Advertisement Advertisement

İÇİMİZDEKİ KUŞ: TOKO


Mutlu olabilmenin yolu kendimiz olabilmekten, kendimizi olduğumuz gibi kabullenip farklı yanlarımızı sevebilmekten geçer. Küçük bir kuşun büyük gagasıyla barışma hikayesini anlatan “TOKO”, Naz Elkorek’in güçlü anlatımı, Gizem Darendelioğlu’nun sıcacık çizimleriyle küçüklerin dünyasına konuyor.

YAZI: HAYRÜNNİSA GÜNEL  

Bir kitabın içine girmek ve kahramanın serüveniyle özdeşleşmek okumaya başladığınızda birkaç giriş tümcesinden sonra sizi saran bir duygudur. Yeni bir insanla tanışmak gibidir okumak. Sadece bilinciniz değil, bilinçaltınızın saklı bahçeleri de devrededir. Bir kitap okursanız değil, bir kitabı çok sever, üzerinde düşünür ve ondan etkilenirseniz hayatınız değişir. Bu anlamda TOKO insanı kendine çeken, çocuk okura katkılar sunan sevimli bir kitap. Daha kapağına baktığınızda bulutlar üzerinde kitabını okumaya dalmış ay yıldız başlı, akıllı, mutluluk kuşları görüyorsunuz. Ayrıca kitap boyunca sevimli Tukanımız TOKO’nun gözleri, gagasının üzerinde durduğundan sürekli kitap okuyormuş duygusu uyandırıyor; bir yandan da okurken düşünen, sorgulayan, özeleştiri yapan örnek bir simge algısı oluşturuyor. Gizem Darendelioğlu; TOKO adının iki büyük o harfiyle bütünleşerek büyüyen  bir göz odaklanması yaratarak okuru  TOKO’yla birlikte o yeşil yağmur ormanına sokup farklı kıtalarda gezdiriyor. TOKO’nun o kocaman gagasının ucundaki küçük emzikle, umarsızca okumaya çabaladığı kitaba ve güneş gözlüğüne gülümseyerek bakıyorsunuz.

Kitabın baskısı ve kitabın ruhunu yansıtan resimlemeler çok başarılı. Kitabı almak için D&R ‘a girip görevli elemana çocuk kitabı bile demeden “TOKO,  var mı sizde?” diye sorduğumda aldığım yanıta şaşırdım. Hani şu, gözleri kocaman gagasının üzerinde olan “Bay’ Kuş mu?‘” dedi gülerek, “Evet” dedim. O’ydu…

YETİŞKİNLER İÇİN DE BİR MASAL KAHRAMANI TOKO
Masallar en çok da çocuklarımızın gerçeğidir, hayatımızın temelini, kökünü oluşturan parçasıdır. Bu parçamız yetişkin bir çocuk olduğumuzda da peşimizi bırakmaz. Çocukluğumuzda yaşadığımız, düşündüğümüz, hissettiğimiz, sezdiğimiz, gözlemlediğimiz her şey bizi büyütür ve masalların bundaki payı yadsınamaz. Bu yüzden de masallar çocuklara iyiyi kötüyü, doğruyu yanlışı, güzeli çirkini abartılı, katı çizgileriyle değil, doğal ve gerçek haliyle, olduğu gibi anlatmalıdır.

Önyargılarımızı, genellemelerimizi ancak öğrenerek ve ayrıştırarak kırarız. Bunda masal yazarlarının kullandığı dilin ve yarattığı kahramanların payı büyüktür. Adı üzerinde okurken bilinçaltımıza konuk olan her kahraman o çocuğun kahramanı olacaktır gelecekte. İşte bu bağlamda Naz Elkorek,  3-8 yaş aralığındaki çocuklar için abartısız ve yalın, doğal ve iç dünyası zengin, özeleştiri yapan, gerçek, unutulmaz bir masal kahramanı yaratmış. Bu masal aynı zamanda yetişkinler için de…

Yazar kurgu ve dildeki başarısıyla, sözcükleri ve kavramları  temayı vurgulayacak biçimde yerli yerinde kullanmasıyla  okurlarına az sözle eğitici, onarıcı bir iç dünyayı anlatarak kalıcı bir iz bırakıyor. TOKO bu yönüyle psikolojik masal değeri kazanıyor. Günümüz çocukları artık erken büyüyen çocuklar çünkü…

