Advertisement Advertisement

DÜNYAYA UMUT DOLU ÖYKÜLER: “ŞARKISINI UNUTAN KUŞ”

Siz hiç şarkısını unutan bir kuş gördünüz mü? Ben görmedim ama “Bay Yan Flüt” görmüş. Kim mi o? Hani şu ormanın en tehlikeli yerlerinde flütüyle kendi bestelerini çalan ve herkesin “üşütük” olduğunu düşündüğü şu tuhaf adam canım! Aaa sizin ondan da mı haberiniz yok! O zaman sizi Abdullah Harmancı’nın dünyayı daha güzel kılmanın yollarını arayan kahramanlarıyla dünyayı bir anda güzelleştiren altı öyküsünden oluşan “Şarkısını Unutan Kuş” kitabı ile tanıştırmak da benim görevim olsun. Bakarsınız sizin de dünyanız güzelleşir, yeni yıla daha da umutlu girersiniz.

Yazı: Nilüfer TÜRKOĞLU
nilufer@ajandakolik.com

“Bıyıkları upuzun bir adam var.
Herkes uyuduğunda dünyanın öte ucuna uçuyor.
Kalbi kocaman bir adam var.
Hayatı pahasına, kendini yaşadığı şehrin evcil hayvanlarına adıyor.
Şarkısını unutan kuşlar için üzülen bir adam var.
Ormanda kuşların kayıp melodilerinin peşine düşüyor.
Saksağanların mutluluğuna ömrünü adamış biri daha var.”

Bugün umut dolu, hayal dolu, hayat dolu öykülere ihtiyacımız var! Yeterince kasvetin ve karamsarlığın hüküm sürdüğü bir dünyada yaşama sıkıca sarılmamız için bize iyi gelen hikayelerin varlığına inanma isteğimiz var. Ki sıkı sıkı sarılalım diye sahip olduğumuz dünyaya, hayata dokunan, hayatı yeşerten, dönüştüren, değiştiren insanlara, öykülere, kitaplara…

2007 yılında Türkiye Yazarlar Birliği tarafından yılın öykücüsü seçilen Abdullah Harmancı’nın yazdığı “Şarkısını Unutan Kuş”, işte o insanların içinde yer aldığı öykülerin buluşma noktası bir kitap. İçinde birbirinden dost, birbirinden kahraman, birbirinden duyarlı, vicdanlı karakterleri barındıran “Şarkısını Unutan Kuş”, özellikle kitaba adını veren öyküyle ve Harmancı’nın kendine has mizahıyla kitabın en dikkate değer öyküsü benim gözümde.

Siz hiç şarkısını unutan bir kuş gördünüz mü? Ben görmedim ama “Bay Yan Flüt” görmüş. Kim mi o ? Hani şu ormanın en tehlikeli yerlerinde flüdüyle kendi bestelerini çalan ve herkesin “üşütük” olduğunu düşündüğü tuhaf adam canım! Herkes onu arıyor, haberciler hatta youtuberlar! Ama onlar ararken Bay Yan Flüt kendi kendine ortaya çıkmasın mı! Üstelik haber merkezinde, spikerin yanı başında! Gökte ararken yerde bulmak tam da böyle bir şey olmalı! Kendisinin bir müzisyen değil de kuş bilimci olduğunu söylediğinde herkesin ağzı da gözü de daha da çok açıldı. Bu şişman, bu bıyıklı adam, ormanda neden yan flüt çaldığını anlattı. Önce kuş türlerinin yok olmasından ve sonra çok daha ilginç bir şeyden! Tarihte ilk defa bir kuşun, dişileri etkilemek için her bahar söylediği melodiyi unuttuğunu söyledi. Devamını en iyisi ben anlatmayayım da Harmancı’nın o leziz cümlelerinden dinleyin.

Hem sadece Bay Yan Flüt’ü mü? Tanışacağınız ne iyi karakterler var başka! Kötüyken pişman olup iyiye yönelen de. Mesela ilk öykünün kahramanı Beyefendi Konta Plak! Ne biçim isim demeyin, onunla mutlaka tanışmalı, Murat’ı nasıl diyar diyar dünyanın bir ucundan diğerine uçurup da yeryüzünün iyi insanların da cenneti olduğunu kanıtladığını gözlerinizle görün.

Peki ya Yuppina’ya ne demeli? Ya da Saksağan Doğan’a? Ömrünü hayvanlara adamış bu insanlar aslında aramızda. Sen, ben, o. Belki de biz, siz, onlar… Kimi kediler için kutu kutu evler yapıyor, kimi barınaklara her hafta mama götürüyor. Aslında öyle çoklar ki! Sadece öykülerde değiller…

Yazın hayatına şiirle başlayan ardından öykücülüğe merak saran ve öykücü olan Abdullah Harmancı’nın okuru içine alan tüm bu öyküleri, özellikle yazarın üzerine eğildiği konular ve ustalıkla kullandığı mizah yönü yüksek diliyle bütünleşerek okuru sarıp sarmalıyor. Timaş İlk Genç etiketiyle yayımlanan bu incelikli hikayelerin her birinin kendine has bir ruhu, dünyaya anlam katan bir güzelliği var. “Şarkısını Unutan Kuş”un peşinden gidin. Ona şarkısını hatırlatmak için var gücdüyle çabalayan Bay Yan Flüt’e de selam söyleyin.

YORUM YAP

You don't have permission to register
Follow us on Social Media