
ŞU AN DÜNYA ÜZERİNDE KAÇ DİN VAR? TAHMİNLERİ ALALIM!
“Kısa Dinler Tarihi” kitabında Gordon Kerr’in, sadece belli başlı dinleri tanıtma işlevinin dışında değerli bir çabası daha var. Kitap, uzun bir süredir, din, mezhep, dil, ırk uğruna saçma bir şekilde milyonlarca kişinin hayatını kaybettiği bir dönemden geçiyor.
YAZI: Burak SOYER
İskoçyalı yazar Gordon Kerr’in kaleme aldığı “Kısa Dinler Tarihi”, salt dünya üzerinde var olmuş ve var olmaya devam eden dinlerin özelliklerine değinirken, içinde bulunduğumuz çağda dini kullanarak, bahane ederek insanı insana kırdırtan düzenin sorgulanıp anlaşılması için de iyi niyetli bir kapı aralıyor.
“Din nedir?” diye kazık bir soru ortaya atıyor yazar Gordon Kerr, Say Yayınları’ndan, Berna Asuman Uzun çevirisiyle yayınlanan “Kısa Dinler Tarihi” kitabının henüz başında. Ve gayet basit bir şekilde de şu şekilde özetliyor sorusunun cevabını: “Bu ilk başta, cevabı kolay bir soru gibi görünüyor. İster iyi bir hasat, ister uzun bir ömür, sağlıklı çocuklar, manevi mutluluk, cennete giriş, korkudan kurtuluş veya insanların bir inanç sistemi oluştururken aradıkları sayısız başka bir sürü şey olsun, karşılığında bir şey almak için ilahi bir varlığa ya da varlıklara yaptığı ibadet. Elbette bu kadar basit değil, çünkü inananlar için din pek çok düzeyde fayda sağlıyor. Kuşkusuz manevi unsurları ve önemli bireysel yönleri bulunur ama aynı zamanda sosyal ve politik olanları sorumluluğu da üstlenir. İnanç sahibi olmasak bile din hayatımızın derinliklerine yerleşmiştir, çünkü inanmamak aynı zamanda hayatımıza nasıl yön verildiği, neden burada olduğumuz ve nasıl var olduğumuz hakkında birçok düşünceyi de beraberinde getirir. Bununla birlikte, kesin olan bir şey var; dünyayı kendimize ve topluluklara açıklamaya çalışmak ve maneviyattan bir miktar faydalanmak olan din olgusu, çok eski zamanlardan beri varlığımızın bir parçası olmuştur.”
Bu özet sadece dinin ne olduğuna dair getirilen bir cevabın dışında aslında insanın gücünün yetmediğine inandığı yerde “başka” unsurları devreye sokarak kendini sağlama alma dürtüsünün de bir açıklaması. Zira insan hava koşullarından savaşlara, doğum ve ölümlerden salgın hastalıklara kadar hayatın içinde var olan ve çoğu kendi dışında gelişen olaylar için –yazarın deyimiyle- “Tanrılar tahsis etmiştir.” Ayrıca yine günlük yaşamda karşılaştıkları sorunlara çözümler bulmak için de yine tanrılara başvurmuştur, başvurmaktadır, başvuracaktır. Bunun da nedenlerini çeşitli yerlere çekmek mümkün ancak o kadar detaya girmeyi okura bırakalım.
Gordon Kerr’in saptamasına göre; şu anda dünyada 4.200 civarında din olduğu tahmin ediliyormuş. Bunların büyük kısmı, inananları milyonları bulan Hıristiyanlık ve İslamiyet gibi büyük dinlerden oluşuyormuş. Diğerleri arasında aşina olduklarımızı göstermek adına Yahudilik, Hinduizm, Budizm, Şamanizmi sıralayabiliriz. “Kısa Dinler Tarihi” de bu kadar dini bir araya getirmek olanaksız olduğu için Antik Mısır, Antik Yunan, Antik Roma’daki dinlere, Kelt dinlerine, İskandinav, Göçebeler, Kolomb öncesi Amerika’da dinlere, Hinduizm, Budizm, Jainizm, Sihizm, Çin ve Japonya’daki dinlere, en sonunda da üç büyük din olan Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam’a kronolojik olarak yaklaşarak bunların tarihsel arka planını, ritüellerini ve genel olarak dünyaya nereden baktıklarını inceliyor.
“Kısa Dinler Tarihi” kitabında Gordon Kerr’in, sadece belli başlı dinleri tanıtma işlevinin dışında değerli bir çabası daha var. Kitap, uzun bir süredir, din, mezhep, dil, ırk uğruna saçma bir şekilde milyonlarca kişinin hayatını kaybettiği bir dönemden geçiyor. İnansak da inanmasak da hayatımızda her daim varlığını sürdürecek olan ve yaşamın birçok noktasına değen din eksenin karşımızdaki bir kişiyi anlayabilmek, iletişim kurabilmek ve anlaşılabilmek için kitapta bahsi geçen dinleri tanıtmanın önemine dikkat çekiyor.