
“Her Zamanlı Kadınlar” öykü içinde öyküler
Yaşamın içinde, akla gelmeyen, gözden kaçırılan ama hep o kısacık an içinde olup biten ve hafızada bir ömürlük yer kaplayan tüm hikâyeler, Gülümsün Tansev’in ikinci kitabı “Her Zamanlı Kadınlar” da dile geliyor.
Kısa, sıradan yaşamların içinde akıl almaz sırlar olduğunu anlatmak adına, yine yaşamın tüm o akışı içinde çok dikkat çekmeyen ama biraz yaklaşınca hiç de öyle olmayan kişiler yaratan Gülümsün Tansev, öykü içinde yeni öyküler yazıyor. Geçmiş gitmiş günlerde, olmuş bitmiş bir nedeni var tüm bu öykü kişilerinin.
Yazardan Direkt Yayınevi tarafından yayımlanan “Her Zamanlı Kadınlar”, bilinç akışının ve büyülü gerçekçiliğin izlerini taşıyan ancak tamamen yazarın kendi parmak izi sayılabilecek yeni anlatımlarla öykü türünde farklı bir ses duymak isteyen okurlarla buluşmaya hazır.
Zamandan Arınmış Hikâyeleriyle Kadınlar
“Her Zamanlı Kadınlar”, bazı sonlar, “Hayal ettiğimiz ya da bize öğretildiği gibi gerçekleşmez” düşüncesini okuru ters köşeye yatıran bitişleriyle anlatıyor. Zamanın ancak biri onu anlattığında değeri olduğunu, hafızaların gel git oyunlarında, tuhaf ve çoğu zaman beklenmedik akıl tutulmalarında görme şansı buluyoruz. “Ya sen de kaybolursan, ya beni unutursan, ya bulamazsan…” diye giden aklından korkan Güz karakteri, kitapta yer alan ve zihin oyunlarıyla aklının içinde kaybolan diğer karakterleri de ruhunda taşıyor. Bu anlamda yazarın birbirinden farklı ve hayatları tamamen ayrıksı kahramanları aslında zamanın ve hafızanın içinde akrabalar. Öyküler hüzün, keder ve yalnızlık yüklü olsalar da yazarın üslubu sayesinde sarkastik ve sıklıkla gülümseten ayrıntılar taşıyor.