
Nejat Yavaşoğlulları: “Paranın acımasızca hüküm sürdüğü günümüz düzeninde geçmişi özlüyoruz”
Geçmiş denince… Benim geçmişimde onun yeri hep ayrıydı. Çünkü 14 yaşındaki Nilüfer’in hayallerinde Bulutsuzluk Özlemi’nin solak gitaristi olarak addederdim kendimi. Daha yeni yeni filizlenen gitar çalma heveslerimde Nejat Yavaşoğulları’nın payı büyüktür. Onu bugün Ajandakolik’te konuk etmekse büyük bir heyecan ve keyiftir.
Söyleşi: Nilüfer Türkoğlu
Gazeteden atılmadığım ve işsiz gazeteciler kervanına henüz katılmadığım dönemde ve hatta doğum günümden bir gün önce ilk defa söyleşi yapmıştım onunla. Aradan aylar geçti, ben Ajandakolik’i kurdum, o ülkenin dört bir yanında konserler verdi, ‘hayat geçerken’ Aralık ayında Bulutsuzluk Özlemi’yle birlikte yeni bir şarkıyla çıkageldi.
Geçmişe bir güzelleme gibi bu şarkı: ‘Hayat Geçerken – Mücella’. Peki kim bu Mücella?
Mücella olarak ismi geçen kişi Mimarlar Odasından Mücella Yapıcı. Gezi Parkı’nın savunulması günlerinde kızıyla evine giderken belediye otobüsünden indirilerek gözaltına alınmışlardı. Şarkıda “ Kızıyla evine giderken Mücella’yı almışlar” şeklinde yer alıyor.
“BİZİM DEVLET YÖNETİCİLERİ HEYKEL AÇILIŞI YAPAR, HEYKELTRAŞIN ADINI SÖYLEMEZ. BUNLARA TEPKİYDİ BELKİ DE…”
Orhan Veli’den Nazım Hikmet’e, Adile Naşit’ten Hulusi Kentmen’e de yad ettiklerinizle dolu bir şarkı. Geçmişi özlüyor musunuz diye sormayacağım bunu cevaplamışsınız daha önce. Ama galiba çoğumuz geçmişe özlem duyoruz. Bir şarkı bile içimizdeki bam telini titretiyor.
Yaşı çok genç insanların hatta çocukların “O filmin adı neydi ya? Hani bunlar asker de, izne çıkıp bir köşke gidiyorlar, Ayşen Gruda’da oynuyor” dediğinde pat diye cevabı yapıştırıyorlar, ‘Süt Kardeşler’ diye. İnsana saygılı bir ülke kültürü var o filmlerde. Buna özlem duyuluyor artık. Paranın ve rantın egemenliğinin acımasızca hüküm sürdüğü günümüz düzeninde geçmişi özlüyoruz. Ben ayrıca bu filmlerin çoğunu çeken yönetmen Ertem Eğilmez’i çok değerli buluyorum. Bir İstanbul kültürü ve bu toprakların kültürü var o filmlerde. Reşat Nuri Gültekin hikayeleri gibi. Bu nedenle şarkıda Ertem Eğilmez’in adı geçsin istedim. Örneğin bizim devlet yöneticileri bir bina açılışı yapar; mimarın adını söylemez, heykel açılışı yapar; heykeltıraşın adını söylemez. Bunlara da tepkiydi belki. Ayrıca benim de bam telimi titretiyor bunun dışında şarkıda yer alan ve İstanbul’un her semtinde bulunan tahta iskeleler. Bu iskelelerin açıldığı meydanlarda şekillenen yaşamlar, çınar altındaki çeşmeler, kahveler… Bütün bunları kaybetmemeye özen göstermek kuru kuruya bir geçmişe özlem duymak değil, aksine çağdaşlıktır bence.
En son Şeyh Bedreddin Destanı için çalışıyordunuz. O projenin durumu nedir?
Yakında bitiyor. Az kaldı.
Tek bir şarkıyla dijital ortamlarda yer aldınız. Bundan sonra albüm olmayacak mı hiç?
‘Şeyh Bedreddin’ bitsin, yeni albüme takacağım kafamı.
En yakın zamanda nerelerde çalıp söyleyeceksiniz?
16 Şubat’ta İzmir Çiğli’deyiz. 27 Şubat Babylon İstanbulda’yız. ‘Kökler ve Filizler’ başlığı altında yapılacak bir konser dizisinde Eskiz Band ile aynı gün sahne alacağız. Onlarla iki üç Beatles şarkısı söyleyeceğim, ilginç olacak.
Sizin fikrinizi de merak ediyorum bu konuyla ilgili. Fazıl Say’la Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki ‘uzlaşı kapısı aralandı’ mı sizce? Erdoğan’ın tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Eğer en büyük yetkilere sahip olarak ülkeyi yöneten Başkan bizden olan, sizden olan diyerek ayrımlar yapmak yerine Fazıl Say’ın konserine gitmiş ve gerçekten de dinleyip etkilenmiş ve takdir etmiş ise bu güzel bir şeydir. Başkan’ın, yönettiği ülkenin her kategoride var olan çağdaş değerlerinin farkına varıp takdir etmesi, desteklemesi beklenir kendisinden normal olarak.
Erdoğan’ın bir konuda ilk defa geri adım attığını söyleyebilir miyiz sizce?
Seçim çalışmaları için yapılan bir davranış ise geri adım falan değildir. Ayrıca buna geri adım, ileri adım diye bakmamalı. Bugün ülkeyi yöneten yöneticilerimizin heykellere ucube dediklerini duymuş insanlarız biz. Sürekli ötekileştirilen her konudaki çağdaş işlere önyargısız bakıp bu toplumun ürünleri olarak görülmesini bekleriz. Bizler toplumun evrensel bir çizgiyi yakalamış eserlerini anlayıp ondan tat alır hale gelerek görüşlerini değiştirmesini bekleriz haklı olarak.
Ajandanız var mı? Varsa içinde neler var?
Cebimde taşıyabileceğim aylık ajandalar çiziyorum kendime. Programımı yazıyorum kullanışlı oluyor.