
Nejat Yavaşoğulları yeni şarkıları “Okaliptus”u ve karantina sürecini Ajandakolik’e anlattı
Bu ülkede söyledikleri şarkılarla umudu her zaman diri tutan Bulutsuzluk Özlemi grubunun solisti Nejat Yavaşoğulları, 30 Mayıs’ta Instagram ve YouTube hesabından yeni şarkıları “Okaliptus”u paylaştı. Hem şarkıyı hem yeni normalimizi üç soruluk bir söyleşiyle Ajandakolik’te kutlayalım dedik!!! Siz de bir yandan hem şarkıyı dinleyin hem sohbetimize eşlik edin…
Söyleşi: Nilüfer Türkoğlu
“Biz ne güzel arkadaşlardık” diyor yeni şarkısında Nejat Yavaşoğulları… Sazı da sözü de ondan! Bu söyleşi pat diye oldu. Nejat abi bana şarkısını gönderdi, ben de dedim “Hadi o zaman hem şarkıyı duyuralım hem de mini bir söyleşi yapalım.” Tam da 1 Haziran’a, karantinadan çıktık çıkmadık dediğimiz şu yeni normal günlere başlarken fonda iyi gitti “Okaliptus.” Hem özlemişiz onun sesiyle eski günleri… Belki de o yüzden sığınmamız yamacına, eski bir dost gibi…
Nasıl geçiyor karantina? Yoksa artık “yeni normal” mi demeliyim! Neler öngörüyorsunuz ileriki günler için?
Karantina süreci genel olarak kötü oldu tabii. İnsanlar ve hatta işletmeler gelir kaybına uğradı. Müzisyenler hiç para kazanamadılar çünkü konser faaliyetleri tamamen durdu. Dijital alandan gelen gelirler de ülkemizde o kadar verimli çalışmıyor. Sonuçta evde oturunca masraflar da azaldı ve toplum bunu sürdürebildi. Bu arada elektrik şirketleri, gaz şirketleri halka fiyat bindirmekten geri durmadılar. Bana gelince bu karantina fena olmadı diyebilirim sadece yiyecek için para harcanınca daha az parayla yaşayabiliyormuşuz, bunu anlamış olduk. Ben yoğun yaşantının yarattığı vakitsizlikten dolayı yarım kalmış şarkılarıma döndüm; onlarla uğraştım, birkaçı bitti, yenileri çıktı. Karantina bitiyor diye üzülüyorum yani… Normale dönüşte her şey kaldığı yerden devam edecek mi bilmiyoruz, göreceğiz.
E bu arada bir şarkı da yaptınız, iki gün önce dinleme şansımız oldu: “Okaliptus”. Şarkıyı anlatın bize… Klip de olmuş. Hazır bu şarkıdan yola çıkarak şunu sorayım; bu süreçte siz de pek çokları gibi üretken, yaratıcı olmak gibi bir çaba içine ister istemez girdiniz mi?
Evet, “Okaliptus” şarkısı bu süreçte kayıt imkanı buldu. Şarkıda az parayla çok yaşadığımızdan, doğadan, arkadaşlıktan bahsediyorum. Ki bunlar kısmen yaşanmış şeyler. Bu şekilde yaşasak olmaz mıydı, az parayla çok yaşasak yani? Karantina günlerinde bu daha da etkili geldi şarkıyla uğraşırken. Leman dergisinden tanıdığımız Mehmet Çağçağ’ın boş İstanbul görüntülerini görünce de şarkıda anlatılanları daha derinden hissettim. Çalışırken öylesine çektiğimiz görüntülerden klip yaptık. Çağçağ’ın görüntülerini çelişkiyi güçlendirsin diye kullandık, umarım işe yaramıştır. Hakan Kurşun’un müzik atölyesine arka yollardan ulaşarak yaptık bunları; bana yakın zaten. Sokağa çıkma yasağı olmadığı bir gün Bulutsuzluk Özlemi davulcusu Mert Alkaya gelip davul çaldı.

İlk oynandığı dönemde geniş bir seyirci kitlesine ulaşan ‘Şahları da Vururlar-Farsça Fars’ 40 yıl sonra yeniden sahnelenecekti.
Şahları da Vururlar oyunu hiç sahnelenemedi, tam onu izleyecektik! Ama o da salgın kurbanı olan etkinliklerden biri oldu, ne yazık ki… Yeni sezonla ilgili bir gelişme var mı?
Aslında biliyorsun Blutsuzluk Özlemi olarak yaptığımız ve uzun yıllar üzerinde çalıştığımız ve nihayet bitirdiğimiz “Şeyh Bedreddin Destanı” albümü var, Nilüfer. Senfoni ve koro ile yaptık ama o da korona yüzünden çıkamadı. Formaliteleri halledip dijital mecralarda bir an önce çıksın istiyorum.
“Şahları da Vururlar” oyununa da hazırlanıyorduk, üç gün sonra oynayacaktık. Sonra karantina başladı; 1 aylık biletler satılmıştı, her şey yarım kaldı. Bilindiği gibi ben ve Gündoğarken müzikleri yapıyorduk sahnede. Bu efsane oyuna talep çok yüksek oldu sanırım normalleşme olunca tekrar çalışmalar başlar ve sonbahar sezonunda sahneye konur.