MAYANIN BÜYÜLEYİCİ YOLCULUĞU

Yazar ve Kimya Yüksek Mühendisi Zeynep Çolakoğlu’nun kaleme aldığı “Maya Büyüsü”, pek çok ürünün kökenini oluşturan mayayı şarap ve gastronomi arasındaki bağ ekseninde inceleyerek geniş çaplı bir soruşturmaya tabi tutuyor.

Burak Soyer
soyerbrk@gmail.com

Zeynep Çolakoğlu, edebiyattan sanata, mitolojiden gastronomiye birçok “sofra”ya konuk olan şarabın tarihsel yolculuğunu anlattığı “Şarap Koyusu” adlı kitabının ardından, bu kez de okuru saymakla bitmeyen pek çok ürünün kökenini oluşturan mayayı şarap ve gastronomi arasındaki bağ ekseninde ele alıyor. Karakarga Yayınları etiketiyle yayımlanan “Maya Büyüsü”, Zehra Çolakoğlu’nun Kimya Yüksek Mühendisliği ve yazarlığıyla sayesinde bir araştırma kitabının dışına taşarak öyküsel bir anlatıyla mayanın inceliklerini, açtığı algı kapılarını, üzerinde etki bıraktığı kokuyu, lezzetini okurun damağında bırakacak şekilde yazıya döküyor.

Zeynep Çolakoğlu iki bölüme ayırdığı kitabının “Şarap Lezzet Eşleşmeleri” adlı ilk bölümünde okuru şarabın doğduğu yere, asmaların tarihine götürüyor. Sonrasında mayanın en önemli etkilerinden biri olan kokuyu bir “uyaran” olarak ele alan yazar, buradan hareketle algıya uzanan süreci anlatıyor. Koku ve aromayı oluşturan bileşenlerle aromanın kategorilerine geçiş yaptıktan sonra sıra şaraba geliyor. Şarapların çeşitleri hakkında detaylı bilgilere yer verip yanında “iyi giden” lezzetleri mercek altına alan Çolakoğlu, şarap-lezzet eşleşmesindeki temel prensiplerle ortaya bir “şarap tabağı” çıkarıyor. “Lezzetin Kapılarını Arayanlar” başlıklı ikinci bölümde ise tadım aşamasını, şarabın aromasını veren tatları, üzümün kimyasal sürecini, Süryani şaraplarını inceleyen Zeynep Çolakoğlu, “koku” konusunu bu defa lezzet parantezi içinde mercek altına alarak bir karşılaştırmaya tabi tutuyor.

“Maya Büyüsü”, özellikle sağlıklı beslenme konusunda birçok tartışmaya neden olan mayayı, şarap bağlamında izleyerek, onun doğal haline ve bu doğallığın getirdiği üretimi başka bir yoldan konu ediyor. Bunların yanında, koku hafızası, aromaların “dili”, mayanın “altyapısını” sağladığı mayhoş tatların kimyasal ve kültürel tarafını tüm boyutlarıyla ele alıyor. Mayadan şaraba uzanan bu geniş ve çok yönlü yolu, teorik, teknik ve pratiğin süzgecinden geçirerek soframıza kadar gelişini anlatan kitap, kendi başına bir başlık altında incelenmesi gerek şarap kültürünün hakkını vererek hem meraklılarına hem de merak duymaya merak duyanlara rehberlik edecek bir kaynak kitabı olarak okunmayı ve arada da bol bol karıştırılmayı hak ediyor.