Advertisement Advertisement

ÖMÜR KAHRAMAN İLE YENİ KİTABI “HAVADA BİR ÖMÜR”Ü KONUŞTUK


“Havada Bir Ömür”, rehber, havacılık uzmanı ve deneyimli yönetici Dr. Ömür Kahraman’ın kitap üçlemesinin son kitabı. Yine Destek Yayınları etiketiyle yayımlanan bu kitapta havacılıkta geçen uzun soluklu kariyerinin yanı sıra bilgi ve deneyimlerini okurlarla paylaşırken uçak fobisinden yolcuların bilmesi gerekenlere pek çok şeyi okurla paylaşıyor. Kahraman ile bu sıralar uçma hayali kuran kızımı da anlattığım bir söyleşi yaptık.

SÖYLEŞİ: NİLÜFER TÜRKOĞLU
nilufer@ajandakolik.com

“Havada Bir Ömür” kitabınız geçtiğimiz nisan ayında yayımlandı. Ben kitabı elime ilk aldığımda, başlıkla ve isminizle paralel olarak sizi bir pilot olarak hayal etmiştim. Ama sanırım yanılmışım. Kitabınızın ilk satırlarında 33 yıl boyunca havacılıkla ilgili kurumsal iş hayatında yer aldığınızı öğrendim.
Öncelikle bana bu söyleşi imkanını sunduğunuz için size çok teşekkür ederim. Haklısınız kapağı görenler ve beni tanımayanlar önce pilot olduğumu düşünüyorlar. Zaten havacılık deyince herkesin aklına da ilk pilotluk gelmiyor mu?

Sizi tanıyalım biraz…
1972 Tekirdağ’da subay bir babanın kızı olarak dünyaya geldim. Lisans eğitimimi İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde 1994 yılında tamamladım. Yüksek lisansımın ilkini 2008 yılında Bahçeşehir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Küresel Siyaset ve Uluslararası İlişkiler bölümünde, ikincisini 2010 yılında Bahçeşehir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İngilizce İşletme Programı’nda, Bahçeşehir Üniversitesi İşletme Bölümü Yönetim ve Organizasyon programında doktora yaptım. Farklı üniversitelerde havacılık yönetimi dersleri veriyorum.
1989 yılında tercümanlıkla başladığım iş hayatıma 1997 yılında İstanbul’dan İngilizce – Arapça dillerinden kokartlı turist rehberi olarak devam ettim. Türkiye’nin araba kiralama şirketi sahibi ilk kadınıyım. Avrupa Konseyi’nin en genç üyesi olarak ülkemi temsil ettim. Türkiye Güreş Federasyonu Asbaşkanlığı, İstanbul Belediyesi’ne bağlı BİT’lerde yönetim kurulu üyeliği görevlerinde bulundum. İç denetim ve yöneticilikler yaptım.
Türk Hava Yolları İtalya Bari Genel Müdürü olarak emekli oldum. Farklı kültürleri tanımayı, gezmeyi, bildiklerimi yazarak ya da konuşarak paylaşmayı, ailemi, arkadaşlarımı, vefalı olmayı, gençleri, ülkemi, bayrağımı seviyorum. Bir subay babanın kızı olarak Atatürk ilke ve inkılaplarının savunucusuyum. Ülkemin tamamını ve 114 ülkede yaklaşık 1000’den fazla şehri gördüm.
Evliyim ve yazılım mühendisi olup, yönetim mühendisliği yüksek lisansı yapan 1994 yılında dünyaya gelen bir oğlum var.

“Havada Bir Ömür”, havacılık tarihi ve merak edilenler üzerine kapsamlı bir kitap. Türkiye’de havacılık hakkında yazılmış kitaplara baktığımızda sizce yeterince bilgiye sahip miyiz?
Öncelikle kitabım için soylediğiniz bu güzel sözler için çok teşekkür ederim. Havacılık 1920‘ler ve 30’lar arasında uçakların ilk defa sivil havacılık için kullanılmasıyla başlar. Yüzyıllık geçmişi olan havacılık alanında maalesef yeterince kaynağımız var diyemeyiz.

