‘Görecek Günler Var Daha!’ 70’li yılların Türkiye’sine selam ediyor
Bu kitap yazısını okumadan hemen önce yazının sonuna gidip videoyu açın. Bırakın fonda o çalsın, 70’lerin o naif günlerine, bir İlhan İrem şarkısıyla ışınlanın.
Yapı Kredi Yayınları, Derya Bengi’nin hazırladığı dönem kitaplarına devam ediyor. Daha önce yayımlanan 50’li ve 60’lı yıllar sözlüklerinden sonra bu yıl da 70’ler Türkiyesi’nin renkli dünyasını anlatan 70’li Yıllarda Türkiye: Sazlı Cazlı Sözlük ‘Görecek günler var daha’ kitabı çıktı.
70’li Yıllarda Türkiye: Sazlı Cazlı Sözlük ‘Görecek günler var daha’ kitabı, A’dan Z’ye 1970’li yılların Türkiyesi’nin ritmiyle şarkılar, türküler mırıldanıyor. Müzikten yola çıkarak, siyasi ve kültürel boyutlarıyla oldukça renkli bir dönemde geziniyor, anılar ve anekdotlar derliyor. O günlerin bakışına, mizacına, lisanına, sesine sadık kalmaya, renklerini yansımaya, serüvenine ortak olmaya çalışıyor. Türkiye’nin her bakımdan belki de en zikzaklı ve arabesk yıllarını gözler önüne seriyor. 1970’li yıllar, o dönemin gözü ve diliyle, daha doğrusu o dönemin gazete, dergi, kitap, plak, kaset, televizyon yayınlarının rehberliğinde dile geliyor.
Derya Bengi’nin hazırladığı kitabın Sazlı Cazlı Sözlük olmasının nedeni dönemin müzikleri üzerinden sosyal hayatı ele alması. Abba’dan Zülfü Livaneli’ye, Sezen Aksu’dan Barış Manço’ya pek çok sanatçı kitabın ana malzemesini oluşturuyor. Öte yandan sosyal, siyasal, kültürel gelişmeleri de bu kitapta, hem de en renkli yönleriyle okumak mümkün: Cumhuriyetin 50. yılı, Kıbrıs Barış Harekâtı, Boğaziçi Köprüsü, Anadolu rock ve arabesk müzik, seks filmleri, ‘Hababam Sınıfı’ ve ‘Baba’ filmleri, TRT tartışması, televizyon çılgınlığı, Eurovision, 12 Mart romanları…
Derya Bengi, kitabın önsözünde 70’li yılları şöyle özetliyor:
‘Görecek günler var daha’ 70’lerde bir alarm gibi çınlayan ‘Umut’ ve ‘Yarın’ sözcüklerinin yankısını çoğaltan bir dizeydi. İster sinema afişinde Yılmaz Güney’in ‘Umut’u olsun, ister kitapçı vitrininde Pınar Kür’ün iki tekrarlı, üç noktalı Yarın… Yarın…’ı, ve çok daha fazlası, bu iki sözcük, 70’lerin simgesi, ilkesi, ülküsüydü. Orhan Gencebay dozer kepçesi boynunda “Biz görmesek de görecekler var o mutlu yarınları”, Ali Rıza Binboğa beş parmağı havada “Yarınlar benim, yarınlar senin, yarınlar onun, yarınlar bizim” diyordu. Binboğa’nın şarkısı dinleyiciyle 1974’ün sonlarında buluşsa da gerçekte 1971’de, 12 Mart’a bir tepki olarak yazılmıştı. İlhan İrem’in 1973 tarihli plağı ise, bir aşk şarkısı dahi olsa, bilmeden, farkına varmadan, üstelik adeta 80’li yıllardan Binboğa’ya sitem yollar gibiydi: “Yarınlar, yarınlar, yarınlar bizim demiştin / Yazık oldu yarınlara / Avunurum anılarla…”