Advertisement Advertisement

BİRCAN YILDIRIM: “GERÇEK ADALET KİMSENİN YAŞATTIĞINI YAŞAMADAN BU DÜNYADAN GİTMESİNE İZİN VERMİYOR”


Güçlü kadın karakterler, içsel dönüşümler ve ilahi adalet…  Aile danışmanı ve sosyolog yazar Bircan Yıldırım’ın en yeni kitabı Yarına Kalır Yanına Kalmaz, bu defa hayatın içinden gerçek hikâyeler aracılığıyla ilahi adalet kavramını ve kişisel gelişim süreçlerini ele alıyor. Yıldırım ile yeniden bir araya gelip yine Destek Yayınları tarafından okurla buluşan bu merak uyandırıcı yeni kitabını konuştuk. 

SÖYLEŞİ: NİLÜFER TÜRKOĞLU
nilufer@ajandakolik.com 

Bundan altı yıl önce “Hayat Cesurlara Torpil Geçer” kitabınız için bir araya gelmişiz Bircan Hanım. Öncelikle nasılsınız? Hayat bu süreçte size torpil geçti mi? Nasıl geçti bu altı yıl?
Bu altı yıl benim için oldukça verimli geçti. Yeni kitabım için bol bol hayat deneyimleri ve tecrübeler kazandım; yeni yeni insanlarla tanıştım, her yeni insan benim için yeni bir keşif, yeni bir yolculuk oldu. Kitap yazabilmek için en güzel deneyimin yeni tecrübeler  ve yeni insanlar olduğuna inanıyorum. Bu süreçte de hayat bana geçebileceği en güzel torpili geçti, çok güzel insanlar ve deneyimler kazandırdı

Yine yazmaya devam ettiniz. Araya iki kitap daha sığdırıp şimdi o kitaptan sonraki üçüncü kitap olan “Yarına Kalır Yanına Kalmaz”ı geçtiğimiz günlerde yayımladınız. Öncelikle şunu sorayım bu bir intikam kitabı mı?
Hayır, bu kitap kesinlikle bir intikam kitabı değil aksine intikam alma enerjisinin insan sağlığına zihnine, bedenine ne kadar zarar verdiğinin, affetmenin ne kadar iyileştirici gücünün olduğunun örneklerle yaşam deneyimleri ile anlatıldığı bir kitap

Kitabın alt başlığı olan “Bir kadına asla yanlış yapmayacaksın” çünkü… cümlenin devamını getirin lütfen.
Bir kadının enerjisi çok yüksektir, bir kadın istediği zaman bütün dünyayı aydınlatabileceği kadar enerji yayar. Eğer bir kadının ahı alındıysa, bir kadın üzüldüyse o kadından öyle bir enerji açığa çıkar ki yapılanları unutsa bile ilahi sistem bunu asla unutmaz. Bu yüzden bir kadına gerçekten çok özenli davranılması gerekir yoksa bedeli ilahi sistem tarafından ağır olur. Özellikle annelerin enerjisi çok güçlüdür

Bu kitapta hikayesini dinlediğimiz üç kadın var: Melike, Pelin ve Esra… Tüm bu hikayelerin ortak özelliği yaralarını sevgiyle sarmaya çabalayan, hayatta birtakım sınavlar vermiş olmalarına rağmen büyük bir güçle ayağa kalkan kadınlar olması… Biraz sizden dinlemek isteriz…
Aslında bütün kadınların içinde ayakta kalmaya, mücadele etmeye ve vazgeçmemeye dair inanılmaz bir enerji var ve bir kadın bir şey gerçekten bittiğine inanasıya kadar bütün çaba ve enerjisini bunun için harcar. Ama bittiğini veya boşa çaba olduğunu hissettiği bir şey için de sonsuza dek vazgeçebilir. Bütün kadınların içinde onu harekete geçiren, onu destekleyen, zor anlarında yanında olan küçük bir kız çocuğu vardır. Önemli olan o kız çocuğunun sesini her zaman dinleyebilmek, onun yönlendirmelerine izin vermek. Bunu başaran kişiler her zaman ne kadar acı çekseler de sonunda istedikleri hayata kavuşurlar

