Advertisement Advertisement

AZİZE TAN: “KISITLI İMKÂNLARA RAĞMEN BÜTÇESİ DAHA YÜKSEK FESTİVALLER KADAR BİR ETKİ YARATMAYI BAŞARDIK”


“Buradan açık çağrı yapıyorum. Ayvalık’la ilgili pek çok büyük marka var. Yıl boyu kaynak aramaya harcadığımız zamanı festivalle ilgili projelerimizi geliştirmeye harcarsak burası çok başka bir seviyeye gelebilir. Festivale katkılarını bekliyoruz” diyor, Ayvalık Uluslarası Film Festivali Direktörü Azize Tan. Ayvalık’ı Ayvalık yapan değerlerden biri olmayı başaran ve Ayvalık’ın dünyada da görünür olmasını sağlayan bir festivale dair haklı bir çağrı bu! Ayvalık her yıl daha da iyisini hak ediyor çünkü, zira festival de öyle! Bu özel beldenin kültür hayatına büyük katkı sağlayan  Ayvalık Uluslarası Film Festivali’nin dördüncü yılında sevgili Azize Tan ile söyleştik.

SÖYLEŞİ: NİLÜFER TÜRKOĞLU
nilufer@ajandakolik.com 

Ayvalık’ta yaşamak zaten güzelken bir de festivalle çok daha güzelleşen bir yuvaya dönüşüyor benim için, tam dört yıldır Ayvalık. Bilenler bilir; her festivalin başka bir enerjisi ve ruhu vardır. Ayvalık Uluslararası Film Festivali’nin ruhu ise sadece deniz ve güzel manzaralarla değil, taş binalar, dar sokaklar, zeytin ağaçları, günbatımları ve Kaz Dağları’ndan gelen nefis bir havayla dolu. Bir de tanıdık yüzlerle, arkadaş sohbetleriyle… Bu yıl 16 Eylül’de başlayan festival, yine pek çok yerli ve yabancı filmi seyirciyle buluştururken aralarından bazı yapımlar, Türkiye’de ilk defa Ayvalık’ta gösterimini gerçekleştiriyor. O salondan bu salona filmlerin peşinden koştururken festival direktörü Azize Tan ile yıllardır genç ve çalışkan bir ekiple emekle verdiği festivali konuştuk.

Seyir Derneği tarafından düzenlenen Ayvalık Uluslararası Film Festivali bu yıl dördüncü yılını kutluyor. Bir film festivalini ekibinizle hazırlarken sizin için filmlerle ilgili en önemli etkenler neler? Kendi kişisel ve ekipsel tercihleriniz mi, bol ödüllü olmaları mı yoksa tamamen içgüdüsel mi?
Programı hazırlarken biraz seyirci gözüyle hazırlıyoruz. Biz bir festivalde neler görmek istedik onu düşünüyoruz. Dünya festivallerini takip ediyoruz. Tabii ki merakla beklenen ödüllü filmler var ama onun dışında yeni yönetmenleri ve sinemada yeni bakışları da keşfetmeye çalışıyoruz. Kişisel tercihler etkili oluyor ama festival programındaki dengeyi de gözetmeye çalışıyoruz. Filmlerin bizde çağrıştırdıkları üzerinden bölümler de yapıyoruz. Bu yıl Fatih Özgüven ve Selim Eyüboğlu’nun birlikte hazırladıkları “Dünyanın Sonuna Nasıl Hazırlanacağız”adlı bölümümüze ilham olan filmlerden biri “Eddington” ama onun etrafını örerek, dünyanın sonunu anlatan filmlerin çoğu zaman yıkımın görselliğine takılıp kaldığını ama asıl meselenin ritüelin çöküşü ve onunla birlikte anlamın çözülmesi olduğunu vurgulamaya çalıştık. Her yıl seyrettiğimiz filmlerin düşündürdükleri üzerinden bölümler oluşturmaya, söyleşiler düzenlemeye gayret ediyoruz.



Ayvalık sokakları pek çok sinemaseverin o filmden bu filme koşmasıyla heyecanlı geçiyor hiç kuşkusuz. Yine yerli ve yabancı filmlerden oluşan seçkiden ve programdan biraz bahseder misiniz? 

