
BASE KAPILARINI AÇTI, GİRİN İÇERİ!
Yılın sergilerle dolu mevsiminde bu defa sırada genç sanatçı adaylarının 114 eserinin sergilendiği BASE var! 29 Eylül-3 Ekim tarihleri arasında ücretsiz olarak ziyarete açık olacak olan Base, Tophane-i Amire’de.
BASE, Türkiye’deki üniversitelerin resim, heykel, fotoğraf, video, baskı, grafik tasarım, cam ve seramik, geleneksel Türk sanatları bölümlerinden yeni mezun sanatçı adaylarının eserlerini beşinci kez bir araya getirdi. Bu yılki teması “Rezonans” olarak belirlenen BASE’te, sanat kariyerinin başındaki sanatçı adaylarıyla tanışabilmek ve onların farklı disiplinlerde özgün yapıtlarını bir arada görebilmek mümkün.
3 Ekim’e kadar devam edecek BASE, Türkiye’nin 42 farklı şehrindeki 75 üniversiteden 1200’e yakın başvuru aldı. 2021 edisyonunda, seçici kurulun değerlendirmesiyle 100 yeni mezun sanatçının eseri yer alıyor. Mezuniyetten profesyonel sanat hayatına geçişlerinde gençlere destek olmayı, kariyerlerine bir ivme ve yön kazandırmayı amaçlayan; Türkiye’nin yeni sanatçı nesline ışık tutan BASE, aynı zamanda galeri, koleksiyonerler, sanatseverler ve yaratıcı endüstrilerin de genç yetenekler keşfetmesine aracı olma misyonu taşıyor.
Her yıl sanat dünyasından değerli isimlerin yer aldığı çok sesli bir seçici kurula sahip olan BASE’in 2021 yılı başvurularını; Aslı Sümer, Burak Delier, Çağrı Saray, Defne Casaretto, Derya Yücel, Gülçin Aksoy, Memed Erdener, Melek Gençer, Necla Rüzgâr, Nermin Kura, Nilüfer Şaşmazer, Oğuz Erten, Orhan Cem Çetin, Sarp Evliyagil, Seçkin Pirim ve Serhat Kiraz değerlendirdi.
BASE’in küratörü Derya Yücel, Türkiye’nin ortak mezuniyet sergisi BASE’in bu yılki teması olan “Rezonans”’ı şu şekilde anlatıyor. “Beş yıldır yaratıcı aktarımların hayata geçmesini sağlayan ortak titreşim ve bütünsel bir enerji alanı yaratan BASE’in 2021 seçkisi bir metafor olarak “rezonans” kavramını merkezine alıyor. Çünkü BASE, birbirinden farklı üretimleri, tavırları, düşünce ve yönelimleri, tıpkı birçok frekansı yapısında bulunduran ve karmaşık titreşimleri barındıran bir rezonans alanını paylaşıyor, çoğaltıyor, geleceğe aktarıyor. Politik, sanatsal ve kültürel olarak değişen rezonanslarda aynı titreşimsel ritmi yakalamak ve o ritmin sürekliliğini sağlamak… İşte belki de bu bizi “Rezonans”ın yaratacağı o ortak enerji ile doğabilecek bir şifaya ulaştırabilir.”