ŞEHRİN YENİ SANAT ALANI BRIEFLYART VE İLK SERGİSİ “KÜLTÜREL AKTARIMLAR”
“Sanatçıdan Koleksiyonere” mottosuyla online müzayede platformu olarak yolculuğuna başlayan Brieflyart, 12 Mayıs’ta Beyoğlu, Gümüşsuyu’nda şehre yeni bir sanat alanı sunmak üzere kapılarını sanatseverlere açıyor.
Sanatın birikimsel yönünü temsil eden “Kültürel Aktarımlar” konseptinde yedi farklı sanatçının eseri, onların adeta birer parmak izi gibi kendilerine has özellikler taşıyor. Sergiyi 30 Haziran’a kadar Brieflyart’ta ziyaret edebilirsiniz.
Proje, sanatçıların edindikleri kültürü, kültürden yola çıkarak araştırdıkları, dönüştürdükleri alanları ele alarak; eserlerinde kültürün katmanlarını nasıl yansıttıklarına değiniyor. Kültürel Aktarımlar sergisi ortak paydaları barındıran kültürden beslenerek farklı üsluplarda üretimleri olan yedi sanatçının bir araya gelmesiyle izleyicinin bakış açısında da anlamlı farkındalıklar yaratmayı hedefliyor.
Ali Atmaca Şamanik izleri içinde barındıran Bektaşi ritüelleriyle büyüdü. Yapıtlarında da bu geleneğin yansımaları ile çağdaş yaratım anlayışının verilerini harmanlıyor.
Bubi yaşadığı coğrafyanın kültürüyle, kültürün verileriyle, dönüşümüyle, kültürün içindeki ötekiyle hesaplaşan sanatçılardan. Eserleriyle izleyicinin karşısına, salt plastik verilerin ötesinde, her seferinde anlamı, yorumu çoğaltan içerikleriyle çıkıyor.
Horasan çalışmalarında imgeleri saklı olanı çıkarmaya ve gözlerden uzak olanı anlatmaya yöneliyor. Çalışmalarında simgeselliğin, salt biçimleri okumakla ilintili olmadığına, insan ruhunun ve zihninin derinlerinde yatanın, söze gelmeyenin bazen bir jestle, bir bakışla, ürperti ya da kaynağı fark edilmeyen bir coşkuyla ilintili olduğunun altını çiziyor.
Hüsamettin Koçan, Şamanik izleri barındıran anlatıların, söylemlerin ardından giden özne olarak; kültürlerarası geçişleri izlerken eserlerinde hala burada, bizimle olduklarını, bizim kimliğimizin bir parçasında yaşadıklarını da açığa çıkarıyor.
Meriç Hızal, geçmişin yaşanmışlığını entelektüel birikimiyle harmanlayarak “zamanın ruhu”nu bugüne taşıyor. Çünkü eserleri, hem geçmişin yaşanmışlığını, hem de Meriç Hızal’ın entelektüel birikimiyle buluşarak biçimi ve söylemi şimdiye taşıyor.
Onay Akbaş, sanat tarihinin büyük ustalarını, aklımıza nakşedilen nesne ve olguları işlediği resimlerinde olduğu gibi; eserlerine anın değerlerini de yüklüyor. Çalışmalarında yaşamımızı değiştiren tarihsel karakterlerin, olguların yeniden, şimdi, burada bizimle iletişime geçtiğini vurguluyor.
Şenol Yorozlu’nun dili, keskin bir mizah, ironik bir eğretileme içeriyor. Olympia, Cupid, Çintemani, Kaftan, Kubbe, VAV onun yapıtlarında yeni bir dille konuşuyor. Başka bir deyişle; sanatçı, kültürün kodlarını yapı söküme uğratıyor.
Nilgün Yüksel (Kültürel Aktarımlar Küratörü) Hakkında
Tombak, Genç Sanat, Türkiye’de Sanat, rh+sanart dergilerinde yazı işleri ve editörlük görevlerinde bulundu. Türkiye’de sanat ve rh+sanart dergilerinde güncel sergiler üzerine düzenli eleştiriler yazdı. Sanat ve diğer disiplinler, müze ve sanatsal oluşumlar üzerine özel dosyalar hazırladı. Plastik sanatlar alanında jüri üyelikleri ve danışmanlık yaptı. Sanatçılar üzerine monografik kitaplar kaleme aldı. 2011-2012 yılları arasında yönetmen Semih Kırmemiş ile Bedri Rahmi Eyüboğlu belgesel filmini ortaya çıkardı. 2014 yılında sanat öğrencilerine burs sağlamak amacıyla üzerinde dört yıl çalıştığı, “Sanat Objesi Olarak Sanatçı” adlı küratöryel sergisini hayata geçirdi. 2015 yılında “Diyaloglar” sergisi küratörlüğü ile iki sanatçı üzerinden kuşaklararası ilişkiye dikkat çeken sergiyi gerçekleştirdi. 2018 yılında “Muğlak Alan” başlıklı sanat-tasarım geçişkenliğini irdeleyen küratöryel sergisini hazırladı.
İstanbul Aydın Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Sanat Sosyolojsi, sanat tarihi ve günümüz sanatı üzerine dersler verdi. 2019 yılından bu yana Düzce Üniversitesi Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak görev yapmaktadır.
AICA (Uluslar Arası Sanat Eleştirmenleri Derneği) Türkiye Şubesi üyesidir.