Dönem filmlerini bir araya getirdiğimiz “Hep Aynı” adlı bölümümüzde geçmişte yaşadığımız olayların günümüzde hâlâ nasıl geçerliliğini koruduğunu görebiliyoruz. “Filamingo’nun Gizemli Bakışı” ve “İki Dünya Arasında” bu bölümden filmler. “Kadın Olmak” adı üstünde kadın hikâyelerinin anlatıldığı filmleri bir araya getirdiğimiz bölümümüz. Dardenne Kardeşler’in Cannes’da En İyi Senaryo ödülünü kazanan filmleri “Genç Anneler” ve Sepideh Farsi’nin “Yüreğini Eline Al ve Yürü” bu bölümde gösteriliyor. “Bu Kimin Hikâyesi” bölümünde “Chuck’ın Hayatı”, “Tavus Kuşu”, Berlin’de Altın Ayı kazanan “Hayaller”i gösteriyoruz. Bu yılın başında kaybettiğimiz David Lynch’i iki filmiyle anıyoruz. Çocuklar için de Türkçe dublajlı göstereceğimiz “Taffiti: Çölde Macera” filmi var.

Sinemanın yazarlarında başta Cafer Panahi’nin Cannes’da En İyi film ödülünü kazanan filmi “It Was Just an Accident” olmak üzere Christian Petzold, Kelly Reichardt, Wes Anderson ve Richard Linklater’ın son filmlerini gösteriyoruz.

Ayvalık Uluslararası Film Festivali, Ayvalık’ın kültür hayatına yıllardır büyük katkı sağlıyor. Özellikle benim gibi Ayvalık’ta yaşayanlar her yıl eylül ayını iple çekiyoruz. Geçen yıl kış festivali için bu soruyu sormuştum ama Ayvalık Film Festivali için yinelemek  isterim, çünkü festival denince akla hep sponsorlar geliyor. Bu konuda yeterince destek alabiliyor musunuz? Örneğin Ayvalık Ticaret Odası ve yerel yönetimin desteği var mı?
Ayvalık’taki potansiyeli düşündüğümde ne yazık ki bu desteğin yeterli olduğunu söylemem mümkün değil. Başından beri bize destek olan çok değerli yerel markalar var. Kürşat Yağları, Macaron Kolonyaları, ASKEV, Küçük Han, Ayna, Ayvalıkzade, Manzara Evleri, Çöpmadam gibi. Kişisel katkıda bulunan festival dostlarımız var. Onların sürekli desteği olmasa bu festivalin buralara gelmesi çok zor olurdu. Başından beri Kültür İçin Alan’ın desteği sayesinde özellikle Genç Sinema programını sürdürebiliyoruz. Bu yıl Novavera, Lodhouse gibi yeni katılanlar da oldu. Paribu ve Kurukahveci Mehmet Efendi’nin destekleri bizim için büyük fark yarattı ama bir ana sponsor ihtiyacımız devam ediyor. Kataloğumuza bakarsanız çok sayıda sponsor logosu görebilirsiniz. Her birinin desteği çok önemli ama bütçeler çok arttı, bu da bizi zorluyor. İyi bir program yapmak, pek çok filmin Türkiye prömiyerini gerçekleştirmek yurt dışından konuklar ağırlamak çok maliyetli ve salonlarımız dolmasına rağmen kapasiteler sınırlı olduğu için bilet gelirleri de yetersiz kalıyor. Ticaret Odası’nın katkısı zaman zaman bazı üyelerinin malzeme konusunda desteği dışında çok sınırlı. Ayvalık Belediyesi altyapı konusunda tüm desteği vermesine ve belediyenin tüm imkânlarıyla işleyişimizi kolaylaştırmasına rağmen maddi katkı konusunda tasarruf tedbirlerinin de etkisiyle sınırlı destek olabiliyor. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi konukların ulaşımının bir kısmını karşılıyor. Bu kısıtlı imkânlara rağmen bütçesi daha yüksek festivaller kadar bir etki yaratmayı başarıyoruz. En önemlisi de burası bir seyirci festivali oldu. Geçen yıl 10.000 izleyicimiz vardı. Salon kapasitelerinin azlığına rağmen bu çok iyi bir rakam. Körfez bölgesinden ve İzmir, Çanakkale, Aydın, İstanbul gibi diğer illerden gelen çok sayıda izleyici oluyor. Festival zamanı Ayvalık yeniden canlanıyor. Bu yıl bilet satışlarımız şimdiden geçen yılı aştı. Sosyal medyada inanılmaz bir etkileşim alıyoruz. İlk gün 2.8 milyondu bu rakam. O nedenle buradan açık çağrı yapıyorum. Ayvalık’la ilgili pek çok büyük marka var. Yıl boyu kaynak aramaya harcadığımız zamanı festivalle ilgili projelerimizi geliştirmeye harcarsak burası çok başka bir seviyeye gelebilir. Festivale katkılarını bekliyoruz.

Kış Festivali dedik madem, bu yıl ilk defa yine Seyir Derneği’nin gerçekleştirdiği bir ilk festival olan Kış Festivali, 2026 yılında da yola devam edecek mi?
Biz isteriz, şimdiden festival tarihine yetişmeyen bazı filmleri kışın gösteririz belki diye konuşuyoruz. Bakalım şartlar ne gösterecek.


