Göktuğ Canbaba & Mert Tugen: “Ev zıpzıplarımızı hayal ettik, peki seninki nasıl?”
Çocukların çok sevdiği yazar Göktuğ Canbaba ve usta çizer Mert Tugen’in bir araya gelmesine vesile olan “Ay’daki Gizemli Kereviz Yemeği” okurlarıyla buluştu. Doğan Egmont’tan yayınlanan kitabın birbirinden renkli karakterleri ve hayal gücünü gıdıklayan hikayesini biz çok sevdik. Bu vesileyle hem Göktuğ Canbaba hem de Mert Tugen ile bir araya geldik.
Uzay gizemlerle dolu bir yer… Ay Zıpzıpları merak ve heyecan içinde! Çünkü evlerini ziyarete gelen astronot Dünya’ya geri dönerken arkasında gizemli bir şey unuttu: Peki neyin nesi bu? Ne işi var burada? Niyeti ne olabilir?Yoksa… Çocuk edebiyatının çok sevilen kalemi Göktuğ Canbaba’dan okurlarına zıpır kahkahalar attıracak gezegenler arası bir öykü bu. Çizimleri de resimlerine bayıldığımız Mert Tugen’e ait. İkiliyi Ajandakolik’e konuk ettik.
Göktuğ senin yazıp Mert’in resimlediği Ay’daki Gizemli Kereviz Yemeği adlı kitap yayımlandı. Öncelikle sizin için nasıl bir iş birliği oldu bu? Birbirinizin kitaba katkılarını nasıl değerlendirirsiniz?
Göktuğ Canbaba: Mert’le kitap vesilesiyle tanıştık, çok da iyi oldu. Çizimlerini zaten beğeniyordum, nasıl bir iş ortaya çıkaracağını tahmin ediyordum, beklediğim gibi de oldu. Kitabın atmosferini, derdini, mizahi yönünü çok güzel aktardı çizgileriyle.
Mert Tugen: Ben Göktuğ’u kitaplarından dolayı ismen biliyordum ve kitabı resimlemeye başladıktan sonra oturup bir kahve içme fırsatımız oldu ki çok yakın frekanslarda olduğumuzu da görmüş oldum. Kitabın resimleme süreci ve sonrasında da her şey olması gerektiği gibi ilerledi sanırım çünkü resimleri bitirip teslim ettikten sonra en ufak bir müdahale bile olmadan direkt baskıya gitti. Bu da resimler üzerine pek konuşmamamıza rağmen doğru çizgiyi yakaladığımızı gösteriyor.
Göktuğ bu senin ilk resimli kitabın. Nasıl bir deneyimdi? Kitabını bize anlatır mısın?
Uzun zamandır resimli kitap yapmak istesem de bir şekilde diğer çalışmalarıma vakit ayırıyordum; son dönemde hem yetişkinler hem de +9 +12 yaş gruplarına roman ve öykü kitapları yazdım. Dolayısıyla resimli kitap hayalimi erteledikçe erteledim. Sonra bir gün ansızın uzaydaki kereviz yemeği ile ilgili bir fikir geldi aklıma. Düşündükçe eğlendim. Sıra dışı bir konuydu, eğlenceli, çılgın bir hikâyeydi. Aradığımın bu olduğuna karar verip yazmaya başladım. Astronotun Ay seyahatinde yemesi için annesinin yaptığı kereviz yemeğini orada unutmasını, Ay Zıpzıpları diye bilinen Ay canlılarının içinde kereviz yemeği olan kavanozla tanışmasını ve ona farklı anlamlar yüklemesini anlatıyor kitap. Önyargılarımız, farklılıklarımız, benzerliklerimiz ve ötekileştirdiklerimizle alakalı bir hikâye.
Mert senin resimlediğin birçok çocuk kitabı var. Bu öyküyü çizerken neler hissettin? Hiç tanıdığın uzay zıpzıpı var mı?
