
“TESLİMİYETİN GÜCÜ” İLE TESLİM OLMADAN ÖZGÜRLEŞMEK
Budist guru Pema Chödrön’ün yazdığı “Teslimiyetin Gücü”, geçirdiğimiz zor zamanlarda her şeye rağmen kalbimizi sevgiyle doldurmak mümkün mü, sevgi, nezaket ve insan olma yolunda rotamızı şaşırmadan yürüyebilir miyiz gibi sorulara kendi üslubunca yanıtlar arayan, cesaret, şefkat ve kabulle doldurulmuş bir ruhu teslimiyetin gücüyle birleştirmenin getirdiği huzura kavuşmanın yollarını anlatan rehber niteliğinde bir kitap.
YAZI: BURAK SOYER
soyerbrk@gmail.com
Pema Chödrön, 1936 yılında New York’ta Deirdre Blomfield-Brown ismiyle doğmuş. Connecticut’taki Miss Porter’s School’da eğitimine başlayan Chödrön, üniversite eğitimini Berkeley’deki Kaliforniya Üniversitesi’nde almış. Otuzlu yaşlarında Fransa’ya giden Pema Chödrön, burada uzun yıllar birlikte çalışacağı Lama Chimé ile tanışmış. Daha sonra 1974 yılında Londra’da Lama Chimé ile çalışırken rahibe adayı olan Chödrön, aynı sene içinde Mukaddes On Altıncı Karmapa’nın İskoçya’ya gelmesiyle “Pema” atamasını almış. Asıl gurusu Chögyam Trungpa Rinpoche ile 1972 yılında tanışan ve Rinpoche’nin 1987 yılında vefat edişine kadar onunla birlikte çalışan Chödrön, On Altıncı Karmapa’nın teşvikiyle 1981’de Hong Kong’ta bulunan Çin’in Budizm soyu konusunda “bhikshuni” olarak kabul edilmiş. 1984 yılında ise Chögyam Trungpa Rinpoche’nin talimatıyla Cape Breton’ın taşra kesimine taşınarak Gampo Manastırı’nın yöneticisi olmuş ve burayı Batı Keşiş ve rahibelerine uygun şekilde yeniden kurmuş. Halen Amerika ve Kanada’da dersler veren, Batılı Budistlerle çalışmalarını sürdürmeye devam eden ve kâr amacı gitmeyen bir kuruluş olan Pema Chödrön Vakfı’nda bireylere ve topluluklara yardımcı olan Pema Chödrön, Omega Yayınları’ndan Filiz Çakır çevirisiyle yayımlanan yeni kitabı “Teslimiyetin Gücü”yle Türkiyeli okurların karşısında.
Geçirdiğimiz zor zamanlarda her şeye rağmen kalbimizi sevgiyle doldurmak mümkün mü, sevgi, nezaket ve insan olma yolunda rotamızı şaşırmadan yürüyebilir miyiz gibi sorulara kendi üslubunca yanıtlar arayan Pema Chödrön, cesaret, şefkat ve kabulle doldurulmuş bir ruhu teslimiyetin gücüyle birleştirmenin getirdiği huzura kavuşmanın yollarını anlatıyor.
Spiritüel rehberlik konusunda gerçek bir guru olan Pema Chödrön, diğer kitaplarında olduğu gibi “Teslimiyetin Gücü”nde de dikkatini “teslimiyet” meselesine çeviriyor. Chödrön’ün “teslimiyet” görüşü, herhangi bir şekilde hayatın akışına karşı boynu kıldan ince tutup diğer yanağı çevirmek değil. Tam aksine yaşanan acılarla, verilen kayıplarla, bizi bekleyen belirsizliklerle yüzleşme cesareti göstererek bütün bunları olduğu gibi kabullenip huzura bu şekilde ulaşmak.
Budist öğretileri merkezine alan “Teslimiyetin Gücü”, gündelik yaşamdan basit örneklerle Chödrön’ün öğretisini kavramakta kolaylık sağlarken zor süreçlerde kontrolü elden bırakmamak ve olanı olduğu gibi kabul etmenin gerekliliğini kapsamlı bir şekilde açıklıyor. “Teslimiyet”i bir “içsel cesaret” olarak gören ve acı, korku gibi insani duyguları bu cesaretle kucaklamanın kişi üzerindeki şefkati ve sevgiyi açığa çıkardığını ifade eden Chödrön, gelecekte ne olacağını bilmeyi bırakıp “anda kalmayı”, acıyı anlamayı, ondan çıkartılacak dersleri, insanın kendisine ve etrafındakilere karşı geliştireceği şefkatle birlikte ele alırken hayatta her şeyi kontrol edemeyeceğimizin farkındalığıyla hareket etmenin önemini savunuyor. Ayrıca teorik argümanlarını sade bir dille anlatan Chödrön bu sayede öğretilerini daha da uygulanabilir bir hâle getiriyor.
Pema Chödrön, “Teslimiyetin Gücü”nde, inadına direnmek yerine kabullenmeyi, korkuyla, acıyla yüz yüze gelebilmeyi anlatırken yaşamın getirdiği kaçınılmaz olumsuzlukları da kontrol etme sevdasından vazgeçmenin insanı özgürleştireceğinin ipuçlarını veriyor.