“AY IŞIĞINDA” DÜNYAYI FETHEDEN KADINLAR

Ezgi Aksoy’un yazdığı, Betül Yılmaz’ın çizimleriyle hayat verdiği “Ay Işığında Kadınlar”, dünyanın dört bir yanından önlerine çıkan tüm engelleri kendi çabalarıyla yıkarak amaçlarından milim şaşmayan kadınların hikâyelerini anlatıyor.

YAZI: BURAK SOYER
soyerbrk@gmail.com

 Ezgi Aksoy, 1981 yılında İstanbul’da doğmuş. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İspanyol Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olmuş. 2008 yılında LeMan dergisi bünyesinde yayımlanan yeniHarman dergisinde Latin Amerika üzerine araştırma yazıları yazmaya başlamış. Sonrasında bu yazılar, sinema, sanat, popüler kültür, aktivizim, toplumsal hareketler gibi konulara evrilmiş. Yazılarına Bayan Yanı, Öteki Sinema, ve Kara Karga Dergi’de devam eden Ezgi Aksoy’un şiirleri de Cartel Urbano gibi Latin Amerika dergilerinde ve Varlık ile Underground Poetix gibi yerli dergilerde yayımlanmış. Sinema üzerine Ankara ve İstanbul’da birçok etkinlik düzenleyen Aksoy, KargArt’ta seçici küratör olarak yer almış. Çizgi haberleriyle The Nib ve Drawing The Times gibi dijital mecralarda yer alan Aksoy’un yayımlanmış üç de kitabı bulunuyor. Betül Yılmaz ise 1980’de Ankara’da dünyaya gelmiş. 2003 yılında Gazi Üniversitesi Resim Öğretmenliği Heykel ana sanat dalın bölümünü bitirmiş. Belgesel ve tiyatrolara dekor çalışmaları yaparak, grafik ajanslarına illüstrasyonlar çizerek meslek hayatına başlayan Betül Yılmaz, 2005 yılında karikatürist olmak için İstanbul’a taşınmış. Başlarda reklam filmleri için story board çizimleri yapan Yılmaz, 2008 yılında sırasıyla Kemik, Fermuar, Leman, Harakiri, Bayan Yanı, Paspas, Rağmen gibi mizah dergilerine öyküler çizmiş. İşinin ehli iki kadın Ezgi Aksoy ve Betül Yılmaz, Karakarga Yayınları etiketiyle yayımlanan “Ay Işığında Kadınlar” isimli bir kitap yayımladı. Aksoy’un yazdığı, Yılmaz’ın çizimleriyle hayat bulan kitap, dünyanın dört bir yanından önlerine çıkan tüm engelleri kendi çabalarıyla yıkarak amaçlarından milim şaşmayan kadınların hikâyelerini anlatıyor.

TARİHE DAMGASINI VURAN 15 KADININ HAYATI 

Yetersiz ışığına rağmen yine de yol göstermeye yarayabilme ihtimali ve kadınların “cadı” olarak nitelendirildiği dönemde onlara yasaklanan “ay ışığı” metaforuyla yola çıkan Ezgi Aksoy ve Betül Yılmaz, çok isabetli bir tercihle 8 Mart Dünya Kadın Emekçiler Günü’nün gerçek tarihçesini anlatarak başlıyor. Sonrasında ise; yakın tarihte tüm dünyaya sanatıyla, bilime yaptıkları katkılarıyla, kendilerini kadınların, ezilenlerin, yok sayılanların haklarını savunmaya adamış güçlü kadınların yaşam hikâyelerini aktarıyor. Aralarında kimler yok ki! Türkiye’nin “deli kadını” Aysel Gürel, ilahiyatta çığır açıp faili belli bir cinayete kurban giden Bahriye Üçok, yıldızlara dair üç milyondan fazla gözlem yaparak güneşin maddesel içeriğini bulan, daha sonrasında bu keşfi bir erkek tarafından çalınan Cecilia Payne-Gaposchkin, flamenkonun süper starı Carmen Amaya, 99 yaşına kadar, tekerlekli sandalyede dahi olsa gönüllü olarak hastalara şifa arayan doktor Fe Del Mundo gibi insanlık için yaptıkları sihirli dokunuşlarla gönüllerin kahramanı olan 15 kadının yaşamları, ilerlemek istedikleri yolda önlerine sürekli taş koyan patriyarka ve devletlerin resmi ideolojilerine karşı verdikleri mücadele, tüm detaylarıyla gözler önüne seriliyor.

Ezgi Aksoy ve Betül Yılmaz, “Ay Işığında Kadınlar” da en klişe ifadeyle çok önemli bir işe imza atıyorlar. İkili, her şeyden önce avcı-toplayıcı topluma geçişle birlikte, erkeğin “namını” bilek gücüyle ispatlamak için kadını binlerce yıl sürecek olan “eve” tıkışıyla başlayan ataerkil düzene kafa tutan kadınların gerçek hikâyesini hiçbir şekilde maniple etmeden aktarıyor. Diğer taraftan ise; ismini şimdiye kadar hiç duymadığımız kadınlara da yer vererek onları tanıma fırsatı sağlarken, okuru “Bu kadınlar gibi başka kadınlar da var mıdır?” sorusunun peşinden sürüklüyor. Gayet titiz bir araştırmanın sonucu olan “Ay Işığında Kadınlar”, güçlerinin farkında olan kadınların neler yapabildiğinin ve yapabileceğinin bir kanıtı olarak da sonuna kadar okunmayı hak ediyor.