
BAKMAK İÇİN DEĞİL GÖRMEK İÇİN: “ÇOCUK VE DENİZ”
Çocukların hayal dünyasına dokunan kitaplarıyla tanınan Brezilyalı yazar Lulu Lima’nın Türkçede Nobel Çocuk etiketiyle yayımlanan kitabı “Çocuk ve Deniz”, illüstratör Lalan Bessoni’nin “masmavi” çizimleriyle denize bizi daha yakınlaştırıyor, dalgaların sesini her sayfada duymamızı sağlıyor. “Çocuk ve Deniz”, serin sularda sıcacık bir öykü, hayata birbirinden farklı gözlerle görene iki çocuğun denizle kucaklaşması…
Yazı: NİLÜFER TÜRKOĞLU
nilufer@ajandakolik.com
“Şimdi başımı yukarı kaldır, taa en yukarı bak, dedi kız.
Gökyüzünde hiçbir şey görmüyorum, diye cevap verdi çocuk.
Görebilmek için gözlerini kapatmalısın!”
Hayatının 15 yılını büyük reklam ajanslarında çalışarak geçiren Lulu Lima, Brezilya’da yaşadığı kent São Paulo’da açtığı Mil Caramiolas isimli yayıneviyle kendini çocuklar için yazmaya adadı. İlk olarak “Minik Gözyaşı Damlası” isimli kitabıyla Türkiyeli çocuklarla buluşan Lima’nın yine en az bu kitabı kadar duygu yüklü yeni kitabı “Çocuk ve Deniz”, fonuna uçsuz bucaksız denizi alarak dev bir kumsalda arkadaş olan iki çocuğun hayallerini konu alıyor.
Aslında her şey annenin “Şu ilerideki kızı ve denizi görüyor musun? Neden onlarla tanışmıyorsun?” demesiyle başladı. İsteksizce kızın yanına giden çocuk, kumsalda tek başına olan kızın yanında durdu ve sessizce bekledi. Çocuğun varlığını hisseden kız ona yer açtı. Ve birden çocuk kızın taktığı renkli gözlüğü fark etti.
Çocuk denizden korkuyordu, o yüzden denize giremiyordu. Kız denizi çok seviyordu, çocuğa bacaklarını denize doğru uzatmasını önerdi. İkisi de denize doğru ayaklarını uzattı. Deniz onları sevgiyle kucakladı. Çocuk gördü, kız hissetti.
Çocuk gülümsedi. Ama kız bu gülümsemeyi görmedi.
MAVİ ÇİZGİLERDE İKİ FARKLI DÜNYA, HAYATA İKİ FARKLI BAKIŞ
Denizden korkan çocuk kızın söylediklerine kulak verdi. Görmediği ama hissettiği denizi seven kız, “Denizin sana söylediklerini dinlemelisin” dedi. Denizin konuşmadığını düşünen çocuk, kızın söylediklerine şaşırsa da dediğini yaptı. İkisi sessizce denizi dinlediler, ne dediğini duymak için.
Bu henüz tanıştığı arkadaşının hayata bambaşka bir “gözle” baktığını anladı, çocuk. O, görmüyordu ama hissediyordu. Gökyüzünü veya denizi görmesi için bakması gerekmiyordu. Duyarak, hissederek, hayal kurarak da pekala görebilirdi. Hem de her şeyi…
Denizi sonsuzluğu deneyimlediği yer olarak tanımlayan yazar Lulu Lima’nın özenle seçtiği sözcüklere eşlik eden mavi resimlerde çizer Lala Bessoni’nin hakkını teslim etmek gerek. Her daim denizi görmek istediğini söyleyen Bessoni, yalnızca çocukların değil deniz ile çocukların dostluğunu çizgileriyle öyle güçlü kılıyor ki, kimi zaman kelimelerin susup resimlerin konuştuğu sayfalar, insanı denizin içine çekiyor. Tam da o an çocuklar susuyor, deniz dalgalarını yanına alarak coşkuyla konuşuyor. Lima’nın duygusal metni, Bessoni’nin kitabın ruhuna ruh katan desenleriyle daha büyük bir anlam kazanıyor, adeta bütünleniyor.
Kitabı orijinal dilinden, Portekizceden çeviren Sevcan Şahin’in de bu ikilinin yarattığı evrene ulaştığını söylemeden geçmeyelim. Doğanın içinde büyüyen Şahin’in yetişkin edebiyatında da Portekizceden çevirdiği pek çok kitabı okumak mümkün. Kendisinin 2019 Talât Sait Halman Çeviri Ödülü’nü kazandığını da eklemekte fayda var.
BİR SESLİ KİTAP OLARAK ÇOCUK VE DENİZ
“Çocuk ve Deniz”in ayrıca bir çocuğun sesinden, sesli kitap olarak dinlenebileceğini biliyor muydunuz? Nobel Çocuk etiketli bu ciltli kitabın hemen üzerinde “Sesli Kitap” olduğu belirtiliyor. Arka kapakta ise kazınarak ortaya çıkan karekodu okutarak kitabı daha önce pek çok reklam kampanyasına ve çizgi filme ses vermiş Beril Güngörler’den dinleyebiliyorsunuz. Çocukların dünyasını bir çocuğun sesiyle dinlemenin deneyimi ise bir başka güzel.
Denizden korkan bir çocuğun ve gözleri görmeyen bir kızın birbiriyle ve denizle olan dostluğunu oldukça yalın bir dil ve kalbi sarıp sarmalayan sıcacık resimlerle anlatan “Çocuk ve Deniz”, farklılıklara rağmen anlamanın zarafetini ustaca betimliyor ve derinden etkiliyor. Mutlaka okunmalı, okutulmalı.