Peki bu kitabı yazma sebebiniz böyle bir eksiklik olduğunu düşünmenizden mi ileri geliyor?
Benim hayat mottom “bilgi ve sevgi paylaşınca artar”. Ben de 33 yıllık bilgi ve birikimimi Atamızın bu güzel yurdumuzu emanet ettiği gençlerimize aktarmak istedim.

Henüz üç yaşında olan kızım bu aralar hep uçmak istediğini söylüyor. Sizce insanoğlunun uçmaya olan isteği, düşleri neden bu kadar çok?
Bu harika bir soru hem çok insani, hem de çok derin. Üç yaşındaki kızınızın “uçmak istemesi” aslında insanın binlerce yıldır taşıdığı özgürlük, hayal ve sınırları aşma arzusunun en doğal yansımasıdır.
Kuşlar, böcekler, yarasalar uçar… Ama biz uçamayız. İnsanlar doğada olmayan bir yeteneği arzuladığında bu imkânsızı başarma isteğiyle birleşir. Bu yüzden uçmak, sihirli bir şey gibi gelir.

Tarih boyunca insanlar yüksek yerleri (dağlar, kuleler) güç ve hâkimiyet sembolü olarak görmüştür.
Gökyüzü sınırsız, engel yok. Uçmak; zincirlerden kurtulmak, aşağıdaki dünyadan uzaklaşmak demek. Bu da çocuklardan yetişkinlere kadar herkeste bir özgürlük duygusunu tetikler.
Rüyalarımızda sık sık uçarız. Kontrol bizdedir. Beden hafifler. Mitolojilerde, masallarda ve çizgi filmlerde uçmak genellikle kahramanlık, aşk, özgürlük, dönüşüm gibi temalarla ilişkilidir.
“Uçmak istiyorum” diyen bir çocuk aslında “bağımsızım, hayal kuruyorum, sınır tanımıyorum” diyordur.
İnsanoğlu uçmak ister çünkü sınırlarını aşmak ister. Üç yaşındaki kızınızın bu hayalini canlı tutmak, ona hem özgüven hem de hayal gücü kazandırır. Uçmak istemek aslında, “daha fazlası mümkün” demektir.

Ama uçma korkusu olan pek çok insan da var. Uçak korkusu nasıl geçer?
Kesinlikle doğru. Bir yanda uçmayı hayal eden çocuklar, diğer yanda uçağa binmekten ciddi şekilde korkan yetişkinler var. “Uçma korkusu” (uçak korkusu) çok yaygın ve oldukça gerçek bir durumdur. Psikolojide bu durum aviofobi ya da uçak fobisi olarak adlandırılır. Her 4–5 kişiden 1’i uçmaktan az ya da çok korkar.

Uçak korkusu nasıl geçere gelmeden önce uçak korkusunun neden olduğuna bakmak gerekir. Kontrolün bir başkasında olması, kapalı alanda kalıyor olma korkusu, yükseklik korkusu ve daha önce deneyimlenmiş kötü anılar uçak korkusuna sebep olur.
Gelelim uçak korkumuzun nasıl aşılabileceğine:
  • Uçakların ne kadar güvenli olduğu hakkında bilgi edinin,
  • Derin nefes egzersizleri (4 saniye nefes al – 6 saniye ver) kas gevşetme egzersizleri ve meditasyon uygulamaları ile panik kontrol altına alınabilir.
  • Korkunuz yükseklikle bağlantılıysa pencereden uzak koltuk seçin.
  • Yanınıza sevdiğiniz bir kitap, müzik veya dikkat dağıtıcı bir şey alın.(Bulmaca, sudoku, vs)
  • Fobi düzeyinde korku yaşıyorsanız bir psikologla çalışmak çok etkili olabilir.
Uçuş korkusu tamamen aşılabilir bir fobidir. Binlerce insan bunu her yıl aşıyor. Korktuğun şeyin üstüne doğru, yavaş yavaş ama bilinçli şekilde gitmek genellikle en iyi yoldur.

“Havada Bir Ömür”de havacılık tarihi, gizemli olaylar ve efsaneler dışında başka neler bekliyor? Kitapta yer alan birkaç ilginç bilgiyi bizimle paylaşır mısınız?

