
“NERDEN BULAYIM BEN HİTİT ŞARABINI ŞİMDİ SALİH?”

Fotoğraf: Mehmet Demir
“Sen denize gömülüyorsun ya
bir karanfil kalıyor
girdabında…”
Bu dünyadan Salih Bolat geçti… Usul usul, şiirleri gibi mahcup, kırılgan ve yaşama tutkun… Covid-19 sebebiyle 66 yaşında yaşamını yitiren şairi bugün son yolculuğuna uğurlarken eski arkadaşı Mehmet Demir’in Bolat için yazdıklarına kulak verelim…
Yarım saattir kütüphanemde sayfaları şarap lekeli bir kitap arıyorum. Şaşkın, üzgün, sitemli… Buruk… Yıllardır arayıp sormadığıma içerlemiş…
Çok erken, çok saçma bir gidiş bu Salih!
İkimizin de Ankaralı olduğu yıllarda bir gün “gel imge avına çıkalım” demiştin. Çıkamadık hiç!
Bazı şiirlerin hep dilimizdeydi. Biz şiirlerini severdik, sen şiirlerini sevmemizi severdin. Mahcup bir mutlulukla gülerdin şiirlerini ezberden okuduğumuz zamanlarda. Mutluluğunu iri harflerle yaşamaya çekinen mütevazı arkadaşım… İyi ki…
1991 yılıydı sanırım… Gökkuşağı Oyuncuları’nda Özgürlüğün Bedeli oyununu oynuyoruz. Oyundan çıktık mı birimizin evine kapanıp içiyoruz, şiirler, türküler, şarkılar… Bazılarımız daimi sarhoş. Şarap içerken sık sık okuduğumuz şiirlerden biri, senden… İyi ki…
Bugün eve gitme Yusuf, şarkı söyle
Dersten çıkmışsın bak, elin yüzün tebeşir
Yağmur yok dışarda, hava çok güzel
Gelirken bir çiçek çarptı alnıma
Alnım bu yüzden ıslak
Al bu şiiri önce dizelerine ellerini sil
Dersten çıkmışsın bak, elin yüzün tebeşir
Yusuf beni dinlersen bize gidelim
Karım var evde, seni görünce sevinir
Son günlerde bunalımlı bilirsin, çocuk, ev, iş
Çocuğa bir çikolata, karıma nergis alırız
Olmazsa bir şişe Hitit’le ağzımızı kana bularız…
(…)
Bir gece Hitit şarabı bulduk, seni aradık, kalktın geldin benim Salkım Söğüt sokaktaki evime… İyi ki…
Kalabalıktık. Sabahladık. Öyle sabahlanan şiirli geceleri vardır Ankara’nın… Ertesi gün ayılınca fark ettim, kitabın tam da o sayfasına şarap dökülmüş… Ne kadar şairane gelmişti hepimize… İyi ki…
Bu fotoğrafı Siyah Beyaz gazetesine yazdığın yıllarda çekmiştim. İyi ki’lerden biri de bu…
Keşke, hiç keşke’miz olmayaydı!
Nerden bulayım ben Hitit şarabını şimdi?