AjandaKolik Reklam

 

 

SEN DE POLA GİBİ OL, KAYBOLURSAN EĞER ALTI KURALI BİL

Ah şu Pola! Sürekli kaybolup duruyor! Annesi babası hep telaş içinde… Nereye gitti yine bu kız? Hey, durun, sakin olun! Korkmaya gerek yok çünkü. Pola bu! Ne de olsa o, “Kaybolanlar İçin Altı Kural”ı gayet iyi biliyor. Altı kural altın kural gibi… Polonyalı yazar Gabriela Rzepecka-Weiss’ın yazdığı, Magdalena Koziel-Nowak’ın resimlediği “Pola Kaybolunca Ne Yapar?” artık Türkçede… 

YAZI: NİLÜFER TÜRKOĞLU
nilufer@ajandakolik.com

Ailesiyle yeni bir seyahate çıkmak için yola koyulan Pola’nın kaybolma hikâyesi bu, okuyacaklarınız… Ama ne kaybolma! Hani insan bir kere kaybolur, iki kere kaybolur tamam da Pola sürekli kayboluyor! Evet o henüz küçük bir kız ve bu yüzden de dikkati hemen dağılıyor ve işte o yüzden de böyle kolay kayboluyor. Kaybolmanın da kolayı mı olur demeyin, siz en iyisi Pola’nın hikâyesini benden öğrenin!

“Yaşasın! Yaşasın! Yaşasın! Tatilimiz başlasın! Bu yolculuk tam bize göre, annem, babam ve tavşancık ile.”

Pola’yı ailesiyle birlikte yeni bir yolculuk bekliyor. O da tıpkı diğer çocuklar gibi gezmeyi çok seviyor amaaaaa yine tıpkı diğer çocuklar gibi aklı bir karış havada. Yolda bir köpek yavrusu mu gördü, durup hemen onu sever. Sonra bir de bakar annesi babası yanında değil. Polacık yine kaybolur. İşte yine o sahnelerden biri… Havaalanına gitmek için otobüsü kullanacaklar. Otobüs durağına doğru gidiyorlar. Hepsinin acelesi var. Ama o da ne! Pola tavşanını unuttu, ama nerede bu tavşan? Heyy peki Pola nerede? Oysa daha demin babası ona dikkatli olması ve kaybolmaması gerektiğini söylemedi mi? Peki Pola ne cevap verdi? “Siz beni bulursunuz, çünkü kuralları biliyorum!” 


Bakmayın Pola’nın tüm yolculuk boyunca, evet evet neredeyse otele varana değin ve hatta otelde kaybolup durduğuna… Pola çok zeki ve akıllı bir kız. Ona öğretilen “Kaybolanlar İçin Altı Kural”ı ezbere biliyor. Ve kitap boyunca her kaybolduğunda bu altı kuraldan biri işine yarıyor ve hepsini yerine getirdiği için de ailesi onu rahatça bulabiliyor.

Hadi şimdi gelin bu altı kural neymiş, biz de öğrenelim. Öğrenelim ki çocuklarımıza öğretelim, onlar da tıpkı Pola gibi bu kuralları akıllarından çıkarmasın, kaybolduklarında (aman hiç olmasın!) ne yapacaklarını gayet iyi bilsinler…

KAYBOLANLAR İÇİN ALTI KURAL:
1. Anne babanı bulmaya çalışma. Olduğun yerde bekle!
2. Yola çıkma!
3. Gerektiğinde üniformalı kişilerden yardım iste!
4. Tanımadığın biri mi? Ona güvenme!
5. Annenin iletişim bilgileri mi? Ayakkabının içinde saklı!
6. Köşelere saklanma, görünür ol! 

Bazen bir saniyede bile değişir işler ve kaybolur çocuklar… Pola buna güzel bir örnek… Her defasında “Olamaz! Babam nerede? Annem nerede?Yine mi kayboldum?” diye soran gözlerle etrafa bakınan Pola, neyse ki o altı kuralı biliyor. Biliyor da anne ve baba kitap boyunca neredeyse hiç korkmuyorç

Yazar Gabriela Rzepecka-Weiss’tan ebeveynler ve çocuklar için gerçek anlamda öğretici ve ders verici bir hikâye! Anne baba olarak başımıza gelse küçük dilimizi yutup bir de üzerine bayılacağımız çocuğunu kaybetme psiklojisi bu kitapta neredeyse hiç yok. Oysa evet “çocuğunu kaybetme” ve hemen sonrasında neyse ki “bulma” var.  Weiss, tamamen Pola’nın kaybolunca ne yapılması gerektiği bilgilerine odaklanarak esprili ve bir o kadar tatlı bir anlatımla hem küçük okuru hem de çocuk sahibi yetişkinleri bilgilendiriyor. Tam bir kulağa küpe olsun öyküsü…


Kriz anlarında çocuklarımıza sakin kalmayı ve güvenliklerini sağlamayı öğütleyen ve bunu bir o kadar sevimli Pola karakteriyle sunan yazarın akıldan çıkmayacak hikâyesine en az metin kadar güçlü illüstrasyonlar eşlik ediyor. Polonyalı çizer Magdalena Koziel-Nowak takip edilmesi gereken bir illüstratör. Şimdiye kadar onlarca çocuk kitabı resimleyen Nowak’ın Pola’sını sevmemek ve içten içe ona sarılmamak elde değil. Gabriela Rzepecka-Weiss’ın diğer çocuk kitaplarının bir an önce Türkçeye çevrilmesini dilerim, tıpkı çizer Magdalena Koziel-Nowak’ın resimlerinin yer aldığı kitaplara da bir an önce ulaşma isteğim gibi… Bu arada sıkı durun. Pola’nın hikâyesi bu kitapla sınırlı değil. Kendi dilinde iki kitabı daha olan ( Belki Türkçeye “Pola Plajda” ve Pola Ormanda olarak çevrilirler) Pola’nın, aslında bir kitap serisinin kahramanı olması sevindirici. Bana çocukluğumun Pıtırcık’ını anımsattı, itiraf edeyim. Pıtırcık kız olsaymış, belki de Pola olurmuş.

O zaman çevirmen Sevde Tuba Okçu’ya yeni kitaplar düşüyor belli ki. Bize de beklemesi… Pola’yı ve komik dünyasını çok sevdim. Siz de sevin, okuyun, çocuklarınız okusun isterim. Timaş Çocuk etiketiyle kitapçılarda… İyi okumalar dilerim…

YORUM YAP

You don't have permission to register
Follow us on Social Media