Advertisement Advertisement

MODERN ZAMAN FOTOROMANI: HAYATIMIN AŞKI


Jeong Halim’in yazdığı, Kim Yeonwood’un çizdiği “Hayatımın Aşkı” (Crush of Lifetime) animasyon serisinin ilk iki kitabı yayımlandı. Eski zamanların fotoromanlarını andıran hikâyesiyle “Hayatımın Aşkı”, gençlerin kıyısından da olsa kendilerinden bir şey bulacakları bir animasyon serisi olduğunu rahatlıkla ispatlıyor.

Yazı: Burak SOYER

soyerbrk@gmail.com

Yazar senarist Jeong Halim’in, animasyon senaristliğine varan yolculuğu çocukluğundan beri tutkuyla bağlı olduğu çizgi roman sevdasıyla başlamış. Kafasındaki hikâyeleri sıradan insanların gündelik, basit sorunlarıyla birleştirerek onları birazcık da olsa teselli etmek ve güldürmek istediği için yazıyormuş. Animasyon senaristliğine 2016 yılında başlayan Halim, şu ana kadar Webtoon, Webdrama, Cartoons gibi yerlerde çalışmış. Karikatürist Kim Yeonwood’un hikâyesi de Jeong Halim’inkinden çok farklı değil. O da her çizer gibi küçük yaşlardan beri manga çizmeyi ve resim yapmayı çok seviyormuş. Okuldaki derslerinde bile gizli gizli çizimler yaparmış. İçindeki heves giderek büyüyen Yeanwood, yaptıklarını insanlarla paylaşmaya karar verince çalışmalarını sosyal medyaya koymuş. Bu sayede de Webtoon’da çalışma fırsatını yakalamış. Ve bu ikili kafa kafaya verip hem dünyada hem Türkiye’de epey hayranı olan “Hayatımın Aşkı” (Crush of Life Time) serisini yaratmışlar. Türkiye’de Athica Yayınları’ndan Merve Tığ çevirisiyle ilk iki kitabı yayınlanan “Hayatımın Aşkı” nokta atışıyla gençlere hitap eden, dizi tadında bir ilerleyen bir öykü sunuyor.

“Aşkı bulacaksın…”

İlk kitapta serinin ana karakteri Yang Hyeji’yle tanışıyoruz önce. Annesi eski Kore Güzeli olan Hyeji hem okulda hem sosyal medyada çok meşhur. Genlerinden de gelen güzelliği sayesinde erkekleri etrafında pervane gibi döndürüyor. Sosyal medya hesabını neredeyse dakika başı aktif etmeden duramıyor. Bütün ilginin üzerinde olmasından memnun ve bunu da kaybetmek istemiyor. Ancak diğer taraftan da dertli. Zira onunla çıkmak için dört dönen erkeklerden henüz ikinci buluşmalarında ayrılıyor. Hyeji’nin istediği erkek önce milletin ağzını sulandıracak derecede yakışıklı olmalı. Nerede nasıl davranacağını bilmeli ve en önemlisi de Hyeji’nin yanına yakışmalı. Fakat uzun bir süre böyle birini bulamıyor. O da gerçek aşkı bulana kadar sabretmeye ve gönlünü dolduracak erkekle çıkmayı kafasına koyuyor.

Aşka doğru ilk yelkenler fora!

Stresli uyandığı sabahlarda siniri alsın diye jelibon yemeden duramayan Hyenji yine böyle bir günde jelibon krizine giriyor. Arıyor, tarıyor şekerlemeyi bulamıyor. En sonunda kendini bir markete atıyor. Fakat orada da bulamıyor. Tam dükkândan çıkarken kasada bir paket olduğunu görüyor. Ancak o paket de parasını verip almayı unutan birine ait. Hyeji kasiyerle jelibon pazarlığına girişmişken, şekerlemenin sahibi Hyesung’un dükkâna giriyor. Gönülde kopmaya hevesli her tatlı fırtına gibi Hyenji ve Hyesung’un tanışması da hayli hararetli oluyor. Hyenji, Hyesung’a inceden kesiliyor ama elbette çaktırmıyor. Sonrasında gittiği yerlerde Hyesung, Hyenji’nin karşısına sıradan bir çalışan olarak çıkıyor. Hyenji onu radarına alıyor, Hyesung da kendini tam olarak açık etmese de hafiften bir ilgi duymaya başlıyor. Ve böylece ilk kitabın sonu da geliyor.

“Kaçan kovalanır”

İkinci kitapta yine Hyenji, elinden düşürmediği telefonu, okulda ve sosyal medyada günden güne artan ünü sayesinde yükselen yıldız olmaya devam ediyor. Ondan bahsedenlerin sayısı katlanarak artıyor. Ama onun aklı artık tamamen Hyesung’a kaymış vaziyette. Bazı tesadüfler sonucunda ikisi arasında bir diyalog başlıyor. Dışarı çıkıyorlar, sinemaya gidiyorlar. Birlikte vakit geçiriyorlar. Ama hâlâ aralarında “ilişki” diye ilan edilebilecek bir durum olmuyor. İkisi de birbirinden pas bekliyor. Hyenji de kendini geri çekmeye, “kaçan kovalanır” planına uygun hareket etmeye başlıyor. Hâl böyle olunca da bu kez Hyesung ona yaklaşmaya başlıyor. Romantizm için tüm şartların olgunlaştığı yağmurlu bir akşam üstünde ise iki sevdalı sıkıla bunala –yine tam olmasa da- duygularını ifşa ediyor. Ortada kerevete çıkılacak bir durum olmasa da biz de şimdilik bu naif sonla murada ermek için serinin diğer kitaplarını beklemeye koyuluyoruz…

“Hayatımın Aşkı” serisi, Jeong Halim’in senaristlik yapmaktaki amacından bahsederken kullandığı, “sıradan insanların gündelik, basit sorunlarıyla birleştirerek onları birazcık da olsa teselli etmek” eylemini gençlik parantezinde fazlasıyla karşılıyor. Günümüz genç kuşağının doğal diyalogları, o yaşın kafada oluşturduğu “aşk” tanımı ve onun getirdiği davranışları çok iyi yansıtmayı başarıyor. Eski zamanların fotoromanlarını andıran hikâyesiyle “Hayatımın Aşkı”, gençlerin kıyısından da olsa kendilerinden bir şey bulacakları bir animasyon serisi olduğunu rahatlıkla ispatlıyor.

YORUM YAP

You don't have permission to register
Follow us on Social Media