İnsan ilişkileri hele ki günümüzde çok daha karmakarışık bir hal almaya başladı. Sizce bugün böyle zorlanmamızın en büyük sebepleri neler?
Artık her şeye ulaşmak çok kolay özellikle sosyal medya aracılığıyla hayat çok hızlı akıyor. Olaylar, gündem çok çabuk değişiyor. Ve bu da beraberinde haz odaklı ve sürekli mutlu olma arzusunu da beraberinde getiriyor. İlişkide sorunlar yaşanıldığı zaman çözmek yerine hemen yeni bir ilişki ile bu yaralar sarılmaya çalışılıyor. Fazla tüketim ruhumuza olan yakınlığı uzaklaştırıp yabancılaşmayı getirdi. Kendimize zaman ayırıp ruhumuza tekrar yaklaşmamız onun sesini dinlememiz gerekiyor. Hayat ne kadar karmaşık olursa olsun, ne kadar zor olursa olsun, ne kadar hızlı akarsa aksın sonuçta insanın bir ruhu ve duyguları var. Biz ne kadar onları bastırmaya, unutmaya çalışsak da onlar orada durur. Bu duyguları bastırmaya çalışmak, görmemeye çalışmak maalesef hayatın zorluklarına karşı bir kaçış olarak kullanılıyor özellikle ilişkilerde. Bu yüzden de hem eril dişil enerji dengesinde sorun yaşanıyor hem de uzun vadeli bağlılık dolu ilişkilerde.

Aldatılmak, ihanete uğramak çok ağır şeyler. Kimi zaman ardından gelen ayrılıklar da… Bunları herkes kolay kolay aşamıyor da… Bireyin kendi gücünü bulması için bu gibi travmatik durumlarda yapması gereken şeyler neler?
Kişinin bir an önce kendi içine dönmesi, kendi ile barışması gerekiyor. Kendi hayatına odaklanıp hayır demeyi, sınır çizmeyi ve uzun vadeli hayaller koyması gerekiyor. Bir insanın ne kadar uzun vadeli hayalleri varsa o kadar hayata tutunur. Ve insanlarla değil olaylarla ilgilenmeye başlaması gerekir. Hayatının merkezine ilişkiyi değil kendi hayallerini kendi hayatını koymaya başlaması gerekir. Alma verme dengesini çok iyi kurması gerekir. Zaten o zaman her şey kendiliğinden dengeye girecektir

Siz aynı zamanda bir sosyolog ve aile danışmanısınız. Hikayelerinizde okuduğumuz tüm bu kadınlarda danışanlarınızdan bir parça vardır mutlaka… İç hesaplaşmalarını kaleme alırken kendi hayatınızdan izler buluyor musunuz? Sizin de yaşamınızda bunlara benzer inişler çıkışlar oldu mu?
Tabii ki, her insan gibi ben de bunlara benzer çok fazla olaylar yaşadım. Hatta ilk kitap yazma deneyimi benzer hikayelerin veya acı dolu deneyimlerin yaşanmış olmasıdır diyebiliriz.

Hayatın bir adaleti olduğuna gerçekten inanıyor musunuz? Yani klişe tabiriyle eden bulur mu ya da sizin kitabınızda yer alan o ifade gibi “kimse yaşattığını yaşamadan gitmez” mi? Kısaca ilahi adalet var mı?
Hayatın bir adaleti olduğuna kesinlikle inanıyorum çünkü bunu kendim defalarca yaşadım. Gerçekten ilahi adalet kimsenin  yaşattığını yaşamadan bu dünyadan gitmesine izin vermiyor

Şu sıralar yazdığınız ya da üzerine düşündüğünüz bir yeni kitap var mı?
Yeni bir kitap için tekrar hazırlıklarım var üzerinde çalışıyorum yazıyorum.

Ajandakolik’te yeniden konuğum olduğunuz için teşekkür ederim.
Asıl ben çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız, kucak dolusu sevgiler…

YORUM YAP

You don't have permission to register
Follow us on Social Media