
BAŞKA SİNEMA AYVALIK FİLM FESTİVALİ’NİN İKİNCİ GÜNÜNDEN İZLER
2 Eylül akşamı düzenlenen açılış töreniyle başlayan Başka Sinema Ayvalık Film Festivali, ikinci gününü geride bıraktı. Festivalin ikinci gününde Kariyo & Ababay Vakfı (KAV) Yılın Yönetmeni Ödülü töreni yapıldı. Tören, Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, KAV başkanları Sami Kariyo ile Dürin Ababay ve sinema dünyasından pek çok ismin ve Ayvalık halkının katılımıyla gerçekleşti.
Festival kapsamında 2018 yılından bu yana verilen KAV Yılın Yönetmeni Ödülü hem bu yılın kazananı Çatlak filminin yönetmeni Fikret Reyhan’a, hem de geçen yıl ödüle Aşk, Büyü, Vs. filmiyle layık görülen ancak pandemi nedeniyle ödülünü alamayan Ümit Ünal adına Selen Uçer’e takdim edildi.
Sami Kariyo konuşmasına zor zamanlardan geçtiğimizin, ama yine de insanın her şeye alıştığının ve her şekilde yeniden ürettiğinin altını çizerek başladı ve “Şu an festivalde beraber oluşumuz bunun en önemli kanıtı, bizler yaşamı yeniden üretiyoruz. Bu festivale katkılarından dolayı Ayvalık Belediyesi’ne, seyircilerimize, Başka Sinema’ya, eşim Dürin Ababay’a ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum,” diye devam etti.

Selen Uçer
2020 KAV Yılın Yönetmeni Ödülü sahibi Ümit Ünal adına ödülü almak üzere sahneye çıkan filmin başrol oyuncularından Selen Uçer, “Bu ödülü Ümit adına almak çok gurur verici. Aslında ben sinemaya Ümit’le Anlat İstanbul filminde küçük bir rolle başladım. Sonra Arada filminde birlikteydik, şimdi de Reyhan rolüyle bana güvendi. Dostum ve yönetmenim olduğu için teşekkür ediyorum. Bu ödülü onun adına almaktan şeref duyuyorum, ortak yapımcımız Tayfur Aydın ve seti nedeniyle gelemeyen rol arkadaşım Ece Dizdar, Ayşenil Şamlıoğlu, Uygar Özçelik, bütün film ekibi adına Ümit’e, sizlere ve festivale çok teşekkür ediyorum,” dedi.
Glasgow’da olduğu için törene katılamayan Ümit Ünal, gönderdiği video mesajda emeği geçen herkese teşekkürlerini iletti ve filminin festivalde gösterilmesinden büyük mutluluk duyduğunu söyledi.
Ardından bu yıl Selim Eyüboğlu, Esin Küçüktepepınar, Onur Saylak, Müge Turan ve Ümit Ünal’dan oluşan Danışma Kurulu tarafından belirlenen adaylar arasından KAV’ın seçtiği Yılın Yönetmeni Fikret Reyhan’a 100.000 TL değerindeki ödül çeki ve ödül heykelciği takdim edildi.
Fikret Reyhan, “Şu anda İzmir’de film çekiyoruz, İzmir’den buraya geldik ve setteki yorgunlukla buradaki coşkuyu görünce niye film yaptığımızın farkına vardım, inanılmaz bir ortam var burada. Çok zor bir dönemden geçiyoruz ve ben bizi sağaltacak yegâne şeyin sanat olduğunu düşünüyorum. Bu konuda Kariyo & Ababay Vakfı’na, festivale, belediye başkanına teşekkür ediyorum,” dedi.
Gece Çatlak ve Aşk, Büyü, Vs. filmlerinin gösterimiyle devam etti. Festivalde sinemaseverlerle buluşan günün diğer filmleri ise; Ev Hapsi / House Arrest, Memoria, Ateşle Yazmak / Writing With Fire ve Rosa’nın Düğünü / Rosa’s Wedding’di.
Günün Sohbeti: Zeynep Sayın “Aile, Özel Mülkiyet, Devlet”
Festival seçkisinde aile kurumunun öne çıktığı filmlerin dikkat çektiği bir yıl olmasından yola çıkarak akademisyen-yazar Zeynep Sayın “Aile, Özel Mülkiyet, Devlet” başlıklı bir sohbet gerçekleştirdi. Zeynep Sayın, Fatih Özgüven’in sunumunu yaptığı sohbete aileye dair tüm meselelerin aslında kılçıklı olduğu ve ailenin “başımıza gelen bir kaza” olduğu duygusunu paylaşarak başladı. Festivalde gösterimi yapılan Çatlak ile Dirlik Düzenlik filmlerinin aileye bakışına, Ingeborg Bachmann ve Lacan’a referanslarla sürdürdüğü konuşmasında Sayın, en başta dil sorununa dikkat çekerek yeni bir dil olmadan yeni bir dünya olmayacağının, bize aile tarafından öğretilen iktidar diline göre aile içi ilişkilerimizde mevzilendiğimizin ve kendi öz dilimiz gibi benimsediğimizin altını çizdi.
Festival seçkisinde yer alan Çatlak ile Dirlik Düzenlik gibi aile temalı filmlerde de göreceğimiz gibi aile içerisinde özelimiz, mahremimiz dediğimiz şeylerin ne kadar kırılgan olduğunu, çatırdayabildiğini ve o noktada şiddet dilinin hepimize sirayet ettiğini söyleyen Sayın, özellikle geçmişte aile albümlerinin oluşturduğu imgelerden ve bu imgelerin toplandığı belleklerimizle geliştirdiğimiz aile, özel mülkiyet ve devlet bakışımıza dikkat çekti. Devletin en küçük birimi olan aile için yaşadığı toprakta var olan evin, aynı çatı altında birliktelik sağlamasından dolayı yarattığı özel mülkiyet duygusu ve tıpkı devlet gibi dirlik ve düzenlik içinde olması gerektiğini ancak bunun her an çatlamaya hazır olduğunu söyleyen Sayın, sohbete katılan konuklarla, kendi ailesi üzerine Ara Güler tarafından 1944 yılında çekildiğini tahmin ettiği 7 dakikalık kısa bir filmi de paylaştı.
Kültür için Alan işbirliğiyle gerçekleşen öğrenci atölyelerinin dünkü konukları ise kısa filmleri Disonans festival kapsamında gösterilecek yönetmen Ramin Matin ve yapımcı Emine Yıldırım’dı. AIMA’da düzenlenen atölyede, sinemaya başlama süreçlerinden, Türkiye’de filmcilerin bir şekilde filmlerinin yapımcısı olmak zorunda kaldığından, sinemaya olan tutkularından bahsederek sözlerine başlayan Yıldırım ve Matin, ilk filmleri Canavarlar Sofrası’nın yapım sürecine dair tecrübelerini öğrencilerle paylaştılar.
Filmi bitirdikten sonra filmleri festivaller aracılığıyla izleyiciye ulaştırmanın zorluğunu, kalıplara uymayan, cesaret gerektiren işler yapıldığında yaşadıklarını anlatan Emine Yıldırım ve Ramin Matin, film yaparken yaşadıkları güçlükleri, kolaylıkları, aynı anda farklı projeler üzerinden çalışmanın avantajlarıyla dezavantajlarını ve sektördeki dayanışma ruhuna dair düşüncelerini genç sinemacılarla paylaştılar.