Advertisement Advertisement

Haluk Kalafat yazdı: Kitap seçiminde çocukların fikri alınmalı

(Soldan sağa İş Kültür Yayınları, Günışığı Kitaplığı, Tudem Yayınları, Timaş Çocuk, Can Çocuk, Yitik Ülke Yayınları) 

Yayıncılara ve yazarlara sorduk: Çocuklara kitap seçerken nelere dikkat etmeliyiz? Piyasadaki çocuk kitaplarında rastlanan temel sorunlar neler?

Haluk Kalafat yazdı…
hkalafat@gmail.com

Çocuklar için yazmanın ya da çocuk kitaplarını yayına hazırlamanın “kolay iş” olduğuna yönelik bir algı var. Oysa iyi bir masal yazmak zorlu bir meşakkat. Üstelik sorumluluğu da yüksek. Yetişme çağındaki bireylere ileteceğiniz mesajın sonuçları, erişkin okurlara göre daha titizlikle düşünülmesi gerektiği açık. Ama tartışılması gereken çocuklar için yazılacak ya da hazırlanacak kitapların nasıl olması gerektiği.

Ebeveynler ya da öğretmenler çocukların okuyacağı kitapları seçerken çoğunlukla incelerler.  Akla ilk gelen fikir “derslerine de yardımcı olsun” ise, orada bir sorun var. Çünkü “öğretici”, “ders verici” metinler yazılması gerektiği fikri artık çok tartışmalı bir konu.

Tartışma ve fikir ayrılıkları bununla da sınırlı değil. Peki, yüzlerce kitap arasından hangilerinin “daha doğru” olduğunu nasıl belirleyeceğiz? Nelere dikkat edilmesi gerektiğini ve çocuk kitapları piyasasının sorunlarını bu kitapları yazanlara ve yayına hazırlayan editörlere sorduk. Ortak fikir kitap seçiminde çocukların fikrinin alınmasının çok önemli olduğu yönündeydi.

“ÇOCUKLARIN DİMAĞI SINIRSIZ”

“Kayıktaki Çocuk”, “Ponpon Kediye Ne Oldu?”, “Kartopu Panda” ve “Meraklı Kuzu” isimli kitapların yazarı Sevde Tuba:

“Çocuklar bir şeyleri öğretme kaygısıyla yazılan kitapları hemen fark ediyor ve bir kenara atabiliyorlar. Güçlü karakterlerin olduğu, çocuğun keşfetme arzusuna hitap edecek, eğlenceli ve bazen de dramatik nitelikli kurgular iyi bir çocuk kitabını oluşturuyor bence.

“Çizimler de çok önemli. Çizgiler çocuğun hem beğenisine hitap edebilmeli hem de düşünce dünyasını genişletebilmeli ve ona bir şeyleri dikte etmeden poetik bir resim dili sunabilmeli.  Artık çok iyi grafikerlerimiz, editörlerimiz ve illüstratörlerimiz var. Nitelikli eserleri basmaya hevesli yayıncılarımız da… Aileler de çocuklarına en doğru kitapları ulaştırmak istiyorlar.

“Yine de öykülerde de, çizgilerde de biraz daha farklılıklara açık olunabilir. Görseller bazen karanlık, öyküler buruk, olabilir, alışılagelmiş öykücülükten uzak bir kurgu olabilir… İnanın çocuklar bizden çok daha iyi anlamlandırıyorlar bunları. Çocukların sınırsız dimağına hitap edecek yaratıcılıkta eserlerin sayısının artması gerektiğine inanıyorum.”

SEVDE TUBA’NIN YAZDIĞI MERAKLI KUZU HAKKINDA DAHA FAZLA BİLGİ ALMAK İÇİN TIKLAYIN…

“ÇOCUK KENDİSİNE DEĞEN KİTABI OKUYOR”

“Bahçedeki İncir Ağacı”, “Karıncalar Ülkesine Yolculuk”, “Küçük Salyangoz Pişinga” ve “Mavi Eşekler Adası” isimli kitapların yazarı Hakan Bayhan:

“Çocuklar kendilerine değen kitapları seçiyorlar ve diğer kitapları hemen eliyorlar. Hoşlanmadığı şeyi, kendine değmeyen kitabı okumuyorlar. Neden Harry Potter rağbet görüyor? Çünkü içinde bilim var, gizem var, aksiyon var ve daha pek çok bileşen var. Bu da kitabın iyi mi kötü mü olduğunu zaten söylüyor.