Havada bir ömür dört bölümden oluşuyor. Bunlar:
  • Havacılığın ortaya çıkması ve gelişimi
  • Havacılıkla ilgili merak edilen konular
  • Yolcuların bilmesi gerekenler
  • Havacılık çalışanları.

Hepimizin günlük hayatta merak ettiği başımızı gökyüzüne kaldırdığımızda uçakların nasıl uçtuğundan, uçakların arkasında çıkan o beyaz izlerin neden olduğuna, neden pilotların aynı anda aynı yemeği yemediğine, havacılık mesleklerinin neler olduğu ve nasıl olunabileceğine dair bilgilere kitabımdan ulaşılabilir.


Kitabınız havacılık ile ilgili bir meslek yapmak isteyen insanlara da ilham verir mi, ne dersiniz?
Kesinlikle verir. Yazmadaki en temel motivasyonlarımdan biri gençlere yol göstermekti. Pandemi döneminde Türk Hava Yolları İtalya Bari Genel Müdürü idim. Yaklaşık 60 üniversite ile kariyer konuşmacısı olarak görüştüm.

Bu yeni iş alanına gençlerin ilgisi çok fazla. Ve ne yapacaklarını o meslek sahiplerine nasıl ulaşabileceklerini de bilmeyenler var. Onlara yol gösterir düşüncesiyle bu kitap ortaya çıktı.
Havacılığın tarihçesini bir çırpıda ulaşabilmek, uçaklarla ilgili merak edilen soruların cevaplarını vermek, ilk defa uçağa bineceklere yol göstermek ve havacılık mesleğine gönül vermiş gençler için kariyer planlamasında önemli olacak bir kitap yazmak istedim.

Konusu uçakta geçen en sevdiğiniz film hangisi, merak ettim…
Uçakta geçen filmler genelde gerilim, aksiyon ya da drama türlerinde oluyor ve kapalı bir alanda geçtiği için izleyiciye ayrı bir yoğunluk hissettiriyor.

Uçak kazaları hakkında yapılmış onlarca film arasında belki de en farklı olanlardan biri Sully. Çünkü bu filmde bir felaket değil, bir mucize anlatılır. Film, 15 Ocak 2009’da New York’ta gerçekleşen gerçek bir olayı anlatır. US Airways’in 1549 sefer sayılı uçağı, kalkıştan kısa bir süre sonra çift motor arızası yaşar (bir kuş sürüsüne çarpar). Uçağın kaptan pilotu Sully, kontrolü kaybetmemek için uçağı Hudson Nehri’ne indirmeye karar verir. Ve bunu başarıyla yapar. Uçaktaki 155 kişinin tamamı kurtulur. Olay, basında “Hudson Mucizesi (Miracle on the Hudson)” olarak anılır. Filmde verilen mesajlara bakacak olursak kriz anında soğukkanlılık ve deneyimin önemi, insanların “veriye” değil, “anlık kararlara” nasıl güvenebileceği, modern toplumda bile kahramanlığın sorgulanabilir olması ve pilotların psikolojik yüklerini sayabilirim.
Uçuşa ilgi duyanlar, gerçek olaylara dayalı dramaları sevenler, uçak korkusu olan ama “umut veren” bir hikâyeyle yüzleşmek isteyenler ve Tom Hanks hayranlarının izlemesini tavsiye ederim.

Sizin yine Destek Yayınları’ndan çıkan başka kitaplarınız da var: “Puglia’da Bir Ömür”, “Torbayla Bir Ömür” gibi… “Havada Bir Ömür” de bunun devamı gibi sanki… Peki “Ömürlü”k aşka dair bir kitap da olacak mı?
Çok güzel bir soru çok teşekkür ederim. Ömür serisini üçleyip bitirdiğimi düşünüyordum ancak “ömürlük aşk” da kulağa güzel geliyor. Kim bilir belki bundan sonraki kitabımın adını da siz koymuş olursunuz.

Benim kitaplarımda zaten aşk var. Puglia, dört buçuk yıl yaşadığım, Türkiye’de bir turizm destinasyonu olmasına vesile olduğum bir aşk. Puglia‘da bir Ömür kitabımda Puglia aşkım var.
YORUM YAP

You don't have permission to register
Follow us on Social Media