MİMAR ORHAN BAYRAK: “JURNAL HOTEL TARİH VE SANATIN TAM GÖBEĞİNDE”
Bu aralar Jurnal sokak pek meşhur! Bunun en büyük nedeni hiç kuşkusuz bu yıla damgasını vuran Masumlar Apartmanı dizisi… Ekranlarda sık sık görmeye alıştığımız sokak, apartmanın önünde fotoğraf çektirmek isteyen birçok kişiye ev sahipliği yaparken sokaktan ismini alan Jurnal Hotel de o apartmanın hemen çaprazında göze çarpıyor. Mimar Orhan Bayrak’ın tasarladığı otel, konuklarına kültür sanatın merkezinde bir otel anlayışı sunuyor. Fiyatları da oldukça makul. Tek yapmanız gereken şehrin tadını çıkarmak!
Söyleşi: Nilüfer Türkoğlu
nilufer@ajandakolik.com
Beyoğlu’nun simgesel semtlerinden, kültür sanatın merkezindeki Asmalımescit’te 2019 yılında kurulan Jurnal Hotel, otelden çıkmama üzerine kurgulanmış bir konaklama mekanından ziyade şehrin kültürel dokusunu bir an önce keşfedebilmeleri için bir liman görevini üstleniyor. Bu anlamda diğer otellerden farklı bir konsept sunan Jurnal Hotel’in mimarı ve Kinesis İnşaat AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Bayrak ile hem otelden hem Beyoğlu’nun değişen yüzünden hem de pandeminin turizme etkisinden konuştuk.
Siz Alaçatı’daki Alâ Otel ve Ataşehir The City Suites otellerinizle de biliniyorsunuz. Benimsediğiniz butik hizmet anlayışından biraz söz eder misiniz?
Benim için altına imza attığım her işin bir hikâyesinin olması çok önemli. Kinesis İnşaat olarak, bulunduğumuz bölgenin tarihi yapısına aykırı düşmeden geleneksel olan ile modern olanı harmanlayan işler yapıyoruz. Mekânların hafızası da projelerimize çok güzel detaylar eklememizi sağlıyor. Alaçatı’daki Alâ Otel’e ek olarak İstanbul’un en sevdiğim yerlerinden Asmalımescit’te Jurnal Otel ve Ataşehir’de The City Suites isimli iki butik otelimiz daha bulunuyor.
Bölgenin kalbinde olmasına rağmen misafirlerimize sessizliği, konforu, mahremiyeti yaşatacak detaylara her zaman özen gösteriyoruz. Alâ Otel ile başlayan otelcilik hikâyemizde hem hizmet hem de mimari anlayışımızla sektöre yeni bir soluk getirmeyi hedefledik. Bu hedef doğrultusunda lüks, beş yıldızlı otel düşüncesiyle değil ama şıklık ve konfordan asla ödün vermeyen, kendimize özgü bir ara otel formu oluşturduk. Çünkü Türkiye’de beş yıldızlı otel konforunda fakat daha erişilebilir fiyatlarla otelcilik anlayışının eksik olduğuna inanıyoruz. Bu düşüncemiz aslında misafirlerimizin memnuniyetinde kilit rol oynuyor.
Beyoğlu’nda çok fazla otel var. Sizce bu oteller İstanbul’un köklü tarihi dokusunu yeterince yansıtabiliyor mu? Jurnal Hotel’i onlardan ayıran özellikler ne?
Taksim, Türkiye’nin en önemli lokasyonlarının başında geliyor. Dolayısıyla çok fazla otel olması normal. Her keyfe ve kaliteye hitap eden oteller var. Taksim’in ana fikri ve her dönem Taksim’siz yaşanamamasının altında yatan sebebin çok geniş bir yelpazeye sahip insan kitlesi olduğunu düşünüyoruz.
Otelimiz çok farklı iki tarihi binanın birleşiminden oluşuyor. Farkımız; konuklarımızı sessiz ve konforlu odalarda dinlendirip, sonrasında kendilerini dışarıya, şehrin en keyifli sokaklarına atmalarını sağlamak.
Hemen hemen diğer tüm otellerin konsepti abartılı dekorasyonlar. Sanki insanları dışarı bırakmak istemezmişçesine ve şaşırtarak mutlu etmek üzerine kurulu bir mimari zihne sahipler. Ancak Asmalımescit bu değil. Biz otelimizde insanlara konforu sağlıyoruz. Burada dinleniyor ve soluklanıyorlar ama sonrasında dışarıya çıkıp doya doya tarihi ve eğlenceyi yaşıyorlar. Dolayısıyla Taksim’de bulunan otelimiz, otelden çıkmama üzerine kurgulanmamalıydı ve sanırım başardık. Konuklarımız çok hızlı bir şekilde mahallenin bir parçası olup Galata veya Asmalımescit muhitinin bir sakini gibi hissediyorlar.
Yalnızca turistik lokasyonlara değil kültür ve sanatın iç içe harmanlandığı mekan ve kurumlara da çok yakın olmasıyla dikkat çekici. Çevrenizde bu anlamda hangi mekanlar var, bir de sizden dinlemek isteriz.