“Çocuklara yönelik yayıncılığın sorunlarının başında tabii ki sürekli artan kâğıt fiyatları nedeniyle kitapların pahalı olması geliyor. Bu yayıncılığı zorluyor buna rağmen ülkemizdeki çocuk edebiyatının bugün gelmiş olduğu noktayı olumlu buluyorum. Eskiye oranla yerli yazarlar çoğaldı. Her geçen gün çeşitliliğin, özgünlüğün ve nitelikli kitapların arttığını düşünüyorum. Ancak demokrasinin, çok kültürlülüğün temel bir kültür olmadığı tüm toplumlarda yayıncılık dünyası sadece çocuk edebiyatı alanında değil, tüm alanlarda her zaman sorun yaşamaya mahkumdur.”

“OKUMAK ZORUNDAYIZ”

 Günışığı Kitaplığı’nın yayın yönetmeni Müren Beykan:

“Çocuklara yönelik yayınlarda sorun olarak sansür ve otosansür en başa yazılmalı. Çocuklara her konu yazılabilir, önemli olan çocuğa göreliğin gözetilmesi, dilin yetkinliği, kitabın deneyimli bir editörün desteğini alması. Sağlam bir felsefeye oturmayan, dili, kurgusu zayıf, çocuğu sadece eğitmek, hatta önyargılarla donatmak amacıyla yazılmış kitapları teşvik eden sansür mekanizmaları çocuk edebiyatını dar sınırlara hapsetmeye çalışıyor. Özgürce ve ustalıkla yazılmış kitapların çocuklar tarafından keyifle, eğlenerek okunması önemsenmiyor, hatta yeğlenmiyor; kitaplar yoluyla illa ki çocuklara ‘ders verilmesi’ amaçlanıyor. Son yıllarda, eli kalem tutan pek çok kişinin yazar olma sevdasının niteliksiz kitaplara dönüşmesi de özellikle bizim alanımızda ciddi bir sorun olarak yükselmekte.

“Çocuklarımız okumayı öğrendiğinde onlarla kitap okumayı bırakmasak, okudukları kitapları bizler de okusak, çocuğumuzun okuma eğilimlerini öğrenip o doğrultuda önerilerde bulunsak ve tabii kendimiz de sık sık kitap okusak, sağlam birer okur yetiştirebiliriz. Kitap satın alırken arka kapak yazılarını okuyalım, ancak yeterli olmayacaktır. İnternet araştırması ve kitap dergileri de işimize yarar. Kitapların okur yaşı aralığına dikkat etmek, ayrımcı kitapları, özellikle de cinsiyet ayrımcısı kitapları evimizden kesinlikle uzak tutmak ilkemiz olmalı. Ve lütfen, kitapların künyelerini inceleyelim, yayına hazırlayanlarına değer veren bir yayınevi, yayınladığı kitabına da özen göstermiş olur çoğunlukla. Ancak, yeterli değildir; yaratıcı, hayalperest, maceraperest ve sevgi yüklü kitaplarla buluşmak için okumak zorundayız.”

“ZENGİN ÇOCUK KÜTÜPHANELERİ ÜLKE ÇAPINDA YAYGINLAŞMALI” 

İş Bankası Kültür Yayınları Çocuk ve Gençlik Kitapları Editörü Ahu Ayan:

“Çocuk kitapları alanı 2000’lerden bu yana hem nicelik hem nitelik bakımından son derece zenginleşti. Bu da kaçınılmaz biçimde pazarı dönüştürdü. Fakat bu dönüşüm sürerken kötü örneklerle de karşılaşabiliyoruz. Bu örnekler, bazen çocuğa görelik kıstasının karşılanmaması, bazen didaktik unsurları ağır basan metinler, bazen yayına hazırlanma ve baskı süreçleri tatmin edici olmayan kitaplar olarak çıkıyor karşımıza. Bu durumu gelişim süreci olarak görüyorum ve okurun bilinçlenmesinin, nitelikli kitapları çoğaltacağına inanıyorum. Okuma kültürünün gelişmesi, çocuğun yeni keşifler yapıp zenginleşebilmesi için, hedef yaş grubu, tür, içerik, üslup bakımından farklı kitaplara erişimin sağlanması gerekiyor. Bu da erişilebilir ve zengin çocuk kütüphanelerinin ülke çapında yaygınlaşmasından geçiyor.