“SAHİP OLDUĞUMUZ FARKLILIKLAR, BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLER”
Hepimizin yaradılıştan kaynaklanan, genlerimizden gelen farklı fiziksel özelliklerimiz vardır. Hangi fiziksel özelliklerle doğacağımızı belirlemek elimizde değil ancak kim olacağımızı, aklımızı nasıl kullanacağımızı ve hayata nasıl bakacağımızı belirlemek bizim elimizde ve bu yaşayarak öğrenilen bir kazanım. Öncelikle değiştiremeyeceğimiz durumları kabullenmeyi  ve onları sevmeyi öğrenmeliyiz ki gerçekçi bir bakış açısı edinebilelim. Sahip olduğumuz farklılıklar bizi diğerlerinden ayıran,  ve biricik kılan değerlerimizdir. Oysa hep başkasında olan bize daha çekici gelir ve  onu güzel bulur, ona özeniriz. Bu ise bizi mutsuz kılar. Mutlu olabilmenin yolu kendimiz olmak, kendimizi olduğumuz gibi kabullenmek ve farklı yanlarımızı sevmektir. Bir düşünsenize herkesin aynı olduğunu, bütün insanların, hayvanların, diğer bütün türlerin şekil, düşünce, duygu, davranış olarak aynılığını, ne kadar da sıkıcı olurdu her şey… Tek tip, hiçbir çeşitliliğe dolayısıyla zenginliğe sahip olmayan birbirine benzer yüzler ve gövdelerle dolu bu dünya ne tatsız ne renksiz olurdu.

İşte TOKO’yu okurken ve iç konuşmalarını dinlerken TOKO’yla özdeşleşiyor, onunla sevinip, üzülüyor, iç dünyanızda gezintilere çıkıyor, farklılıklarınızın farkında olarak, kendinizi ve başkalarını olduğu gibi sevebiliyorsunuz. Serüvenimiz şöyle:

TOKO, Güney Amerika’da yaşayan bir Tukan Kuşu. Kocaman gagasının hayatını zorlaştırdığından yakınan, başkalarının niçin böyle kocaman gagası olmadığını sorgulayarak içinde bulunduğu duruma üzülen sevimli bir kuş. Momi, Kiko, Pila ise arkadaşları, onlar gibi küçük gagalı olmak istiyor. Bir gün “Dünyada kendisi gibi büyük gagalı başka kuşlar  var mı?” diye merak edip uzun bir yolculuğa çıkıyor. Böylelikle kendini farklı hissettiren, zora sokan, rahatsız eden bu duygudan kurtulmak istiyor. Oysa olaylar umduğu gibi gelişmiyor; diğer kıtalarda tanıştığı bütün hayvanların gagaları küçük olsa da onların da farklı birer zor yanı olduğunu gözlemliyor. Kuzey Amerika’da tanıştığı Kar baykuşunun sesi örneğin onunkinden çok farklı, bugüne kadar duyduğu seslere hiç benzemiyor, Afrika’da tanıştığı Flamingonun bacakları onunkinden çok uzun, Asya’daki Tavus kuşunun kuyruğu hele,  ayaklarına dolanacak kadar upuzun, Avustralya’da tanıştığı devekuşu kocaman gövdesiyle koltuğa sığmıyor, Avrupa’daki Çavuşkuşu kabarık saçlarıyla ona çok farklı görünüyor ve Antartika gezisinde tanıştığı Penguenin uçamamasına şaşırıyor, yadırgıyor. Babasının atlasını inceleyerek çıktığı bu serüven onun kendisine başka bir açıdan bakmasını sağlıyor. TOKO böylece sadece kendi farklılığına odaklanmaktan uzaklaşarak arkadaşlarının da farklı yanları olduğunu ve bunun  doğallığını ve işlevselliğini deneyimleyip kendisini severek kabulleniyor. Bu yolculuk sonrasında TOKO, önceden çok yakındığı kocaman gagasında çok sevdiği top sektirme oyununu mutlulukla oynuyor,durumundan hoşnut olmayı başarıyor. Peki ya yeni doğan kardeşi Tita  Onun da hayattan öğreneceği çok şey olacak mı!

TOKO’nun başına gelenler çocukların da başına gelebilir. Yazar Naz Elkorek, masal kahramanını güçlü kılarak insanın yaşadığı sorunu yine kendi gücü ve çabasıyla, aklıyla çözümleyebileceğini, kendisini mutsuz eden duygularını bakış açısını değiştirerek mutluluğa dönüştürebileceğini sezdiriyor okura.

Kitabın sonunda yer alan kıtalar atlasıyla çocuklar hangi kuşun hangi kıtada olduğunu da belleklerine yazacaklar ve hiç unutmayacaklar. Sevimli Tukan kuşu simgesiyle yazar kendimizle barışık olmanın, dostluğun, dayanışmanın, kendini sevmenin anahtarı yine kendi elinizdedir mesajını sunuyor bize. Duygularımızın; mutluluğun ve mutsuzluğun temelindeki bakış açısının önemine dikkati çekiyor.

Günümüz çocuklarının hayvanları çok seven ve koruyan dünyasında Naz Elkorek’in kurgusu ve Gizem Darendelioğlu’nun illüstrasyonlarıyla odalarımıza dolan kahramanları ve TOKO’nun öyküsünü çocuklar çok sevecek…

YORUM YAP

You don't have permission to register
Follow us on Social Media