Peki sizin bu festivalde “Mutlaka izleyin dediğiniz filmler hangileri? Onları da not edelim… 

“Düşüşün Tınısı, Mavi Ay, Eddington, Joseph Mengele’nin Düşüşü, İki Savcı, Sırat, It Was Just An Accident, Mastermind”. Ben başladım mı bitmez. İlginç belgesellerimiz ve kısa filmlerimiz var. Pelin Esmer, Gürcan Keltek, Türker Süer’in filmleri yanı sıra “Uçan Köfteci” ve “Gündüz Apollon Gece Athena”, bu yılın umut vaat eden ilk filmleri. Kaçırmayın.

Festival programında filmlerin dışında bizleri neler var? Çocuklar için atölye çalışmaları ya da film gösterimleri olacak mı? 
Filmler etrafında bir konuşma alanı yaratmak bizim için önemli. Yukarıda bahsettiğim “Dünyanın Sonuna Nasıl Hazırlanacağız” bölümü kapsamında Fatih Özgüven, Selim Eyüboğlu, Hasan Cem Çal ve Defne Koryürek’in katılacağı bir söyleşimiz olacak. (20 Eylül, Cumartesi) “Aysel Bataklı Damın Kızı” gösteriminden önce akademisyen Selim Soydan ve Sinematek/Sinemaevi genel koordinatörü Elif Ergezen bir konuşma yaptı örneğin. David Lych’in iki filmini birden gösteriyoruz, bu nevi şahsına münhasır yönetmenin sinemasıyla ilgili bir konuşmamız da oldu. “İki Film Birden” bölümüne paralel olarak “Arşiv Görüntüleriyle Film Çekmek” konulu konuşmada Aşk, Mark ve Ölüm’ün yönetmeni Cem Kaya ve Engin Ertan olacak. (21 Eylül, Pazar)

Her yıl bir çocuk filmi mutlaka gösteriyoruz. Bu yıl da yine Türkçe dublajlı olarak “Tafiti: Çölde Macera” adlı filmi gösteriyoruz, 21 Eylül Pazar saat 12.00’de Fabrika Ayvalık’ta.

Festivali özellikle İstanbul’dan gelecek olan basın mensupları da takip ediyor, bununla ilgili haberler yapıyor. Ancak şöyle bir algı da var: hep aynı kişiler, aynı mecralar davet ediliyor, farklı basın mensupları festivale davetli olmuyor. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz, böyle bir ayrım söz konusu mu?
Biz aktif olarak haber yapan yazılı ve görüntülü mecralardan konuk davet ediyoruz. Her yıl medyadaki değişiklikleri takip ederek yeni kurumları eklemeye gayret ediyoruz. Kısıtlı bütçelerimiz olduğu için daha fazla konuk ağırlamak için 3’er günlük 2 dönemde yapıyoruz davetlerimizi. Bizim için başlıca kriter festivalle ilgili haber çıkaracak, gelen konuklara röportaj yapacak mecralara öncelik vermek. Festival daveti bir kayırma anlamına gelmiyor. Bu da bir iş ilişkisi. Festivalin görünülürlüğünün artmasını sağlayacak ve sadece film izlemekle yetinmeyerek festivalden izlenimlerini aktaracak, filmler hakkında yazacak ve konuklarla röportaj yapacak kişi ve kurumlara öncelik veriyoruz. Her yıl festival daveti göndermeden bir yıl önce festivale dair yaptıkları haberleri medya takipten inceliyoruz. İlk kez geleceklerse de festivale dair nasıl bir yayın yapmayı planladıklarını soruyoruz. Yurtdışında da bu süreçler böyle işliyor. Olması gereken de bu.

İstanbul ve Ayvalık arası mekik dokuyorsunuz. Buraya gelince en çok özlediğiniz şeyler neler oluyor?
Ayvalık’ta çok güzel dostluklar kurdum. Buradaki dostlarla tekrar buluşmayı, Ayvalık sokaklarında yürümeyi, buradaki samimiyeti özlüyorum. Ayvalık’ın Perşembe pazarını unutmayalım. Ama çok özlemeye fırsat kalmıyor diyebilirim.

Güzel bir festival dilerim! Tüm ekibin ve sizin ellerinize sağlık! Festivalde görüşmek üzere!
Teşekkürler. Ben de bu vesileyle bize destek olan tüm kişi ve kurumlara, ekip arkadaşlarıma, Genç Sinema programındaki öğrencilerimize, festivale katılan tüm konuklarımıza ve seyircilerimize teşekkür ediyorum.

 

YORUM YAP

You don't have permission to register
Follow us on Social Media