“Çocuğun okumayı bir özgürlük alanı olarak görmesini, kitabın heyecan verici bir şey olarak hayatına girmesini sağlamamız gerekiyor. Bırakın kitabı kendisi seçsin, ne zaman okuyacağına kendisi karar versin. Ama mümkünse 7-8 yaşlarına, çocuğunuz bağımsız bir okur olmaya başlayana kadar her kitabı önceden okuyun.”

“NİTELİKLİ EDEBİYAT ÇOCUKLARA HAYATA DAİR SORULAR SORDURTUR” 

Can Çocuk Yayınları Yayın Yönetmeni Yardımcısı Mehmet Erkurt:

“Çocuk edebiyatı yayıncılığı özel bir sorumluluk, titizlik ve nitelik arayışı gerektiriyor. Son yirmi yılda bu konuda epey ilerleme katettiğimiz doğru. Ancak edebi nitelikte ve öykü anlatmada, çocuğa bakışımızdan ve onunla hayatı konuşabilme konusundaki güven eksikliğimizden ileri gelen bir didaktizm var. Aynı durum, kitap arayışımızda da geçerli. Çocukla toplumsal normların, inanç kalıplarının, geleneksel çizgilerin dışına çıkamadığımız ve edebiyattan beklentimizi kendi yerelimize hapsettiğimiz sürece, insan olmanın evrensel kapsamını ve derinliğini çocuk edebiyatına taşımamız zor.

“Dili ve anlatımı kadar, kitabın hangi konuya hangi noktalardan eğildiği de, sırf okur değil, ona kitabı alacak yetişkin açısından önemli. Ayrımcı görüşlerin, nefretin dile gelmemesi, biz yetişkinlerin başlıca sorumluluklarından. Nitelikli edebiyat çocuklara estetik ve kurgusal bir haz vermekle kalmayıp, hayata dair sorular da sorduracaktır. Ebeveynlerin bu sorulara illaki cevap vermeye değil, eşlik etmeye, çocukla bu sorular üzerinden bir diyalog kurmaya, birlikte sorular sormaya istekli olmaları yeterli. Edebiyat pasif bir okurluktan öte, karşılıklı ya da içsel bir diyaloğu doğallıkla getireceği için, en başından edebiyattan korkmamayı başarabiliriz. Editörlüğüne güvendiğimiz yayınevleri gerek kitabı seçerken gerekse okuma deneyimi ve sonrası üzerine düşünürken yararlanabileceğimiz referanslar.”

“KİTABIN İLLA Kİ ‘ÖĞRETİCİ’ OLMASI GEREKMİYOR” 

Çocuk ve gençlik kitapları dergisi İyi Kitap’ın Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Safter Korkmaz:

“Çocuk yayıncılığı, genellikle önemsenmeyen hatta küçümsenen bir alan ülkemizde. Bu küçümseme ister istemez üretimlere de yansıyor. Özellikle telif eserlerde, kendini çokça tekrar eden didaktik metinler bolca yer buluyor. Yanı sıra, dini çocuk kitaplarında olduğu gibi politik amaçlarla yazılmış ya da sadece popüler kültür ögeleriyle bezeli, para kazanma amacıyla piyasaya sürülmüş kitapların fazlalığından bahsedebiliriz. Çocuklar için, gerçekten nitelikli işler üretmeye çalışan az sayıda yayınevi bulunuyor.

“Ekonomik ve politik zorluklar da yayıncılığı zorlaştıran etmenler. Mesela sürekli artan kâğıt – baskı maliyetleri ya da dağıtım tekellerinin istekleri… Son yıllarda artan sansür talepleri ve uygulamaları da önemli bir konu çocuk yayıncılığı için. Siyasal erkin, kendisi için tehlikeli saydığı yayıncılık pratiklerine karşı tutumu, iç açıcı değil ülkemizde.

“Çocuklar için kitap seçmek isteyen yetişkinlere ilk söyleyeceğim, bir kitabın illa ki ‘öğretici’ olması gerekmediği. Bence, çocuğun severek okuyacağı, zaman geçirirken eğleneceği kitaplarla buluşması, okuma alışkanlığı edinebilmesinde en önemli kriter. Ebeveyn de iyi okuyucu olmalı. Soru sormaya yönlendiren, eşitlikçi, özgürlükçü metinlerle buluşturmalılar çocuklarını.”

YORUM YAP

You don't have permission to register
Follow us on Social Media