
122 YIL SONRA BİLE OKUNMAYA DEVAM EDEN MODERN BİR BAŞYAPIT: “MUHTEŞEM OZ BÜYÜCÜSÜ”

(solda) Can Çocuk etiketiyle yayımlanan “Muhteşem Oz Büyücüsü” kitabı, (sağda) Victor Fleming’in yönettiği 1939 yapımı “Oz Büyücüsü” filmi.
“Eskiden hem beynim hem de kalbim vardı; ikisini de denediğim için bir kalbim olmasını çok daha fazla isterim.”
Teneke Oduncu, Muhteşem Oz Büyücüsü (sayfa 42)
Zamansız bir roman, fantastik ama aynı zamanda hayatın içinden bir hikâye, herkesin çocuk dünyasına hitap eden bir peri masalı. Muhteşem Oz Büyücüsü, yazıldığı tarihten bu yana aynı ilgiyle 122 yıldır okunmaya ve okutulmaya devam ediyor.
Yazı: Nilüfer TÜRKOĞLU
nilufer@ajandakolik.com
Tüm zamanların en çok sevilen filmlerinden biri olarak kabul edilen ve pek çok defa hem tiyatroda (ilk müzikal adaptasyonu, bilinen o meşhur filmden çok önce 1902 yılında Broadway’de sahneye taşınmıştır.) hem de beyazperdede başka varyasyonlarını izlediğimiz (Journey Back to Oz – 1972, The Wizard of Oz – 1982, Oz teh Great and the Powerful – 2013) Judy Garland’ın başrolünü oynadığı 1939 yapımı klasik müzikal Oz Büyücüsü’nü bilmeyen pek yoktur. Film, çocuklarını anlattığı masallarla uyutan ve bu masallarında Dorothy adında hayali bir kahraman yaratan Amerikalı yazar Lyman Frank Baum’un1900’de yazdığı “Muhteşem Oz Büyücüsü” kitabından uyarlanarak bu “muhteşem” popülaritesine sahip olmuştur. Kitap, pek çok dile çevrilirken çocuk edebiyatında tüm zamanların en çok sevilen kitaplarından biri olmayı başarmış, Türkiye’de de pek çok farklı yayınevinden çocuklarla ve Oz Büyücüsü severlerle buluşmuştur. Can Çocuk’un şubat ayında raflarda yerini alan Celal Üster çevirisi ise Türkçede bugüne dek çevrilmiş en kapsamlı Oz Büyücüsü hikâyelerinden birini okurla buluşturuyor. Üster’in kitabın ruhuna ruh katan dil cambazlığını “Muhteşem Oz Büyücüsü’nde de fark etmemek mümkün değil. (Kitap, daha önce de Can Çocuk etiketiyle çıkmış, 2017 yılında aramızdan ayrılan Hale Kuntay tarafından çevrilmişti.)

“Muhteşem Oz Büyücüsü” kitabının ilk baskısı, yıl 1900. Resimleyen William Wallace Denslow.
