ilgi gördü. Bundan da ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. Bir müzisyen olarak kendimi ait hissettiğim yer her zaman sahne. Tekrar konserlere başlamak için bu albümden birkaç tane daha şarkı çıkmasını bekleyeceğim. Sahne yaptığımda bu şarkılarımı söylemek istiyorum artık.
Şarkı söylerken uzay boşluğunu hissedebiliyor musun? Var mı böyle özel hissettiğin bir şeyler?
Çok klasik olacak belki ama hepimiz bir şekilde anda kalmaya çalışıyoruz bu hayatta ve hepimizin kendine göre yöntemleri var. Sanırım kendimi en anda hissettiğim yer sahne. Bambaşka oluyor. Özellikle dinleyicilerimle her şehirde başka bir enerji alışverişi oluyor. O geceler bence hepimize iyi geliyor.
Bir müzisyen olarak geçmişi mi daha çok düşünüyorsun yoksa geleceği mi?
Geleceğe dair hayallerim var, ama bunlara hedef diyemem. Çünkü bu hayallerimin nasıl gerçekleşeceğini ben bilemem. Her gün yeni bir gün. Çalışmaya, üretmeye, kalbimi dinlemeye devam ediyorum. Kendimi akışa teslim ettiğimde ben ben oluyorum. En iyi an şu an. (Gülüyor.)
Müzik yeteneğini ilk keşfettiğinde neredeydin, kaç yaşındaydın?
Kendimi bildim bileli şarkı söylüyorum o yüzden bunu hatırlamıyorum. Ama müziğe dair yeteceğimi keşfettiğim ilk anlarımdan biri, gitar çalmayı daha bilmezken Duman’ın bir albümünü kulaktan çalmış olmamdı.
Şu aralar kimleri dinliyor, loop’a alıyorsun?
Bu gerçekten bana sorulacak en zor soru, çünkü günlük anlamda çok değişiklik gösteriyor. Mor Ve Ötesi’nin yeni albümü hafta sonu gerçekten loop’taydı. Bugün mesela daha çok Cory Henry dinlediğim bir gündü. Yarın büyük ihtimal bambaşka bir müzik türü dinlerim. (Gülüyor.)
En son gittiğin konser hangisi? Pandeminin verdiği arayla neler deneyimledin o konserde?
Sanırım en son Simge Pınar konserine gittim Zorlu’da. Sahnede çok sevdiğim arkadaşlarımın çaldığı gerçeğini unuttuğumu hatırlıyorum. Hem çok etkilenmiştim hem çok heyecanlanmıştım. Ürettiğimiz müzikleri canlı çalabilmek dinleyebilmek için yapıyoruz. Pandemi buna gerçekten inanılmaz engel oldu hâlâ da oluyor. Ama içimizdeki o ateş sönmedikçe bence sorun olmayacak.
“PHARRELL WILLIAMS İLE BİR ŞARKI YAPMAK İSTERDİM”
Düet yapmak istediğin biri ya da birileri var mı?
Çok sevdiğim müzisyenler var hem ülkemizde hem de yurtdışında. Madem hayal kuruyoruz, sınırsız olsun: Pharrell Williams ile bir şarkı yapmak gerçekten çok isterdim.
Senin özgürlük tanımın ne?
Kimsenin elimizden alamayacağı şey kendimiziz. Özellikle kendimizin farkına vardığımız zaman, gerçekten ne istediğimize, kim olduğumuza bakmaya başladığımız zaman ortaya çıkan müthiş bir şey.
Peki ya sınırlar, sınırlamalar senin için ne anlama geliyor?
Kendi sınırlarımızı kendimizin çektiğine inanıyorum. Neden çektiğimizi, kendimizi neden azalttığımızı keşfetme yolculuğuna çıktığımız zaman özgürleşmeye başlıyoruz.
Edebiyatla aran nasıl?
Edebiyat her zaman beslendiğim, kaçtığım, bulduğum sihirli bir yer benim için. Bir dert anlatma isteği, bunu bazen sözle, bazen melodi ile aktarma şekli her zaman varmış. Kendimi de bu geleneğin çok ufak da olsa bir parçası olarak gördüğüm için bana düşen görev kendimi olabildiğince geliştirmek ve bana geleni hep farklı yollarla aktarmak istiyorum.