Şehrin en önemli kültür, eğlence ve iş merkezlerinden olan Beyoğlu, tarih boyunca birçok ilkin yaşandığı ilçe olarak da öne çıkıyor. Örneğin; İstanbul’daki ilk tersane, ilk banka, ilk stat buradaydı. İlk tiyatro oyunu Beyoğlu’nda oynandı, ilk tramvay Beyoğlu’ndan yola çıktı. Yürüme mesafesinde ister alışveriş yapabilir ister tarihi yerleri gezebilirsiniz. Tarihi ve sanatsal mekanları sıralamak oldukça kolay. Tarihi yarımada dediğimizde, yani İstanbul’da turistik ve tarihi nereler varsa onların tam göbeğindeyiz. Galata Kulesi, Tünel, Rus, İsviçre Konsoloslukları, geç gotik ve barok apartmanlarla çevrili İstiklal Caddesi… Veya Sultanahmet, Mısır Çarşısı, İstanbul Modern, Deniz Müzesi, Ayasofya, Galata Köprüsü, tarihiyle Karaköy ve eğlenceleri, binlerce çeşit farklı lezzet sunan butik restoranlar… İstanbul’un aynadaki görüntüsü, Boğaz sırtındaki Asmalımescit’tir. Sıralamakla bitiremeyiz.
“YILLARCA HOYRATÇA BİÇİMDE KULLANILAN SOKAKLAR VE BİNALAR PANDEMİDE DİNLENDİ”
Beyoğlu Asmalımescit İstanbullular için önemli bir yere sahip. Pandemi nedeniyle bu süreçte Asmalımescit’te neler gözlemlediniz?
Pandemide Asmalımescit’i içimizde hissettik, yaşanmış sessizlikleri duyduk, onlarla geçirecek vakitleri bulduk. Bu dönemde, sessizlikten dolayı İstiklal’in barındırdığı hüznü hissettik. Nasıl da fark edememişiz… Sanki yıllarca hoyrat bir biçimde kullanılan sokaklar ve binalar dinlendi. Ama en çok, sırtında çok ağır yük taşıyor izlenimi veren İstiklal Caddesi dinlendi, arındı ve tazelendi. Bu dinlenmişlikten gelen müthiş enerji, bütün duygusal yorgunluğumuzu sildi ve her şey çok güzel olacak duygusunu hepimize yaşatmayı yeniden başardı.
Jurnal Hotel, 1 Temmuz itibarıyla kapılarını yeniden açtı. Ne zamandan beri kapalıydınız? Kapasitenizde kaç oda var, hizmetleriniz neler?
Jurnal Hotel’de daha çok yurt dışından gelen misafirleri ağırlıyoruz. Ancak pandemi nedeniyle sınırların kapatılması ve seyahat yasağının getirilmesinin ardından biz de 1 Şubat – 1 Temmuz 2021 tarihleri arasında otelimizi kapattık. Şu an 32 odamızla “Only Room” konseptiyle hizmet veriyoruz.
Otele yapılan rezervasyonlardan en çok hangi ülkelerin ilgi gösterdiğini söyleyebiliriz?
Temmuz ayı itibarıyla Hollanda başta olmak üzere Almanya, Yunanistan ve kendi ülkemizden rezervasyonlar almaya başladık.
2021’in ağustos ayında, her şey yeni yeni normalleşirken önünüzü görebiliyor musunuz? Planlarınız, yeni yatırımlarınız var mı?
Pandemiyi geriye bırakmaya çalıştığımız bu günlerde, özellikle yurt dışı taleplerinin çok artacağını ve eski günlerdeki gibi yüzde 100 kapasitede çalışacağımızı düşünüyoruz. Yıl sonuna kadar pandemi öncesinde başlattığımız ama çalışmalarına ara verdiğimiz kafe, sağlıklı beslenme, self servis mekanımızı aktif hale getirmeyi planlıyoruz.
Bu yıl için planladığımız yeni bir projemiz daha var. Oldukça büyük bir sağlık oteli açmayı düşünüyoruz. Yeni otel için yeri satın alarak bir yatırım yaptık, lokasyonumuz düşündüğümüz konsept için çok uygun. İnşaata başlamak için ekonomik şartların ve pandemi şartlarının düzelmesini bekliyoruz. Dördüncü otelimiz için Hollandalı bir grupla görüşüyoruz, her iki ülkede de projelerimizin olmasını sabırsızlıkla bekliyoruz.
İstiklal Caddesi’nin değişen yüzü hakkında neler düşünüyorsunuz? (Arapların ağırlıklı olması, dükkanların, işletmelerin kapanması vs…) Tekrar eski günlerine kavuşacağını düşünüyor musunuz?
İstiklal Caddesi hep Türkiye olmuştur. Ülkenin yüzünü yansıtır. Her hali güzeldir; devinim halindedir, gelecekte farklı yüzlere de evrilecek olması insanları diri tutar, tutkuyla bağlar ve onları buraya bağımlı yapar. Zira bana göre güzel olan yönü de budur. 1923’ten beri hep eskiye bir sitem de vardır aslında. Hep konuşulur mazi. Ama yine de kopmak mümkün değildir. Hep gelinecek ve sevilmeye devam edilecektir.