Ben genellikle daha durağan sahneler çizmeyi tercih ederim çoğu kitapta ama bu kitap en azından bir noktadan sonra kesinlikle öyle ilerlemiyor. Bu da benim güvenli alanımdan çıkabilmem için çok güzel bir bahane aslında. Fırsat buldukça her yeni kitapta yeni bir şeyler denemeyi seviyorum. O yüzden bu kitapta da hem yeni fırçalar, yeni tiplemeler denedim hem de sakin sahneleri uzay zıpzıplarının oradan oraya savruluşlarıyla bozmaya ve bol bol hareket katmaya çalıştım. Çok isterim bir uzay zıpzıpı arkadaşım olsun ama tanıdığım tek zıpzıp kedim sanırım.
Mert öyküde çizerken en eğlendiğin sahne hangisiydi?
Uzay zıpzıplarının kavanozla karşılaşıp koşuşturdukları sahne ve kerevizin krallığının ilan edildiği sahneleri çizmek keyifliydi epey.
Göktuğ, astronotun annesinin yaptığı kereviz yemeği neden Ay’da kaldı? Sen kereviz yemeği sever misin?
Kereviz kavanozunun unutulması, astronotun Dünya’ya Ay yüzeyinden bakarken evini, arkadaşlarını, yaptığı şeyleri çok özlemesi ve apar topar Dünya’ya dönmesiyle gerçekleşiyor. Astronotumuz biraz duygusal biraz da unutkan. Ancak yolu yarıladığında farkına varıyor kavanozu unuttuğunu ve iş işten geçmiş oluyor. Kereviz yemeği sever miyim? Ben hiçbir zaman yemek ayırt eden biri olmadım. Ne varsa yerim. (Gülüyor.) Annem portakallı kereviz yapardı ve severek yerdim. Çocuklar kerevizi pek sevmez; ben de onların sevmedikleri bir yemek seçerek bir şekilde onlara meydan okudum aslında. (Gülüyor.) Şimdi düşünüyorum da Ay’daki Gizemli Spagetti ya da Ay’daki Gizemli Kuru Fasulye yemeği olsaydı ismi bence şimdiki kadar güzel olmayacaktı. Kerevizi kullandığım için memnunum.
Bu aralar evden çıkmıyoruz, belki biz de evde ev zıpzıpları çizmek isteyebiliriz. Mert bir ev zıpzıpı nasıl olur sence? Nasıl çizerdin, ne renk olurdu ev zıpzıpı? Göktuğ senin ev zıp zıpın neye benzerdi?
M.T.: Ev zıpzıpının da bu kitaptakiler kadar renkli olmasında hiçbir sakınca yok bence. Ben uzun tüylü, pofuduk ve oyuncu bir zıpzıpla ev arkadaşı olabilirim. Bir de karanlıkta parlayanı olursa harika olur gerçekten.
C.: Ev zıpzıpı evin atmosferini, ruhunu hisseden ve ona göre şekil değiştirip kendini yenileyen bir zıpzıp cinsi olabilir. Atıyorum, çok yorgun geldiysem eve, ev zıpzıpı zıplayarak omuzlarıma masaj yapıyor, bir tartışma ortamı varsa üzerindeki minik bacalardan sakinleştirici gazlar salıyor ya da bugünlerde virüs öldürücü salyasıyla kaplı yumuşak diliyle ellerimi falan yalıyor olabilir. Tüylü, pofidik, koca gözlü bir şey canlandı benim gözümde.
Göktuğ sence kereviz yemeği kral olduktan sonra Ay’da neler değişmiştir? Öykünü okuyan ve şimdi seni dinleyen Dünya Zıpzıplarına mesajın var mı?
Sevgili Dünya Zıpzıpları her ne kadar farklı görünsek de aslında aynı yıldızların altında şarkılar söylediğimizi, aynı dünyanın çocukları olduğumuzu asla unutmayın. Önyargılarınızdan kurtulun. Her birimizin rengi farklı ve dünyayı bu kadar güzel kılan şey de bu işte. Kereviz yemeğinin liderliğinde bence Ay Zıpzıpları farklılıkların ne kadar güzel bir şey olduğunu öğrenmiş ve diğer gezegenlerdeki yaşamlara daha sempatik bakmaya başlamış olabilirler.
Sizi yine birlikte görme şansımız olacak mı peki?
G.C.: Eğer bir başka projede daha yollarımız kesişirse bu beni çok mutlu eder.
M.T.: Ben çok sevinirim. Her şey bir e-postaya bakar. (Gülüyor.)