Advertisement Advertisement

KEDİ ŞİİRİ DEĞİL, ŞİİR KEDİSİ


Ne yaraşır kedi şiire ya da şiir kediye… Aklıma ilk gelen hep Ece Ayhan’ın “Bakışsız Bir Kedi Kara” şiirinin dizeleridir. Sonra da Bilge Karasu’nun “Ne Kitapsız Ne Kedisiz” deneme kitabını düşünürüm. Okudukça bilgeleşir, okudukça kedileşirim.  Şimdi bahsedeceğim bu ikisi de değil oysa… Tam da 21 Mart Dünya Şiir Günü’nde tesadüf bu ya okuduğum bir çocuk kitabını anlatmada sıra: “Şiir Kedisi”, kedi tüyü gibi yumuşacık hikayesiyle minik okurları kucaklıyor, bir de benim gibi kedi ve şiiri yan yana sevenleri…

 

Yazı: Nilüfer TÜRKOĞLU
nilufer@ajandakolik.com 

Şiir, söyleşi, öykü ve inceleme yazılarıyla Varlık, Kitap-lık, Kök Şiir, Cin Ayşe, Ecinniler, Buzdokuz gibi dergi ve fanzinlerde yer alan, Ara Kat Sesleri adlı dosyasıyla 2019 Altın Defne Genç Şiir ödülünü kazanan Petek Sinem Dulun’un ikinci öykü kitabı “Şiir Kedisi”, İthaki Çocuk etiketiyle yayımlandı. Dulun’un kedilerle bezeli şiirsel bir dille harmanladığı hikayesine, ortaokul sıralarından tanıdığım çizer Gözde Başkent eşlik ediyor.

Yumuk yumuk gözleri, küçücük patileriyle bir evin bahçesinde dünyaya gelen yaramaz Mia, büyüdüğünde başına daha fazla iş açar ve bir maceranın baş kahramanı olur. Bir gün yiyecek aramak için sokak sokak dolaşırken koca şehirde kaybolur ve evin yolunu bulamaz. Yemek ararken yolda başka şeylerle, mesela sinirli ayakkabılarla karşılaşır, kendine tekme savuran. Kendini kovalayan ayakkabıdan kurtulunca başka bir evin penceresinde bir sarmanla karşılaşır. Evinin yolunu sorar ama nafile cevap alamaz. Nereden bilsin, yumuşacık minderinde mışıl mışıl rüyalara dalan sarman. Bir kedinin ev işleri dışında yoktur bir bildiği, yardım edemez Mia’ya, imrenir onun özgür hayatına…

Hava kararmaya başladığında Mia, başına geleceklerden habersiz, bir konserve kutusuna önce patisini sıkıştırır, sonra dengesini kaybedip paldır küldür yere kapaklanır. Karşısında bu defa öfkeli bir ayakkabı yerine kitapçı Salih’in ona yuva olacak göbeği vardır. Salih, yardımına koşar Mia’nın, ona kutulardan bir ev yapar, oh Mia artık rahattır, bir de bakmıştır ki kitapçının kedisi olmuştur. Gün geçtikçe birbirine alışan bu ikili, kitapların kokusu sinen dükkanda birbirlerine yoldaş olur, tıpkı Salih’in şiirleri gibi. Sonra bir gün bir başka tekir kedi çıkar gelir, Salih’in kapısına. Mia ile kapışacaklarını sananlar yanılır, Salih’in şimdi iki kedisi vardır, Mia ve Kaju. Devamını kitaptan okuyun, sevgili okur!


Ne yaraşır kedi şiire ya da şiir kediye… Aklıma ilk gelen hep Ece Ayhan’ın “Bakışsız Bir Kedi Kara” şiirinin dizeleridir. Sonra da Bilge Karasu’nun “Ne Kitapsız Ne Kedisiz” deneme kitabını düşünürüm. Okudukça bilgeleşir, okudukça kedileşirim. Şair yazar Petek Sinem Dulun’un “Şiir Kedisi” kitabına konuk olan kediler, sayfalar boyunca mırladıkça sözcükler üşüşür, şiirleşir, ahenk katar kedi şiire, şiir kediye… Zaten edebiyatla hep kedinin işi vardır sanki! Ne çok kitabın konusu olur, bu pembe patili, yaramaz mı yaramaz, candan can dostlar!

İthaki Çocuk’tan tazecik okurla buluşan “Şiir Kedisi”, illüstratör Gözde Başkent’in çizimleriyle daha da anlamlaşıyor, renkler, desenler şiire bulanıyor, sıcacık bir öykü daha çocukların dünyasına katılıyor. Bu buluşmaya ortak olmak için bana da çocukları davet etmek düşüyor. “Şiir Kedisi”, dizelerinde kediler dolaşırken miniklerin kitaplığında yerini almak için sabırsızlıkla bekliyor.

YORUM YAP

You don't have permission to register
Follow us on Social Media