“MUHTEŞEM OZ BÜYÜCÜSÜ HİKÂYESİ YALNIZCA ÇOCUKLARI MUTLU ETMEK İÇİN YAZILDI”
Yeni nesli saymıyorum, aslında pek çoğumuzun neredeyse ezbere bildiği o hikâyeden birazdan bahsedeceğim. Öncelikle bu kült romanın yazarı Baum’un öndeyişinden söz açmalıyım. Zira yazarın bu kitabı neden yazdığının cevabı bu metinde saklı. Grimm Kardeşler’den Andersen’e kanatlı perileri çocuksu yüreklere taşıyarak mutluluk veren masalcılara öncelikle selam gönderen Baum, “eski zaman masallarının artık çocukların kitaplığında tarihteki yerini çoktan aldığını ve yazarların masallarda korkutucu bir ahlak dersi vermek amacıyla uydurdukları olayların, cin, cüce ve peri gibi kahramanların artık ortadan kalktığını” söyler. Ona göre yeni masalların vaktidir artık. Muhteşem Oz Büyücü hikayesini yalnızca bugünün çocuklarını mutlu etmek için yazdığını belirten yazar, tüm kötücül kahramanların ve karabasanların kovulduğu çağdaşlaştırılmış bir peri masalını; 2000’lerde de çok sevilen ve merak edilen bu romanı sadece çocuklara değil yetişkinlere de hediye etmeyi başarır. Üstelik “Oz”dan bir seri yaratarak 14 kitap yazdı. L. Frank Baum’un 122 yıl sonra okura hitap etmesi, onun modern bir başyapıt yarattığının en büyük göstergesi. O, usta bir hikâye anlatıcısı olarak doğmuş ve yaşamış. Zengin hayal gücü sayesinde yaşadığı dönemden bugüne pek çok yazara ilham kaynağı olması da boşuna değil. Ki Baum da başka büyük bir yazarın kitabının kendisine esin kaynağı olmasıyla bu yolda yürümüş: Lewis Carroll’un 1865 tarihli kitabı “Alice Harikalar Diyarı”nın…
GELELİM BİLDİĞİMİZ YA DA BİLMEDİĞİNİZ O FANTASTİK HİKÂYEYE…
Amcası ve teyzesiyle yaşayan Dorothy ve köpeği Toto’nun Kansas’taki evlerinde kasırgaya yakalanmasıyla başlayan roman, aslında tam olarak macera dolu bir yolculuk hikâyesini anlatır. O korkunç kasırgayla birlikte bir anda Oz’un büyülü ülkesine savrulan genç kız ve köpeği, çıktıkları bu yolda daha önce hiç karşılaşmadıkları türde birbirinden ilginç karakterlerle karşılaşır. Evine dönebilmek için sarı tuğlalı yolu izleyip Zümrüt Kent’e ulaşması gereken Dorothy’ye bu yolculukta eşlik edecek olan biricik arkadaşları ise Teneke Oduncu (Başka versiyonlarında filmde Teneke Adam olarak geçer), Korkuluk ve Ödlek Aslan’dır. Adeta bir takım olan bu dörtlü, yaşadıkları tüm engebeli olaylara ve kötülüklere rağmen gerçek arkadaşlığın, sevginin ve iyiliğin anlamını derinden hissettirir.
“İNSANIN EVİ GİBİSİ YOKTUR”
1939 yapımı film, zihnime o kadar işlemiş ki, ilk defa okuduğum romanda artık ikonikleşmiş bu karakterleri kendi hayal gücümden yeniden yaratmak oldukça güç oldu. Zaten başaramadım da. Ben hep Judy Garland’i hayal ettim, Dorothy için. Ya da tıpkı Garland gibi çoktandır hayatta olmayan Jack Haley’yi (Teneke Oduncu), Bert Lahr’ı (Ödlek Aslan) ve Ray Bolger’ı. (Korkuluk) Benim düşümdeki roman kahramanları yine sinemanın bu özel aktörleri oldu. Onların yüzleri gülümsedi bana sayfalardan, gözümün dolmasına da yine onlar sebep oldu. (Filmi tıpkı benim gibi defalarca izlemiş olanlar okurken bana hak verecektir, buna eminim.)
İşte o yüzden kitabın hiçbir sinema uyarlamasını izlememiş olanlara kocaman ve yeni bir dünya sunuyor, Muhteşem Oz Büyücüsü. Ne şanslılar ki bu fantastik, bir o kadar sihirli ve kaybolmuş dünyanın içinde gezinirken edebiyatın ev sıcaklığındaki varlığına sarılacaklar. Zaten ne diyor Dorothy, “İnsanın evi gibisi yoktur.” Gerçekten çok haklı.
***
Küçük bir not: Can Çocuk’tan çıkan kitabın kapağındaki figürler, 1856-1915 tarihleri arasında yaşamış Amerikalı illüstratör ve karikatürist William Wallace Denslow tarafından resmedilmiş. Sanatçının, kitabın orijinalini resimleyen kişi olduğunu da söylemeden geçmeyeyim. Fakat kapağın tasarımında Ödlek Aslan’ın olmaması bir eksiklik hissi yarattı bende. Keşke aslan da Oz’un O’sunun içinde yer alabilseymiş. Neden böyle bir tercih yapılmış anlayamadım. Belki de bunu kapağı hazırlayan Lom Creative’e sormalıyım.