Ersin Kurt yazdı: Kemal Uluer’i anmak…

Bu dünyadan Kemal Uluer adında ressam bir adam geçti. Bize güçlü olmayı ve kararlarımızın arkasında ısrarla durmayı öğreterek… 2002 yılında YKY’den çıkan”Başucumda Hayat – Mutlu Bir Ölümün Güncesi”, kas erimesi hastalığına yakalanan ve tekerlekli sandalyede de olsa hayata sımsıkı sarılan sanatçı Kemal Uluer’in çarpıcı hikâyesini anlatır. Üstelik kendi kaleminden… 

ERSİN KURT
ersinkurt26@hotmail.com

“Tüm insanları ve sizleri çok seviyorum, daima mutlu yaşayın. Tüm güzellikleri yaşadım, diğer insanlara da kalsın.”

11 Kasım 1960 yılında Ankara’da gözlerini hayata açtı, Kemal Uluer. Çocukluğu ve öğrenim hayatı yıllarında yürümekte hayli zorlansa da lise ikinci sınıfa kadar Yenimahalle Endüstri Meslek Lisesi’ne yürüyerek gidip gelir. Lise ikinci sınıfta ise tekerlekli sandalyeye mahkum olur. Her şeye rağmen okulu takdirname ile birincilikle bitirir.

Kas hastası olan Uluer, lise macerasının başarılı bir şekilde sona ermesinin ardından üniversite sınavına girer ve yalnızca ODTÜ Mimarlık Bölümü’nü tercih eder. Kazanamayınca da iş hayatına atılır. Ama mücadelesinden ve inatçı kişiliğinden taviz vermemekte ısrarcıdır. 1983 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Sosyal Politika Bölümü’nü kazanır ve 1987 yılında mezun olur.

Kas erimesi hastalığı sebebiyle erken yaşta, 38 yaşında emekli olur olmasına ancak yapacakları henüz bitmemiştir. Ayrıca engellilerden alınan ”öğrenci harcı” saçmalığını protesto etmek için de mezun olduğu üniversitesindeki diplomasını hiçbir zaman almaz. Asi tavrını hep sürdürür.

Bu süreçte takvim yapraklarındaki fotoğraflara bakarak yapmaya başladığı ve günden güne bir tutku hâline dönüşen yağlıboya resim sevdası onu başka bir boyuta taşır. Yaptığı resimler büyük bir beğeni görür ama hiçbir resmini satmaz. Sergiler açar ve tablolarını sevdiklerine hediye eder. Ve en önemlisi de kendi maddi olanaklarını yıllarca yoksul öğrencileri okutmak için kullanır.


ÖLÜMÜN UCUNA YOLCULUK 

Bir gün çok sevdiği gazeteci arkadaşı Doğan Akın’a ”Odama kapanıp, son on tablomu yapıp her şeye nokta koymayı planlıyorum,” der. Dediğini de yapar. Bundan sonrasını Sunay Akın’ın ”Kule Canbazı” ismini verdiği kitabındaki ”Everest’ten Düşen Ressam” başlıklı hikâyesinde şöyle anlatılır.

”Kemal Uluer, sonunda ”her şeye nokta koymayı planladığı” tablolarını yaparken kırk yaşındadır. Klasik müzik dinlediği, ansiklopedi okuduğu, yazdığı ve resim yaptığı odasına davetsiz bir misafir girer, 48. günde! Bu misafir, dört yaşındaki yeğenidir. Neler olup bittiğini ressamın günlüğünden öğreniriz.

”Toplamış olduğu eski bankamatik kartlarından tren yaptık. CD kutularından köprüler, tüneller ve oyunumuza başladık. Her gün tuval başında yaptığımız da bundan farklı bir şey değil zaten! Çocukları anlayabilmek ve onların dünyasına girebilmek çok kolay değil. Yeğenim pilli oyuncak treniyle en fazla 10-15 dakika ilgilenmiştir, oysa bugün yaptığımız (56 adet kredi kartını peş peşe bantla yapıştırarak) trenle iki saate yakın oynadı; kâh vagonlara kolonya şişesi, mum, küçük arabasını yükleyerek dolaştı, kâh babasını ve halasını işlerine bıraktı; köprüleri yıktığımda da acemi makinist oldu.”

Afacan yeğen, 69. günde de konuk olur Kemal’in odasına:

”Trenden sonra kutulardan kamyon yaptık, bir güzel oynadı; sonra yatağıma çıkıp uyudu, hem de tam üç saat…”

Dört yaşındaki bir çocuğun bir hamlede çıktığı yatağa ulaşmak, Kemal Uluer için zorlu bir dağ tırmanışından farksızdır. Tekerlekli sandalyesinden düştüğünde, iki saatlik bir uğraş sonucu ulaşmaktadır yatağına:

”Düşe kalka çıktığımda sanki Everest’in tepesine çıkmışçasına saygı duyarım kendime.”

27 Aralık 2001’de son tablosunu yapan Uluer, başına geçirdiği poşetle intihar eder. Üstelik üzerinde araştırma yaptığı Aborjinler gibi bedenine zarar vermeden…

Kemal Uluer’in başucunda duran hayatının merkezinde, tekerlekli sandalyeye mahkum olmadan ve engel tanımadan yaşama uğraşı veren bir adam vardır. Bizzat kendisidir bu adam. “Başucumda Hayat”, hazin bir yaşam öyküsü yerine mutlu bir güncenin sayfalarını aralar aslında… İnsana direnç ve hayat verir.

Comments
  • Selma Çağlar

    An itibarı ile sayenizde Kemal Uluer gibi bir değerden ve kitabından haberdar oldum. Çok teşekkürler.

    Nisan 18, 2020
YORUM YAP

You don't have permission to register
Follow us on Social Media